"Arkadaşlar sabah bir arkadaşın kayınpederi oy kullandıktan
sonra 1 -2 dakika toparlanmak için kabinde oyalanmış sonra bakmış
ki bastığı mühür uçup gitmiş. Uçucu mühür göndermişler. CHP'nin
kesin kazanacağı yerlerde kıyamet kopmuş, tutanaklar falan
tutulmuş. Lütfen herkese duyurun"
Bu mesaj dün gün boyunca elden ele dolaştı. Hani twitter
ergeni manyağın biri yazsa, kimse aldırış etmeyecekti.
Ama yazan kişi bu ülkenin gazetelerinde yazı yazan,
televizyonlarında program yapan biri olunca, olay oldu.
Cumhuriyet Gazetesi'nde yazı yazan ve
solcuların "Duayen" dediği
Kadri Gürsel mesaja bodoslama atladı ve derhal takipçileriyle
paylaştı.
Onu kimi gazeteciler, sanatçılar ve pek tabi
ki "Elimde hıyar var" diyen
herkesin peşine bir avuç tuz alıp koşan avanaklar
izledi.
Mesajlar resmen havada uçuştu! Ve muhalefete oy veren seçmen
buna inandı! Nasıl inandılar anlamadım ama inandılar!
Biri de çıkıp, "Yahu abla senin
arkadaşının kayınpederi iki dakika boyunca niye toparlandı?
Mühürle, zarfla ne yaptı ki toparlanma ihtiyacı
hissetti?" diye sormadı!
Hesaba kitaba vurdum.
Ruhan Mengi'nin yaşı neredeyse 60 olduğuna göre, iddiada
bulunan arkadaşı da hemen hemen aynı yaşlardadır. E, kayınpederi
gelininden 30 yaş büyük olsa, etti sana 90.
Yahu 90 yaşında adam!
Belli ki seçim kabinini soyunma kabini sanmış! Soyunmuş,
giyinmiş ve o sırada mührü basmayı unutmuş!
Yoksa niye 2 dakika toparlansın di mi?
Dikkat ederseniz, olayı anlatan ablamız, olayın yaşandığı
ilçenin, semtin, okulun adını yazmamış.
Bir defa yalan buradan belli!
Belli de kimse bunu sormuyor. "Yahu bir
dakika uçan mühür nasıl oluyor?" diye
sorgulamıyor.
Bunları ti'ye almak
isteyenler başladı komplo teorisi üretmeye!
Biri, "Bizim okulda da o mürekkebi taşırken
bir damlası yere döküldü, okul uçtu. Şimdi okulu bulmaya
çalışıyoruz" dedi.
Bir diğeri, "Benim annem mühürde mürekkep
var mı diye eline basmış, şimdi uçan eli
kovalıyoruz" diyerek olayı bir adım öteye
taşıdı.
Hatta bir başkası, "Bu mühürler üstün
teknolojik mühürler. Mühürün tepesine istediğin kişiyi
fısıldıyorsun ve mühür sen kime basarsan bas fısıldadığın isimde
beliriyor. Ak Parti’nin yeni inovasyon hilesi. Bunların bir de yan
tarafa zıplayanı var" dedi.
"Bütün seçmenler mühürden dolayı buhar
oldu" diyen bile çıktı ve günahınız
vebaliniz boynuma, buna da inandılar!
Bu ızdırap içinde akşamı zor ettik.!
Neyse ki sandıklar açıldı ve sonuçlar ekrana düşmeye başladı.
Oy oranları yüzde 50'yi bulup makas açılınca bu kez yeni oyunlar
devreye girdi.
CHP'li bazı milletvekilleri, "Biz kazandık" diye facebook ve
twitter'dan canlı yayın yapmaya başladı ya!
Allah'ım!..
Bizimkiler tekrar uçuşa geçti.
Ekrana bakıyorum, Erdoğan fark atmış. Muharrem İnce'ye
bakıyorum, suratı bildiğin dana ciğeri rengine bürünmüş ama zorlaya
zorlaya "Başaracağız, başaracağız,
başaracağız" diyor.
Allah Allah!
Milleti bu sözlerle kekleyen İnce sonra ne yapsa
beğenirsiniz? Sen tut, İsmail
Küçükkaya'ya "Adam
kazandı" diye mesaj at iyi mi?
Sen misin bunu diyen?
Aradan bir saat geçmeden, bizim twitter manyakları yeniden
devreye girdi.
Biri, "Kesin bunu rehin
aldılar" diyor.
Diğeri, "Karısını
kaçırmışlar" diye
üflüyor. "Erdoğan onu tehdit etmiş, Türkiye'yi
kana bularım demiş. Muharrem İnce tek bir seçmenin kılına zarar
gelmesin diye yenilgiyi kabul etmiş. Şu anda albaylar kendisini
gözaltında tutuyor" demeler.
Buna da inandılar iyi mi?
"Muarrem gel Muarrem! Sesimize doğru gel
Muarrem" diye ağlayanlar, ağıt yakanlar falan
derken bir iki saat geçti.
Peki o sırada Muharrem İnce ne yapıyor?
Evinde!
Uyuyor!
Olay kendisine aktarılınca, "Yarın 12.00
da açıklama yapacağım" diye bir mesaj daha
atıyor ve yatıyor aşağı tekrar.
Yok, buna inanmıyorlar!
Bu kez farklı mesajlar yağmaya başladı.
"Başkanım yarın canlı yayında tehlike altındaysanız üç kez
peş peşe tamam deyin, biz anlarız" diyeni bir
yandan, "Başkanım yüzüklü parmağınızı iki kez
sol burun deliğinize sokun biz sizi
kurtarırız" diğer yandan, yardırıp
gidiyorlar.
Öğlen Muharrem İnce, "Bunların aslı astarı yok. Bu iddiayı
ortaya atanlar şizofrenik tipler" diyor ama bizimkiler
hala twit atıyor.
"Yok yok, kesin bişey var. Bu bizim Muharrem değil,
benziyor ama o değil. Benzerini çıkardılar
ekrana" diyor hala manyaklar!
Ben bu yazıyı yazarken saat sabahın
dördüydü.
"Acaba klonladılar mı bizim başkanı? Burnu sanki
benzemiyordu. Kulakları kepçe değildi ki
bizimkinin" diyenler hala ayaktaydı ve mesaj
atmaya devam ediyordu.
Bunların beyinlerini tıp incelesin var ya! Gerçekten birçok
beyin hastalığı çözülür. Olay psikolojik durumu çoktan aşmış,
nörolojik vaka durumuna erişmiş!
Ama sorsan, cahil, koyun, eğitimsiz biziz!