Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini getirecek olan
'Anayasa Değişikliği Teklifi'ni neden desteklediğim
soruluyor.
Anlatayım.
Bürokrasinin önündeki tüm engelleri kaldıracağı, çarklarının
daha iyi işleyeceği bir sistemi getireceği için...
Çift başlılığın ortadan kalkacağı, halkın oylarıyla devletin
başına getirilen Cumhurbaşkanı'na Anayasa'nın tanıdığı yetkileri
kullanma hakkı vereceği için...
Sistem tartışmaya açıldığı andan itibaren 'Çözüm Süreci'ni
askıya alıp, "Seni Başkan yaptırmayacağız" diye
kampanya başlatan HDP karşı çıktığı için...
O günden bu yana ülkeyi kan gölüne çevme talimatı veren
PKK'nın üst düzey yöneticileri karşı çıktığı için...
"Bizim çocuklar başardı" diyerek bugüne kadar yapılan bütün
darbeleri destekleyen ABD ısrar ve inatla karşı çıktığı
için...
Ülkelerinde terör örgütü temsilcilikleri açan, teröristleri
Meclis çatısı altında ağırlayıp konuşturan Avrupa Birliği ülkeleri
karşı olduğu için...
Fetö terör örgütü bütün hücreleriyle bu sisteme karşı olduğu
için, bu sistem gelmesin diye darbe karkışmasına kalkıştığı
için...
DHKP-C'li teröristler kahve kahve dolaşıp bu sistem gelmesin
diye halkı ayaklanmaya davet ettikleri için...
Siyaseti bugüne dek Erdoğan nefreti üzerinden
yürütenler, "Sistem diktatörlüğü getirecek"
şeklinde algı operasyonu yürüttükleri
için...
"Bu devlet de bu rejim de bizim. Siz kim oluyorsunuz?"
dercesine davranan, bu sakat düşünceden dolayı halkı
aşağılamaktan dahi geri durmayan CHP karşı çıktığı
için...
Kısacası; Türkiye'nin hayrına bir tek işe imza
atmayanların arasında yer almamak ve anılmamak için bu sistemi
destekliyorum.
Ayrıca...
Bu ülkenin bir daha darbe tehdidi yaşamaması için,
başbakanların tekrar asılmaması için, e-muhtıraların
açıklanmaması, "Bin yıl sürecek" denilen 28 Şubat gibi
mezalimlerin yaşanmaması için...
Başı örtülü insanların okul kapılarında sürüklenmemesi, İmam
hatip liselerinin, Kur-an kurslarının kapatılmaması,
seçimden seçime hatırlanan dindar insanların mağdur edilmemesi
için...
Medyanın, mafya gibi davranarak attığı manşetlerle başbakan
devirdiği dönemlerin geride kalması için...
Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'in aldığı kararları abidik
gubidik gerekçelerle geri döndürmemesi için Cumhurbaşkanlığı
sistemini destekliyorum.
Bu nedenle...
"Sistem değil, rejim değişiyor. Bu sistem ülkenin bölünmesinin
önünü açacak. Sistem uygulanmaya konulduğunda diktatörlük gelecek.
Cumhurbaşkanı kendi yargısını oluşturuyor" şeklindeki
hezeyanlara aldırış etmiyorum.
Rejimin en büyük destekçisi millettir. 15 Temmuz'da ülkenin
bölünmemesi için destansı bir mücadele veren milletin, bölünmeye
veyahut diktatörlüğe "Evet" diyeceğini iddia etmek
ahmaklıktır.
"Erdoğan ne derse onu düşünmeden yaparlar" diyenlerin de AK
Partili seçmene haksızlık yaptığına inanıyorum.
AK Parti seçmeni, böyle bir seçmen olmadığını, liderin
dayatmasına izin vermeyeceğini defalarca ispatlamış bir kitleden
oluşuyor.
Örnek vereyim:
Cumhurbkanı Erdoğan'ın "Şanlıurfa'da ceketimi koysam
kazanır" diyerek Fakıbaba'yı aday göstermemesine itiraz eden
seçmen, Erdoğan'a inat Fakıbaba'yı bağımsız aday olarak seçmiş,
belediye başkanlığı koltuğuna oturtmuştur.
Bir başka örnek:
7 Haziran seçimlerinde aday listelerini Erdoğan'ın
belirlediği şeklinde yaygın bir kanaat olmasına rağmen,
"Benim istediğim adayları göstermedin" diyerek AK Parti'yi
cezalandırıp iktidar koltuğundan indiren de AK Parti
seçmenidir.
Özetle;
15 Temmuz'da bu ülkenin kurtuluş mücadelesini veren ve bu
mücadeleden alnının akıyla çıkan, millettir. Darbe söylentisini
aldığında benzin, market ve bankamatik kuyruklarına
girenlerin, "Bu karar halkın tercihiyle belirlenemez"
demeye zerre kadar hakkı yok.
"Türkiye ile İran arasında çıkacak savaşta İran'ın
yanında yer alırım" diyenlerin, "Ben PKK'nın yerinde
olsam Ramazan ayında saldırırım" diyenlerin bu ülkenin
kaderini istediği gibi belirlemeye ve biçimlendirmeye hakkı
yoktur.
Madem ki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir"
demişiz. O zaman son sözü millet söyleyecek.
Kabul etseniz de etmesenizde...