'Dijitale ayak uydurmak lazım', 'hızla internete geçiyor tüm
medya', 'yakında tüm kanallar ve gazeteler kapanacak, herkes kendi
medyasını oluşturacak' gibi birçok cümle duyuyoruz neredeyse her
gün. Ayak sesleri gerçekten de sağlam ve derinden hissedilen bu
dijital dalga, birçok tartışmalı konuyu da beraberinde getirdi.
Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz internet medyasında çalışan
gazetecilere basın kartı verilip verilmemesi.
Konu defalarca gündeme gelmiş, hatta adımlar atılarak
yönetmelikler yazılmıştı. Fakat bir türlü bu konuda kıymete değer
bir yol alınamadı.
İş gücü anlamında sektörün yükünün büyük bir kısmını sırtlayan
internet medyası, giderek büyüyor. Büyüme hızı bu kadar
yüksekken halen bu konuyu konuşuyor olmamız gerçekten acınası
bir tablo.
ABD ve Avrupa'daki birçok ülkede bu konu çoktan halledilmişken
2020 yılının Türkiye'sinde halen ciddi bir sorun olarak karşımızda
durması ve hiçbir şey yapılmaması, bu sektörde emek veren herkesi
üzüyor. Umarım bu konuda bir şeyler yapılır. Acil ve kesin çözüm
şart diyorum ve ilgili kim varsa harekete geçmeli diyerek çağrıda
biulunuyorum.
CNN TÜRK BOYKOTU VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
CHP'nin resmi açıklama ile kamuoyuna sunduğu boykot kararı
kapsamında CNN Türk kanalı artık boykot ediliyor. Daha önce AK
Parti ve dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından konuşmalarda medya
üzerinde bu tip boykot çağrıları yapılmıştı. Fakat resmi bir
genelge veya deklarasyon ile ilk defa böyle bir boykot ile karşı
karşıyayız. Bu durum;
1. Basın özgürlüğüne karşı açık bir tehdittir. Geçmişte de
böyleydi şimdi de böyle.
2. Toplumsal ve siyasi kutuplaşmayı daha da artıracak.
3. Etkisi ve gündemde yer alma şekli ile bundan sonrası olası
boykotlara bir örnek teşkil edecek.
4. CHP'nin kendi kabuğuna çekilmesini sağlayacak.
Her ne olursa olsun bu karar yanlıştır. Kim bu tip bir karar
alırsa alsın, önce basın özgürlüğünü karşısına aldığını bilmeli.
Umarım bu konu geçtiğimiz günlerde Hande Fırat'ın dediği gibi
hızlıca çözülür ve bu tartışma gündemimizden çabucak çeker
gider.
SİYASİ AYAK, NEYİN AYAK SESLERİ
İlker Başbuğ'un çok tartışılan sözleri üzerine Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar ile gündemimize bir anda oturan, ana
konu olan FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmaları, siyasette yeni bir
boyuta gelindiğini gösterdi. Sanki Başbuğ, bu konuyu bilerek ve bu
tartışma ortamının çıkacağını hesap ederek ortaya atmış gibi.
Bilemeyiz elbette fakat ortaya çıkan tablo bu ihtimali
güçlendiriyor.
Bir taraftan liderler bu konuda birbirlerini suçluyor, diğer
taraftan bazı yazarlar darbe ihtimalini yazıp çiziyor. Evet, bir
şeyler oluyor veya olucak. Süreç kimleri öne çıkaracak, kimleri
zarara sokacak hep birlikte göreceğiz. Fakat bu tartışma umarım
toplumsal anlamda bir kutuplaşmaya daha yol açmaz. Liderlerin
birbirlerini FETÖ'nün siyasi ayağı olmakla suçladığı bir ortamda,
bunu halkın da farklı görüşlere karşı yapması en korkutucu senaryo
olur.