Geçtiğimiz haftaların en önemli gündem maddesi, ders
kitaplarına "Cihad" kavramının girmesiydi.
Kimi köşe yazarları bu kavram üzerinden yola çıkarak bir
doğruya bin yalan kattı, ders kitaplarında hiç olmayan şeyleri
varmış gibi okurlarına duyurdu.
Hürriyet yazarlarından Ayşe Arman, Atatürk'ün ders kitaplarından
çıkarıldığını ve eğitimin şeriat temelleri üzerine
oturtulduğunu dile getirdiği kasti tahrik içerikli yazısını şu
yalan sözlerle noktaladı:
"Kitapta, erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur
yazıyor"
Bu yalan bilgi, iktidara çakmak için fırsat arayan diğerlerine de
ilham kaynağı oldu, Ayşe Arman'ın uydurduğu püsküllü yalan aldı
başını yürüdü.
Geçtiğimiz hafta okulların açılmasıyla birlikte çocuklara dağıtılan
kitapları araştıran veliler, var olduğu iddia edilen bu
bilgilere rastlamadı ama çok daha skandal bilgilerin varlığına
şahit oldu.
Gelin o bilgilere birlikte göz atalım.
Milli Eğitim Bakanlığı, 4. Sınıf Türkçe Ders Kitabında yer alan
okuma metninde müziğin yeryüzüne iniş şekli bakın nasıl
anlatılıyor:
“Yeryüzünün ve gökyüzünün büyük bölümüne hükmeden tanrı
Quetzalcoatl, yeryüzünde dolaşırken ortalığın ne kadar sessiz
olduğunu gördüğünde insanlara çok acımış ve rüzgarlara dört kez
seslenmiş: "Rüzgarlar gelin!'"
İlginç değil mi?
Küçücük çocukların zihnine, "Yeryüzü ve
gökyüzüne hükmeden Allah değil, Quetzalcoatl isimli
tanrıdır" bilgisi zerk ediliyor. Ayrıca;
müziğin, tıpkı kutsal kitaplar gibi gökyüzünden indirildiği
salık veriliyor.
Üç-beş satırdan oluşan Cihad kavramına takılanlar, her ne hikmetse
bu bilgilere zerre-i miskal itiraz
etmiyor.
Çünkü; bu satırların içinde Allah, Kur-an, peygamber ve
cihad gibi kendilerinde alerji oluşturan kutsallar yok!
Devam edelim...
Sosyal Bilgiler 7. sınıf öğrenci çalışma kitabı ve öğretmen kılavuz
kitabından bir bilgi aktaralım.
Kitapta şöyle bir senaryoya yer veriliyor:
"Bir ülkede iktidara tek başına gelen parti, bir süre sonra
basının, kurdukları hükümet hakkında sürekli yolsuzluk haberleri
yapmasından rahatsız olur. Anayasa’yı değiştirecek güce sahip
olmalarından faydalanarak Anayasa’ya basın özgürlüğünü kısıtlayıcı
maddeler koyarlar ve kendi izinleri olmadan yapılan haberlere
sansür uygularlar. Artık yolsuzluk haberleri yayınlanmadığını bilen
kötü niyetli kişiler daha da fazla yolsuzluk yapınca yaşanan
ekonomik kriz ülkeyi bir kaosa sürükler.”
Sanki uzun zamandır Fetö ile CHP'nin elele verip
yönettiği, "Türkiye'de bir diktatör olduğu için basın
özgürlüğü yok" şeklindeki algı
operasyonunundan bahsediliyor değil mi?
"Yok canım, ne alakası
var" diyorsanız, o zaman bir başka örnek
vereyim:
6. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabında, "Çan, hazan ve
ezan sesi buluştu"sloganın yer aldığı bir gazete kupürüne
yer veriliyor. Metinde, “Semavi
dinlerin temsilcileri tarafından dünyaya barış çağrısı yapılması
amacıyla Hatay’da düzenlenen 1. Medeniyetler Buluşması dün
başladı” ifadeleri yer alıyor.
Bir başka deyişle, 6. sınıfta okuyan çocuklara
Fetö'nün, "Dinler Arası
Diyalog" propagandası yapılıyor.
Hadi sayfalar arasında biraz daha dolaşalım...
Sosyal Bilgiler 7. sınıf çalışma ders kitabında, Sinop ilimizde
yapılan "Nükleere hayır
mitingi" soru konusu haline
getirilmiş. Kitapta, “Sinop Çernobil olmasın, Nükleer
onların olsun Sinop bizim” sloganları
atılıyor.
Öğrenciler, kitabın bir başka sayfasında hazırlanan bulmacayı
tamamladıklarında karşılarına, Fetö'nün
meşhur "Sızıntı Dergisi"nin ismi
çıkıyor.
Bir başka
kitapta, "Yenilikler" başlığı
altında bazı görseller var. Bu görsellerde, çarşaflı ve kasketli
evli çift gerici, takım elbiseli kısa etekli çift modern
olarak lanse ediliyor.
Rahlede Kur-an' Kerim okuyan çocuk bağnaz, Atatürk ve çevresindeki
öğrenciler ilerici olarak gösteriliyor.
Aynı sayfadaki bir başka görselde, Osmanlı alfabesi ile
Osmanlı Fesi giyen şahıs eski zihniyeti, Atatürk fotoğrafı
medeniyeti işaret ediyor.
Osmanlı'ya nefret bununla da bitmiyor.
2. Sınıf okuma metni kitabında Osmanlı'ya karşı kin ve nefret dolu
beslenmesine neden olacak şu satırlar yer alıyor:
"Halkın ne söz hakkı vardı, ne de oyu.
Mutlak hakim idi padişah soyu
Uyutulmuş idi asırlar oyu
Uyandı, silkindi bu millet"
Sizi sinirden çıldırtmaya, çileden çıkarmaya niyetim yok. İğrenç
ötesi örneklere burada noktalayacağım.
Lakin, merak ediyorum.
Dünya toprakları üzerinde, soyundan geldikleri atalarına küfretmek
amacıyla yetiştirilen başka bir nesil var mıdır acaba?
Yerküre üzerinde ve henüz ilkokul çağında bilinç
altına, "Senin inancın çok gerici, dinin
ise çok bağnaz" bilgisi nakşedilen başka
bir öğrenci nesli var mıdır yerküre üzerinde?
Ve soruyorum.
Hepi topu üç-beş satırdan
oluşan "Cihad" kavramına
takılan sözümona köşe yazarları; bu alçakça, bu aşağılıkça
satırları neden görmüyor?
Hadi onların gözleri var görmezler, kulakları var işitmezler.
Peki bizim Milli olan Eğitim Bakanlığı'na ne demeli?
Öğrenci velileri görmemiş olsa, o bilgiler yıl boyu, belki de
yıllar boyu çocukların hafızasına zerk edilecekti. Peki velilerin
gördüğünü, sözümona yeni müfredat hazırlayan Talim ve
Terbiye Kurulu'nın pek muhterem üyeleri görmedi mi?
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki bütün Fetö'cü haşhaşilerin bulunup
ihraç edildiği söylenmişti. Temizlik yapıldıysa bu rezillik neyin
nesi? Yok yapılmadıysa, neden yapılmadı?
Sıkıntılı kitapların toplatılmasına karar verilmiş.
Peki ama iş bununla mı kalacak?
Milli Eğitim Bakanlığı üzerinden, seçilmiş iktidara darbe sopası
sallayan bu aşağılık Fetö'cülere kimse dokunmayacak
mı? Bu Fetö'cü haşhaşi kalıntılarının bir an önce
bulunup yargı eliyle hesap sorulması gerekiyor.
Mesele çocuklara Cihad'ın ne olduğunu öğretmek ve göstermekse,
bundan ala örnek olamaz!