Aylardır gerek yazdığım yazılarda gerekse çıktığım ekranlarda
bir iddiayı dile getiriyorum.
O iddia şu:
"Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda bitecek ve Cumhur
İttifakı da Meclis'te çoğunluğu rahatlıkla
sağlayacak!"
Bu iddialı sözleri duyanlar bana “Neye
güvenerek bu sözleri söylüyorsun?” diye
soruyor.
Söyleyeyim:
Liderlerin ve siyasi partilerin ve anket şirketlerinin davranış
şekline ve farkında olmadan verdikleri mesajlara bakıyorum.
Anket şirketlerinden başlayarak anlatayım…
Habertürk canlı yayınında, sanırım iki araştırma şirketi
yöneticisinin de misafir olduğu bir canlı yayına katılmıştım.
Programda Sonar Araştırma Şirketi Genel Müdürü Hakan Bayrakçı, AK
Parti’nin büyük ihtimalle kaybedeceğini, Millet İttifakı’nın ve
hatta Meral Akşener’in kazanacağını iddia
etti.
Bunun üzerine, “Cumhurbaşkanı ilk turda
büyük farkla kazanacak. AK Parti de Meclis çoğunluğunu ele
geçirecek. Eğer tersi olacağını söylüyorsan, burada iddiaya girmeye
hazırım” dedim.
Hakan Bayrakçı’nın yüzündeki çizgilerin değiştiğini gördüm. Çıkan
anket sonuçlarına göre değil, kendi temennilerine göre yorum
yaptığını anladım.
Zaten iddiaya falan da girmedi.
Geride bıraktığımız zaman içinde, AK Parti’nin seçimi kaybedeceğini
söyleyen herkese aynı teklifle gittim.
Ayıptır söylemesi, “arabasına iddiaya
giriyorum” dedim ama duyan herkes sus
pus oldu.
Gelelim siyasilere…
Siz hiç Recep Tayyip
Erdoğan’ın, “Kaybedersem falanca kişinin
yardımcısı olurum” dediğini duydunuz mu?
Ya da “İkinci tura kim kalırsa ona destek
veririz” dediğini duydunuz
mu?
Duymadınız.
Peki Muharrem İnce’den duydunuz mu?
Meral Akşener’in Muharrem İnce ile bu konuda pazarlık yaptığını
duydunuz mu?
Duydunuz değil mi?
Sizce kim ipi göğüsleyeceğine inanıyor?
Gelelim partilere…
Partiler milletvekilleri aday listelerini hazırladı ve YSK'ya
bildirdi. AK Parti, geçmişte Başbakanlık, Bakanlık
ve Milletvekilliği yapanların da aralarında bulunduğu 150 isme
listelerde yer vermedi.
CHP ve İyi Parti de AK Parti kadar olmasa da bazı önemli isimlere
listelerinde yer vermedi.
Peki, Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ve Recep Tayyip Erdoğan
listeler açıklandıktan sonra ne söyledi?
CHP liderinden başlayalım:
Kemal Kılıçdaroğlu, “Kimseyi dışlamadık,
herkese yer vermeye çalıştık” dedi
mi?
Dedi…
Meral Akşener, “Yusuf Halaçoğlu benim
ağabeyim, büyüğümdür ama kendisine uygun yer bulamadık. Bizim aday
gösterdiğimiz yeri de kendisi beğenmedi ve
çekildi” dedi mi?
Dedi…
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi, bir de ona bakalım:
“Milletvekilliği listelerinde yer vermediğimiz
arkadaşlarımıza yeni dönemde farklı alanlarda görevler vereceğiz.
Kimse görevinin bittiğini düşünmesin. Bu yolu beraber yürümeye
devam edeceğiz”
Şu açıklamalara baktığınızda, sizce hangi parti kazanacağına
inanıyor? Hangi parti kendinden emin
konuşuyor?
Verdiğiniz cevabı duyar gibiyim!
Devam edelim…
Normal şartlarda liste dışı kalan
milletvekillerinin, “Nasılsa seçimi biz
alacağız ve önümüzdeki dönemde bize de bir görev
verilecek”demesi gerekiyordu değil
mi?
Bir de onların yaptığı açıklamalara bakalım:
Eren Erdem’i zaten biliyorsunuz, anlatmaya gerek yok. Partisini iki
dakikada satışa getirdi. Ali Şeker Muharrem İnce’nin baskıları
üzerine son anda listeye tekrar eklendi.
Şu ayrıntıya lütfen dikkat!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Pekşen, “Ben Abdullah Gül’ün çatı
aday olmasına karşı çıktığım için harcandım” dedi. İlhan Cihaner de
neredeyse aynı cümleleri kullandı.
İyi Parti’de de aynı durum yaşandı.
Partinin kurucularından Yusuf Halaçoğlu istediği ilden aday
gösterilmeyince Akşener’i yaylım ateşine tuttu ve aday olmayacağını
açıkladı. Partinin gençlik kolları başkanı
bile, “Beni iyi yerden aday
göstermediler” diyerek istifa ettiğini
açıkladı.
Peki AK Parti’de liste dışı kalan isimler?
“Listelere giren yeni arkadaşlara, büyük Türkiye yolunda
yapacağı çalışmalarda başarılar diliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan
ile durmak yok, yola devam!” dediler
değil mi?
CHP ve İyi Partili isimlerin yaptığı açıklamalar ne anlama geliyor
sizce? Hiç mırın kırına gerek yok. Bu sözler
düpedüz “Biz seçimi
kaybettik”anlamına geliyor.
Bunu niye söylüyorum, anlatayım:
Yeni sisteme göre, milletvekilliği listesinde yer verilmeyen
isimler, seçim sonrası dışarıdan bakan veya Cumhurbaşkanı
yardımcısı olabilecek.
Yani liste dışı kalan isimlerin, “Partim
Cumhurbaşkanlığını da ittifak seçimini de kazanacak ve bana
önümüzdeki dönemde bir görev
verecek” inancını koruması ve bu inancı
kamuoyuna yansıtması gerekiyor değil mi?
Yapılan açıklamaları tekrar okuyunuz lütfen? Hangi partinin
milletvekilleri bu inancı taşıyor ve bu inancı seçmene
yansıtıyor?
“AK Parti” mi dediniz?
Ben de onu diyorum işte!
AK Parti seçimi kazanacağına inanmış, muhalefet ise kaybedeceğini
daha en baştan kabullenmiş!
Son bir örnek de medyadan verip yazıyı
noktalayayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Habertürk’te Veyis Ateş’in sorularını
cevaplarken yeni sisteme ait şunları söylüyor:
“Yeni dönemde bakanlık sayısını 20’nin altında çekeceğiz.
En fazla bir veya iki Cumhurbaşkanı yardımcısı ile
çalışacağız”
İlginç olan bu açıklama değil…
Bu açıklama sonrası Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını izleyicilerine
duyuran merkez medya da dahil olmak üzere bütün haber
kanalları, “Yeni
dönemi” başlığıyla şu haberi
veriyor:
“24 Haziran sonrası bakanlık sayısı 20’in altına inecek.
Cumhurbaşkanı en fazla bir ya da iki yardımcı ile
çalışacak!”
Anlayacağınız merkez medya bile kimin Cumhurbaşkanı olacağını,
kimin tek başına iktidara geleceğini şimdiden kabullenmiş.
Ama ben yine de birilerine inme inmesin diye farklı bir isim
vereyim.
Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok.
Görüyorsunuz, Perinçek geliyor!