"Deprem paraları nereye
harcandı?" sakızını
muhtemeldir CHP
lideri Kemal
Kılıçdaroğlu bir süre daha çiğneyecek. Bu
paraların nerelere harcandığını biliyorlar aslında. Ama yapılan
açıklamalar, ortaya konulan rakamlar tatmin etmiyor
muhteremleri. Bildikleri halde, toplumun
sinir uçlarına dokunan o soruyu tekrarlayıp
duruyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cevap veriyor:
- Deprem için harcadık.
Olmaz!
-Açıkla...
Peki birader.
Açıklamalar seni ikna etmiyor madem.
Sen açıkla o zaman!
- Bu paralar nereye harcandı?
Soruyu ısrarla soran sen.
Verilen cevabı yeterli bulmayan sen.
O zaman sen cevap ver:
- Nereye harcandı deprem paraları?
Hık.
Mık.
Verecekleri bir cevap yok çünkü.
Binali Yıldırım anlattı:
- 1999 yılında deprem olduğunda Başbakan Bülent Ecevit'in
haberi ancak bir gün sonra olabildi. İletişim kesilmişti, deprem
bölgesine giden yolların tamamı kapalıydı. İDO Genel Müdürü olduğum
dönemde, gemilerle deniz yoluyla deprem bölgesine yardım
ulaştırdık, yaralıları taşıdık.
Peki.
Ya bugün?
Elazığ'da devletin nasıl bir rol aldığını
milletçe gördük. 45 kişi toprağın altından sağ olarak
çıkarıldı. İçişleri
Bakanı Süleyman
Soylu, Çevre ve Şehircilik
Bakanı Murat
Kurum, Sağlık
Bakanı Fahrettin
Koca depremden bir bilemediniz iki saat
sonra Elazığ'a
ulaştı. Üç bakan hâlâ Elazığ'da
depremzedelerin yaralarını sarıyor.
Ve fakat...
Muhalefet bunları görmüyor, duymuyor.
Acılı ve yaralı depremzedeler üzerinden iktidarın yaptıklarına kulp
takıyor.
- Deprem paraları nerede?
Zıkkımın kökünde o zaman!
Daha ne diyeyim ben sana?
ELAZIĞ'IN KARA MURAT'I
Elazığ halkının Çevre
ve Şehircilik Bakanı Murat
Kurum'a "Kara
Murat" dediğini Ahmet
Hakan'dan öğrendik.
Vallahi öyle...
Murat Kurum, bu satırları yazdığım
sırada Elazığ'daydı.
Depremin ilk saatlerinde oradaydı, Süleyman
Soylu ve Fahrettin
Koca ile birlikte.
Ama öncesi de var...
Murat Kurum'un 23 Ocak'ta amcası
vefat etti. Acısını yaşarken, Manisa'da
deprem oldu. 24 Ocak'ta Manisa'ya
gitti. O
akşam, Süleyman
Soylu ve Fahrettin
Koca ile
birlikte Elazığ'a
gitti.
O gün bugündür kurmaylarıyla birlikte Elazığ'da halkın
acısına ortak oluyor, yaraları sarıyor. TOKİ
Başkanı Ömer
Bulut, İller Bankası Genel
Müdürü Yusuf
Büyük, Yapı İşleri Genel Müdürü...
kim varsa hepsi hâlâ orada.
Üç çocuk babası...
Zehra'sı daha iki yaşında...
Baba hasreti yaşıyor Zehra, Zeynep ve
Mehmet.
Birileri evlatlarıyla kar dağlarında
uçuşurken, Murat Kurum memleket sevdası
ile, Elazığ halkının acısıyla meşgul olmayı tercih
etti.
Hakikaten "Kara Murat."
Gakgoşlar en doğru ismi bulmuş kendisine.
Hayırlı olsun!
BU KADINA HADDİNİ BİLDİRECEK KADINLAR
NEREDE?
Meltem Şişli denilen haysiyet yoksunu
kadına neden sadece bir avuç kadın tepki gösteriyor anlamış
değilim!
KADEM nerede?
AK
Parti ve MHP'nin Kadın
Kolları nerede?
AK Parti'nin
ve MHP'nin kadın milletvekilleri
nerede?
Meral Akşener neden bu konuda tek bir
kelâm etmiyor?
Rasim Ozan Kütahyalı bir laf
etti.
Boşnaklar dünyayı dar etti Rasim
Ozan'a.
Yazarlık hayatını bitirdiler.
Ekran yasağı getirdiler.
Niye?
Hakarete uğradılar.
Aşağılandılar.
Peki...
Ağır hakarete uğrayan bir avuç kadın, neden yalnızlık yaşıyor
adliye kapılarında? Neden kimse yok yanlarında? Niçin çığlıklar
arş-ı âlâya ulaşmıyor?
Ne dedi bu kadın?
Ne demedi ki...
Bir tek o kadınların başındaki örtüye dil uzatmadı, aşağılık bir
teklifte bulundu:
- İtfaiye erleriyle sizin için bir gece
düzenleyelim!
İtfaiyeciler ne iş yapıyor arkadaşlar? Asli işleri
yangın söndürmek değil mi? Meltem Şişli yaşadığı
aşağılık bir tecrübeyi mi paylaşıyor, yoksa muhataplarını
aşağılamak için farklı bir yol mu izliyor?
Ya sen, bu satırları okuyan okur!
Söyleyecek hiç mi sözün yok senin?