İran’da Ofsayt’a Düşmek: Ya İstiklal Ya Ölüm

Kendi varlığımın sesi olayım dedim. Ne yazık ki kadındım. Füruğ Ferruhzad

İran’ın başkenti Tahran’da Muharrem ayında bir futbol maçı oynanıyor. Bir tarafta maviler(Esteghlal/İstiklal) diğer tarafta kırmızılar(Perspolis) var. 110.000 insan ‘abi’ (mavi) ve ghermez (kırmızı) diye bağıracak kadar özgür. Stadyumun ismi de Azadi(özgürlük) olunca her şey daha da yerine oturuyor. Fakat bir tuhaflık var.  Renkleri haykırma özgürlüğü sadece erkeklere verilmiş. Yani stadyum da hiç kadın seyirci yok. Çünkü.. Çünkü yasak!

Veliaht Muhammed Rıza Pehlevi İsviçre’deki eğitimini tamamladıktan sonra 1936 yılında İran’a geri dönüyor. Bu geri dönüş futbola, İran’da yeni bir soluk kazandırdı. Veliaht futbol oynuyor, oynadığı takımlar da kaptan dahi oluyordu. Ayrıca futbol, modernleşmenin bir sembolü olarak görüldüğünden İran’ı modern, batılı bir ülke haline getirmek isteyen şahlar tarafından da destekleniyordu. Tahran’daki güçlü futbol kulüpleri Şah tarafından tek bir çatı altında ‘zorla’ toplandı ve TAJ (Taç, Crown )ismini aldı. Adından da anlaşılacağı üzere TAÇ takımının, sarayla bağı kuvvetliydi. Takımın isminde ki TAÇ, Şah’ın tacıydı bir nevi. Üstelik veliaht Rıza Pehlevi açıkça TAÇ taraftarı olduğunu her defasında beyan ediyordu. Modernleşmenin gereği olarak 1970 yılında TAÇ takımının, kadın futbol takımı da kurulmuştu. Bu durum kadınların İran’da kurmuş olduğu ilk futbol kulübü olma özelliğini taşıyordu. Artık kadınlar mavi formalarıyla gol atabiliyordu. Fakat bu golün sevinci fazla uzun sürmedi. 1979 yılında gerçekleşen ‘İslam Devrimi’ ile birlikte birçok şey değişti. Şah monarşisine dair ne varsa rejim tarafından silindi ya da yasaklandı. Hatta muhafazakâr rejim TAÇ takımının ismini bile değiştirmişti. ‘Devrim’ öncesinde Şah’a karşı gerçekleşen muhalif protestolarda atılan ‘Esteghlal, Esteghlal’ (Bağımsızlık, Bağımsızlık) sloganı takımın yeni ismi olmuştu. Bununla birlikte kadınlara stadyumda maç izleme yasağı getirilmişti. Yani yasalar gereği erkekler izleyebilir, kadınlar izleyemezdi. Neden izleyemez sorusunun cevabını ise İranlı yönetmen Jafar Panahi’nin 2006 yılında çekmiş olduğu Offside (Ofsayt) filmindeki sahneye geçiş yaparak öğreniyoruz. Erkek kılığında stada girmeye çalışan kadınlar, devrim muhafızları tarafından yakalanır ve nezarete atılır. Devrim Muhafızları, kadınlara stadyum da maç izlemenin yasak olmasının sebebini  ‘stadyum kadınlara göre bir yer değil, içerideki erkekler küfür ediyor’ şeklinde açıklar. Ne kadar komik değil mi? Problemi, küfür edende dahi görmeyen/göremeyen zihniyet, referansını, devrimini İslam’dan aldığını iddia ediyor. Ve ülkenin en önemli futbol kulübünün ismini bağımsızlık (Esteghlal) o kulübün maçlarını oynadığı stadyumun ismini de özgürlük(Azadi) olarak tanımlıyor.

‘Mavi Kız’

Seher Hudayari birkaç ay önce taraftarı olduğu Esteghlal takımının maçını izlemek için Azadi stadyumuna maviler içinde ve erkek kılığında gitti. Fakat yakalanıp, gözaltına alındı. 6 ay hapse mahkûm edileceğini öğrenen Hudayari, Devrim Mahkemesi önünde kendisini yaktı ve hayatını kaybetti. Desteklediği Esteghlal takımının renklerinden dolayı da tüm dünyada ‘Mavi Kız’ olarak anıldı. Bu vahim olaydan sonra uluslararası kamuoyunun baskısıyla İran’da, kadınların maç izleyebilirliği tartışılmaya başlandı ve İran-Kamboçya maçıyla birlikte 40 yıl sonra kadınlar stadyum da maç izlemeye başladı. Hiçbir açıklaması yapılamayacak kadınların stadyumlarda maç izleme özgürlüğüne kavuşulmuştu. Fakat 3 gün önce İran yönetimi aldığı kararla tekrar ofsayta düştü. Kadınların stadyumlarda futbol maçı seyretmelerinin devrim değerleriyle çeliştiği gerekçesiyle iptaline karar verildiği açıklandı. Bu da İran’da mollaların ikiyüzlülüğünü, kalpsizliğini, gayri delikanlılığını açıkça gösteriyor.

Mesele şu ki kadını ya da erkeği ya da herhangi bir canlıyı dışlayan, günah sebebi olarak gösteren her kim ise ofsayta düşmeye mahkûmdur!

Yorumlar