Silaha karşı hep birlikte dursaydık...
Silaha karşı hep birlikte dursaydık...
Bir arkadaşım Twitter'da beni takip
etmekten vazgeçtiğini söyledi.
"Niye?" dedim...
"Tarafsın" dedi...
Twitter'da "gazete
manşetleri"ni
paylaşırken, "taraf" olmuşum arkadaşıma
göre.
Paylaşımlarıma beraber baktık.
12 Nisan'da...
İlk paylaştığım gazete Sözcü olmuş...
Star...
Yeni Şafak...
Türkiye...
Ortadoğu...
Evrensel...
Cumhuriyet...
Özgür Gündem...
Ve Zaman'la devam etmişim...
Bu listeyi gösterdiğimde, arkadaşımın utanacağını düşündüm ama
boşuna...
Bırakın utanmayı...
İşi pişkinliğe vurdu...
Ne acı değil mi?
Ne kadar kopmuşuz birbirimizden...
Nasıl ayırmışız yollarımızı...
Gerçekler bile yollarımızın kesişmesine yetmiyor...
"Biz" olmaktan vazgeçmişiz!
"Ben" diyoruz...
Hep "ben!" hep "ben!"
"Ben" demeseydik...
"Biz" diyebilseydik...
"Barış"a hepimiz sahip çıksaydık...
Silaha hep birlikte karşı dursaydık...
Ağrı'da yaşananlar yaşanır mıydı?
"Ben" demekten vazgeçmeyen iki tarafın da eli
tetikte...
"Biz" diyenler ise, iki ateş arasında...
30 yıldır, 40 yıldır "Ben" diyoruz!
Yetmedi mi?
"Feryat evleri"nden yükselen çığlıklar yetmedi
mi?
Toprağa düşen canlar yetmedi mi?
Daha ne kadar can alacaksınız?
Daha ne kadar "biz"e direneceksiniz?
Yıllardır oluk oluk içtiğiniz kana ne zaman
doyacaksınız?
"Biz" bu kirli savaşı istemiyoruz
artık!
Gerçekler gün gibi ortada...
Daha ne kadar direneceğiz gerçeklere karşı?
Yapmayın!
Gelin "biz" olalım!
Oturalım, konuşalım, yok yere, yalan yere suçlamayalım
birbirimizi!
Birbirimizin gözünü
oyacağımıza..
Hep
birlikte "barış"a doğru yol alalım!