Uzun zamandır sessizliğe bürünen Bülent Arınç, TV5’e telefonla
bağlanarak sessizliğini bozdu. Arınç’ın her konuşması bugüne kadar
olaydı, bugün de farklı bir konuşma yapmadı. Yaptığı açıklama ile
yine fonlu fonsuz medyanın manşetini süslemeyi bildi.
Arınç önce hayat pahalılığından yakındı.
Eşinin yaptığı alışverişte fiyatların nasıl uçtuğunu
anlattı.
Yurtlara getirdi sözü… İktidarın bu işi çözmesini istedi.
Buraya kadar söylediklerinde kimsenin itirazı olmaz sanıyorum.
Hayat pahalı mı pahalı, marketlerde fahiş fiyatlar herkesin bildiği
bir şey. Cumhurbaşkanı Erdoğan bile Amerika’ya giderken bu konuya
dikkat çekti ve fahiş fiyatları zulüm olarak yorumladı ve
ekledi:
- Bu zulme son vereceğiz!
Evet bu zulme hemen son verilmeli.
Aksi taktirde Şevket Yılmaz’ın da ifade ettiği gibi, mutfakla gelen
AK Parti iktidarının yine mutfakla gitmesi sürpriz
olmaz. Gelelim Arınç’ın bu konuyla bağlantılı
sözlerine. Tecrübeli politikacıya bir kulak verelim.
- Bizim dindar insanlarınımızın bile tamamen tersine
döneceğini bir gün göreceğiz. Çünkü onlar dini böyle hamaset kokulu
konuşmaların yanında cebine giren ve cebinden çıkan paraya bakar.
Eğer onda bir eksilme görüyorsa, din iman vatan millet bunlar bir
kenarda durur onlara saygısını eksik etmez ama değer yargıları
tamamen değişir.
Bülent Arınç haksız mı?
“Dava” diye yola çıkanlar, cebinden parası çıkınca tersine
dönmedi mi? Cebine para girmeyenler inandıkları davayı bırakıp
gitmediler mi? Bırakın parayı pulu, mevkisi makamı elinden alındı
diye Tayyip Erdoğan’ı arkadan hançerleyenler olmadı mı? İstanbul
Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde mamaları kesilenler
Ekrem İmamoğlu’na yavşamadı mı? “Adam kazandı” naraları atılmadı
mı? Onlar hala dindar, hala inanan güya… Ekrem İmamoğlu’ndan yüz
bulmayınca yüz seksen derece dönenleri varın siz tahmin
edin!Biliyorum bir kesim yine Bülent Arınç’a kızacak. Ne hainliği
kalacak ne de FETÖ’cü oluşu… Ama gerçekleri değiştirebileceklerini
sanmıyorum. Zira bugün cebine para girmiyor, ya da cebinden para
çıkıyor diye bir çok kişi tersine dönmüş durumda. Ellerinden gelse
mamalarını kesen kişileri bir kaşık suda boğacaklar.
Ben öyle tipler tanıyorum ki, mama gelmediğinde eş dost
akraba, vatan millet din iman… her şeyi bir kenara bırakıp küfür
yağdırmakta, hakaret etmekte karşı mahalleyi aratmıyor.
Ellerine üç kuruş tutuşturulunca kuzuya dönenler… hepsi
cebine bakıyor, alacağı paraya bakıyor.
Allah bizi onlardan eylemesin! Allah inandıkları
davaya hizmet etmekten başka hiçbir gayesi olmayanları para ile
terbiye etmek isteyenleri de ıslah etsin…
İki ayrı kişi sokağın orta yerinde, üstelik trafiği engelleyen
bir yerde namaz kılıyor. Sizi bilmem ama ben bu şekilde yapılan
ibadetin doğru olduğunu düşünmüyorum.
Ne var canım adam vakit namazını kaçırmak istemiyor diyenleriniz
olabilir… Eyvallah… Madem sokaktasın, madem vakit gecenin bir vakti
değil git biraz ötede bir mescit bul kıl orada namazını. Yolun
ortasında, trafiğin en yoğun saatinde, sanki cami ve mescit kıtlığı
varmışçasına namaz kılmak provokasyondan başka bir şey değil.
Bu arkadaşlar namaz kılıyor, yoldan geçenler ise laf atıyor.
Biri ayakta namazı bitiriyor, secdeye üç kere gidiyor, rükuya
giderken sağı solu kolluyor, kendisine laf atanlara karşılık
veriyor.
Bu görüntüleri izlerken, “Birader sen hangi dinin namazını
kılıyorsun?” alamadım kendimi.