2005'ten bu yana 2005 müjde aldık ama...
2005'ten bu yana 2005 müjde aldık ama...
2005 yılından bu yana "Biz sorunluyuz, sorumlu olmak
istiyorum" diye çığlık atıyorum.
Abdullah Gül'le konuştuk.
Tayyip Erdoğan'la konuştuk.
Ahmet Davutoğlu ile konuştuk... en son Yalçın Akdoğan'a anlattık
meramımızı.
Yok.
İnternet Medyası Yasası söz konusu olunca,
ahalinin karşısında müjdeyi sarkıtanlar iş uygulamaya gelince
kayıplara karışıyor.
Bülent Arınç, Binali Yıldırım, Süleyman Soylu
üçlüsü İnternet Medyası Yasası'nın çıkması için
özel bir çaba sarfetti. Komisyonlar kuruldu, görüşmeler yapıldı,
son metinler hazırlandı ve son karar için Meclis'e top atıldı. 5 ay
geçti galiba, o gün bugündür ne bir ses var ne de bir seda.
Bakan Yalçın Akdoğan bu işin takipçisi olacağını söylemişti
oysa.
Meclis'e o kadar torba taşındı, bizim yasa o kadar büyük ki (!)
hiçbir torbaya sığmadı. Kimsenin aklına gelmedik gelmiyoruz. Bu
ülkede sorunlu gazeteci olmamız, kimsenin umurunda değil.
7 Haziran seçimlerine az kaldı.
Torbalar açıldıkça her şey dökülüyor, bizden yine haber yok.
2005'ten bu yana 2005 müjde aldık, "İnternet Medyası Yasası
çıkıyor" diye.. Ama o müjdelerden bir tanesi gerçeğe dönüşmedi,
dönüşmüyor.
2005'ten 2015'e geldik.
2016'ya doğru hızla ilerliyoruz.
Seçimlerden sonraya kalacağız.
Üç aylık bir hükümet kurma süreci.
Yeni bakanlar, yeni bürokratlar... biz derdimizi anlatana
kadar 2015 biter.. 2016'nın başında bütçe görüşmeleri vs. Müjdeli
haberler için 2017'yi bekleyeceğiz galiba...
"Ne oldu sizin yasa?" diyenlere söyleyecek bir söz
bulamıyorum artık.
Bu işi zorlamanın, anlamı da kalmadı zaten.
Böyle gelmiş böyle gider...
İnternet Medyası Yasası'nın çıkması için emeği
geçen herkese teşekkürler.
Olaydı iyiydi, ama olmadı, olmuyor.
Gazetelerin böyle bir derdi yok.
Bizim sektörün büyükleri ise kendi derdinde, ikbalinin
peşinde...