Benim de içinde olduğum bir kesim, İmamoğlu'nun şov peşinde
koştuğunu, sergilenen araçların büyük bölümünün İstanbul'a hizmet
ettiğini söylüyor.
Ki ben bu görüşümde ısrarlıyım!
Yani sergilenen araçlar arasında cenaze nakil, hasta nakil, evde
sağlık hizmeti, kamyon, kamyonet, bisiklet gibi araçların
bulunması, şovdan başka bir şey değil.
Böyle düşünmeyen bir kesim de var.
Onlar da sergilenen araçların markasına ve tipine bakılmaması
gerektiğini ve bu araçların başlı başına bir israf abidesi olduğunu
söylüyor. Bu görüşe tamamen katıldığımı söyleyemem ama saygı
duyarım.
Ancak dün dikkatimi çeken bir şey oldu. Ekrem İmamoğlu basına
yaptığı açıklamada, ilginç bazı şeyler söyledi.
Söylediklerini özetlemek gerekirse:
"O kadar hizmet fazlası aracın bu kurumda varlığının
anlamı neydi? Niye bazı kurum, kuruluşlara, kişilere, hatta bazı
ailelere niye araç tahsis edildi? Niye araçların uydu takip sistemi
belli bir dönemde kayıt altından çıkarıldı. Arkadaşlarım bu
konularda kamuoyunu
bilgilendirecekler!" dedi.
Bakın işte burası önemli...
Hem de çok önemli...
Şayet sergilenen araçların üç beş tanesi dahi kurum dışı bazı
kişilerin emrine tahsis edilmişse...
Mesela, bir milletvekiline veya milletvekili yakınına...Ya da
bir il teşkilat yöneticisine veyahut ilçe teşkilatından
birilerine.
Daha da ileri gideyim.
Bir vakfa, derneğe, bir gazeteye, gazeteciye tahsis durumu var
ise Ekrem İmamoğlu'ndan ricam, bu isimleri kamuoyuna tek tek
açıklamasıdır. Bunu yaparsa, kendisine büyük saygı duyar, kendisine
bütün içtenliğimle teşekkür ederim.
Zira Ekrem İmamoğlu'nun bunu yapması, AK Parti'nin sırtından
geçinen, AK Parti'nin belediyelerini kendi çıkarları doğrultusunda
kullanan kişileri öğrenmemize neden olacak.
Dahası...
Sayın İmamoğlu bugüne
kadar, "Derneklere, vakıflara ve
gazetelere şu kadar kaynak
aktarılmış" gibi altı boş bırakılan
yuvarlak cümleler kurmayı tercih eden biri oldu.
Başkan'ın bu konuda da gerek medyayı gerekse kamuoyunu net bir
şekilde bilgilendirmesi gerekiyor.
Mesela, çıkacak kamuoyunun önüne, "Ey
ahali. Bakın falanca derneğe şu kadar para ve kaynak aktarılmış.
İşte sözleşmesi, işte faturası" diye
belgeli açıklamalar yapacak.
Bunu yapmak zorunda, zira isim açıklamadığında herkesin aklına
Türgev, Tügva, Esar gibi vakıflar geliyor. Ve hatta bütün vakıflar
töhmet altında bırakılıp toplumun gözünde şeytanlaştırılmış
oluyor.
Bu kurumları toplumun hedefi haline
getirmektense, "Tügva'ya şu kadar,
Türgev'e bu kadar, Ensar'a da şu kadar haksız para
aktarılmış" diye açıklama yapmak daha
doğru olur.
Bunu şundan dolayı söylüyorum.
Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz günlerde yine altı boş bırakılan
yuvarlak cümlelerden kurulu bir açıklama yaptı.
"İptal edilmiş tam 357 milyon liralık sürece nokta
koymuş durumdayız. Bunun içinde sadece bir vakfa yemek desteğinin
56 milyon liralık bölümü var. İnanılmaz rakamlar. Bu milletin
parasını nereye harcıyorsunuz? Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak
üzere maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina İstanbulluya ait. Bu
daha başlangıç" dedi.
Odav TV, Cumhuriyet gibi
gazeteler "Dinci vakıfların kaynakları
kesildi" diye manşet atarak Türgev,
Tügva ve Ensar Vakıflarının ismini verdi.
Bu bilginin doğru olup olmadığını öğrenmek kamuoyunun
hakkıdır!
Bir şey daha...
İmamoğlu "Bir bina yapılıyor, vakfa
yapılmak üzere maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina İstanbulluya
ait" dedi.
AK Parti yöneticileri de bu bilginin yüzde yüz yalan olduğunu,
böyle bir binanın ve böyle bir sözleşme olmadığını iddia
ediyor, "Var ise kamuoyuna o binayı ve o
bina ile ilgili sözleşmeyi
göstersin" diye çağrı yapıyor.
Bu çağrıya ben de katılıyorum.
Sayın İmamoğlu'nun pek çok konuda kamuoyuna doğru bilgiler
vermediği ve altını çizerek
söylüyorum, "yalan
konuştuğu" söyleniyor. Zerre kadar
izzeti nefis taşıyan
biri, "yalancı" yaftası
yemeyi kendine hakaret sayar.
"Siz misiniz bana yalancı
diyen" diyerek elindeki bütün belgeleri
kamuoyu ile paylaşır. Sanırım en azından bu kadarını Sayın
İmamoğlu'ndan beklemeye hakkımız var.
Bunu yapmadığı takdirde "Yalancı
adam" hakaretini hakkettiğini kabul
etmiş olacak.
Sözün özüne gelecek olursak.
Günlerdir AK Parti seçmeninin nabzını yokluyorum. Hemen hepsi,
Ekrem İmamoğlu'nun bahsini ettiği kaynakların kimlere aktarıldığını
merak ediyor. "AK Parti'den kimler
nemalanmış. Kimler israf yaparak, yolsuzluk yaparak, hırsızlık
yaparak AK Parti'ye zarar vermiş bilmek
istiyoruz" diyor.
"Ekrem İmamoğlu isimleri açıklayarak aslında AK Parti’ye
de çok büyük bir iyilik yapacak. Biz de içimizdeki hırsızları,
yolsuzları bilmek istiyoruz” diyor
seçmen...
Buna hakları var değil mi?