RTÜK açıklamalara yasak getirsin

RTÜK açıklamalara yasak getirsin

Nuran Yıldız nuran@nuranyildiz.com

Bir yerde terör saldırısı oluyor, RTÜK yayın yasağı, mahkeme sosyal medyaya erişim yasağı getiriyor.

Medyada otokontrol mekanizması iflas ettiğinden, bu yasakların görsel boyutunu anlamak gerekiyor.

Olumsuz görüntüler, ilk anlarda korkuyu artırdığı gibi zamanla olumsuzluğu normalleştiriyor.

Bence bir yasak da her saldırıdan sonra yapılan kınama açıklamalarına getirilmeli.

ABD'nin "kınıyoruz", NATO'nun "yanınızdayız", Rusya'nın "yasınızı paylaşıyoruz", Fransa, İngiltere gibilerin "acınızı paylaşıyoruz" açıklamalarına yayın yasağı gelmeli.

Onlar açıklama yayınlayınca.

Kendimi salak yerine konmuş hissediyorum. Bana fazlasıyla samimiyetsiz, ikiyüzlü, hilekârca geliyor.

Her açıklamaları, Türkiye'nin yalnızlaşmasının altını çiziyor.

İleri derecede zeki okura not: Herhangi bir yasaktan yana değilim, kinaye yapıyorum.


21 MART ANKARA DURUM RAPORU

Aileler çocuklarını okula göndermiyor.

Öğrenciler üniversitede derslere gelmiyor.

İnsanlar AVM'lere gitmiyor.

Grip maskesi takanlar şüphe uyandırıyor.

Eli çantalılardan uzak duruluyor.

Hastalar hastanelere gitmiyor.

Göbeği dolgun herkes, canlı bomba muamelesi görüyor.

Emniyet tedbirleri hayli görünür biçimde yayılıyor.


SONUMUZ SELFİE'DEN OLACAK

Her saldırı sonrası.

Olay yerini ziyaret edenler arasında "selfie" çektirenlerin oranına bakarsanız, insanlığın sonuna dair bir fikriniz kesinlikle olur.


AKŞENER: "KURULTAYDA VİCDAN ORTAYA ÇIKAR"

Bir konferans için Eskişehir'e giderken, trende en önemli gazetelerden birinin Ankara temsilcisiyle karşılaştık.

Sohbet sohbeti açtı, konu MHP'ye geldi.

Ona göre MHP kurultayında olay çıkma olasılığı yüksekti.

Meral Akşener genel başkan seçilirse MHP'nin yüzde 25'in üzerine çıktığını gösteren araştırmalar aklıma geldi.

Akşener'i aradım. Önce yüzde 25'i gösteren araştırmaları sordum.

"Hocam" dedi, "bu rakamı gösteren araştırmalar var ama bu bize yetmez, ben başbakan olmak için çıktım yola" dedi.

Kurultayda sorun çıkıp çıkmayacağı konusunda söyledikleri ise önemliydi:

"Benim bir inancım var, 10 kişi konuşursa birbirini etkiler ama bin kişi bir araya gelince vicdan ortaya çıkar."


KİMSE BUNA "ÜZÜLDÜM" DİYEMEZ...

Gazeteci, çene ishaline tutulan kişi değildir.

Gazeteci, orada burada aklından geçeni söyleyen kişi değildir.

Gazeteci, her fırsatta ağzına geleni yazan kişi değildir.

Gazeteci, sadece haber yapan kişidir.

Ve, gazeteci 24 saat gazetecidir.

Twitter çıktı, en başta gazetecilik bozuldu diyordum.

Masa başı habercilik, armut piş ağzıma düş haberciliği oldu diye kızıyordum.

Haber ajanslarının yerini Twitter aldı diye kahroluyordum.

Ama bazen de.

Şu Twitter, karakterleri öyle açık ediyor ki, gazetecilik kalemi değerli kişilerden alınıp kimlere verilmiş, ortaya koyuveriyor.

En son.

Habertürk'ten Sırma Karasu'nun köşe yazarı Hilal Kaplan hakkında attığı tweet tam da bu gruba giriyor.

Yazdıkları yüz kızartıcı olmaktan da öte. Edepsizce. Çirkin.

Yazarının işine son vermiş olması, Habertürk'ü aklayabilir mi?

Aklayamaz.

Kaliteli onca yazarına kapıyı gösterip, sokaktan yazar toplayan Kenan Tekdağ'ın sorumluluğunu örtebilir mi?

Örtemez.

Böyle durumlarda insan, gazeteci kovulduğu için "üzüldüm" diyebilir mi?

Diyemez.


MENGEN YAŞADI (MI?)

Magazin sosyetesinden Merve Hasman, İtalyan bir aşçıyla evlenmiş.

İtalyan mitalyan ama adam aşçı.

Bundan 10 yıl önce, bir sosyetik karakter bir aşçıyla evlense yer yerinden oynardı.

Aşçıların doktorlardan, mühendislerden çok daha fazla parladığı, adeta aşçılık yüzyılındayız :)

Kafamızı bilgisayar önüne bırakıp, midemizin götürdüğü yere gidiyoruz.

"Aşçı diyarı Mengen yaşadı" demek isterdim ama bu furyadan payını aldığını sanmıyorum.

Vizyonsuz yerel yöneticiler... Offf ki ne offfff.


AKLIMDA KALAN

Turkcell'in şımarıklığı bitmezse işleri kötü gidecek izlenimim: Cannes'da, Nice'de Turkcell çekmiyor. Fransa'nın en önemli turizm bölgeleri buralar. Zimbabwe değil. Nice havaalanına iniyorsun, Turkcell kullanıyorsan dünyayla ilişkin kesiliyor. MİPİM için orada olan iş dünyası birbirine "Senin telefon çekiyor mu" diye soruyor. "Aç kapa" diye öneride bulunuyorlar. "Benim telefonda sorun yok" diyenler, hemen ekliyor, "ama benimki Turkcell değil." Üstelik Turkcell, çekmeyen telefonların faturalarını "hücresel veri ağı" diyerek şişirirken, Vodafone yurt dışı ve yurt içi fiyatlandırma ayrımını kaldırmış. İş dünyası hızla, küresel marka olmanın gereğini yapmış olan Vodafone'a yöneliyor. Turkcell farkında mı?