MERYEM'İN NEZAKETİ
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sponsor olduğu Forbes dergisi
ödülleri konusunda geçtiğimiz hafta yaşanan polemikleri ve "Aleyna
Tilki ödül listesine alındı mı alınmadı mı" tartışmalarını bir yana
bırakalım. Konu ile ilgili twitter hesabından
değerlendirmelerde bulunan Milli Sporcumuz Meryem İyin’in, yaşının
üzerinde bir olgunlukla yaptığı paylaşımı gündeme getirmek
istiyorum.
Avrupa şampiyonlukları kazanarak bizleri gururlandıran Meryem,
sosyal medyanın nasıl kullanılması gerektiğini de öğretiyor.
Bakın şu tepkinin naifliğine;
“Girdiğim maçlarda bir ayağım bir de elim kırıldı ve
birçok sakatlık yaşadım. Ne işin var maçlar da kızsın sen, git
kocana eş ol dediler. Kürsüde bayrağımızı onurla taşıdım her şeye
rağmen. Ne okumaktan vazgeçtim ne de çalışmaktan. Umarım Aleyna
Tilki kadar model olmuşumdur.”
Bu paylaşım birçok kişi tarafından Aleyna Tilki’nin ödül
listesinde yer almasına tepki olarak paylaşıldı, beğenildi.
Ama bundan daha önemlisi Meryem’in sözlerini ne kadar doğru
ve etkin bir üslupla kullanması.
Ardından popülist bir tartışmaya kurban gitmemek için bir de
şerh paylaşımı yapıyor bizim Meryem;
"Lütfen yanlış anlaşılmasın. Ben ödül
veriliyor demedim. Bu konuda bilgimde yok. Hak ediyorsa da alsın.
Ben, benim gibi emek veren ve bedel ödeyip ülkesini onurlandıran
genç kardeşlerimizin de gündem de olup, rol model olarak
görülmesini istedim. İyi ki varsınız. Şükürler
olsun."
Kendinden emin, özgüveni yüksek ve nezaket dolu bu paylaşım,
sosyal medyayı çöplük gibi kullananlara bir örnek olsun.
Meryem’in bu üslubu ve olgunluğunda yakından tanıdığım ailesinin
büyük payı var. Bir kez daha tebrikler Meryem. Başarılarının
devamını diliyorum. Seni ve aileni tanımaktan her zaman mutlu oldum
ve olacağım.
AZİZ SANCAR'I HARCAMAYIN!
Şehir Üniversitesi, Gelecek Partisi ve Ahmet Davutoğlu;
geçtiğimiz hafta en çok konuşulan konular arasındaydı. Yeni parti
kuruldu. Hayırlı olsun diyelim. Bakalım neler olacak?
Kocaman bir fakat koyarak bir üzüntümü de belirtmeden
edemeyeceğim. Nobel Kimya Ödülü’nün sahibi büyük bilim
insanı Aziz Sancar’ın bu sürece adının karıştırılması çok üzdü
beni.
Kendisi ne kadar çırpındıysa da sosyal medyanın o çöp mantığına
kurban edildi, linç yedi. Biraz daha duyarlı olsak, bir bilim
insanını siyasi tartışmalarla harcamasak, onu bu sığ ortama
çekmesek, o da bilimsel çalışmaları ile çığır açmaya devam etse
olmaz mı?
Biraz daha hassasiyet lütfen. Aziz Sancar’lar kolay
yetişmiyor. Değerini bilelim.
KARŞI
ÇIKYORUM!
Milletvekillerine trafikte
geçiş üstünlüğü yasasının tam kadro çıkarılmasına karşı
çıkıyorum!
Gelecek Partisi’nin en genç üyesinin sözlerine de orantısız bir
şekilde linç edilmesine de karşı çıkıyorum!
MasterChef’e katılan Güzide isimli yarışmacının villasının ve
başörtüsünün konuşulmasına karşı çıkıyorum!
Onca toplumsal sorunumuz varken Burak Özçivit ve Fahriye
Evcen’in bebeklerinin sosyal medyada bu kadar konuşulmasına
karşı çıkıyorum!
Sadece kadın hakları konusunda değil, birçok konuda, İslamcı ve
Kemalist söylemlerin sürekli pişirilip pişirilip önümüze
getirilmesine karşı çıkıyorum!
MESLEKTAŞLARIMA BİR DİZİ ÖNERİSİ
The Post filmini izlerken büyük keyif almıştım.
Çünkü mesleğimle ilgili çok köklü bir kurumun hikayesini
anlatıyordu. Kendimden çok şey buldum o filmde. Gazetecilik ve
medya alanında kesin tekrar tekrar izlenmesi gerekenler listeme
almıştım.
Şimdi ise bir diziye başladım ve en az The Post’u izlerken
aldığım kadar keyif aldım. Dizin adı The News
Room…
Başta mesleğe yeni başlayanlar olmak üzere tüm medya dünyasının
izlemesi gereken bir dizi. O yüzden spoiler yok, izleyin!