Yüksek Seçim Kurulu, AK Parti'nin İstanbul’da 31 ilçe
oyların tamamının yeniden sayılmasına yönelik talebinin
reddedildiğini açıkladı. Bundan sonraki adım, Ekrem İmamoğlu'na
mazbata verilmesidir.
YSK'nın verdiği ret kararı bana doğru gelmedi. Bunu AK
Parti'yi savunduğum için söylemiyorum. İnanın, durum Binali
Yıldırım lehine olmuş olsaydı ve CHP oyların tamamının sayılmasını
istemiş olsaydı bile yine aynı satırları yazacaktım.
Kararın içime sinmeme nedenlerini izin verirseniz
anlatayım.
Bugüne kadar sayımı yapılan oylara baktığımızda, seçmen
tercihinin AK Parti aleyhine sandıklara yansıtıldığına şahit olduk.
Geçersiz sayılan oyların aslında geçersiz olmadığı, bütün
partilerin temsilcileri ve yine bütün partilerin milletvekilleri
önünde belgelendi.
Kimse bu duruma itiraz etmedi.
Ayrıca sayımı yapılan oyların yüzde 81'inin AK Parti'nin
hanesine yazıldığını gördük ki buna da kimse itiraz
etmedi.
Bu durum, sandıklarda benzeri binlerce hata yapıldığını
gösteriyor. Arada ortalama 14 bin küsur oy farkı var ve sandıklar
yeniden sayıma açıldığında bu farkın kapanması kuvvetle
muhtemel...
Her iki adaydan birinin belki 10 belki de 50 oy farkıyla
kazanabileceği ihtimali de kuvvetle muhtemel...
Yüksek Seçim Kurulu'nun AK Parti'nin talebini reddetmesi bu
nedenle benim içime sinmiyor.
Kaldı ki...
Avcılar, Maltepe ve Esenyurt'ta ortaya çıkan durum,
birilerinin seçimlere bilerek ve isteyerek şaibe karıştırdığını
gösteriyor.
Yani düşünsenize...
Avcılar Belediyesi, personelini Avcılar İlçe
Nüfus Müdürlü'ne yerleştiriyor. Bu kişi, görev süresi içinde
ruhsatı çıkmayan ve kimsenin yaşamadığı yerlere 11 bin hayali
seçmen kaydı yaptırıyor. Bu kişi seçim sonrası suç delilleriyle
birlikte tespit ediliyor ve tutuklanıyor.
Yani şu an hapiste...
Maltepe'deki durum çok daha farklı...
Kanun, "Sandık başkanları devlet memuru
olacak ve bulunduğu ilçenin dışında bir adreste
oturmayacak" diyor. Ama Maltepe'de sandık
başkanı olan şahısların belli bir bölümünün Maltepe Belediyesi
personeli olduğu ortaya çıkıyor. Geriye kalan sandık
başkanlarının ise Maltepe'de ikamet etmedikleri ve devlet memuru
olmadıkları belirleniyor.
Esenyurt'taki gelişmeleri muhtemelen duymamışsınızdır, onu da
ilk kez ben aktarmış olayım.
Esenyurt'ta 29 bin kamu görevlisi var.
Kanuna göre İlçe Seçim Kurulu'nun bu 29 bin kamu görevlisi
arasından bir asıl, bir de yedek olmak üçere yaklaşık 3 bin kişiyi
sandık görevlisi olarak belirlemesi gerekiyor. Kanuna göre bu
belirleme kura yöntemiyle olmak zorunda...
Peki kurul ne yapıyor?
Normalde 2-3 gün sürecek kura çekimini hepi topu 3 saat
içinde tamamladığını duyuruyor. Ama listeye baktığınızda bırakın
ilçe dışından olmasını, il dışından 311 kişinin Esenyurt'ta sandık
başkanı olarak atandığı belirleniyor.
Diğer sandık başkanlarına baktığınızda bu kişilerin büyük
bölümünün kamu görevlisi olmadığı görülüyor.
Dahası...
Sandık başkanı olarak atananlar arasında askerler var,
belediyede çalışan ve CHP seçmeni olduğu bilinen personel
var. Yani belli ki liste kura çekimine gerek kalmadan çok
önceden hazırlanmış.
Aslına bakarsanız bu
durum "tam
kanunsuzluk" halidir. Bilmeyenler için Yargıtay
Ceza Mahkemeleri daha önce, “göreve ilişkin
kurallara aykırılık"halinin "tam
kanunsuzluk" olacağına hükmetmiş.
Burada da göreve ilişkin kurallara aykırılık var.
Bu göreve ilişkin aykırılıkların sandığa nasıl yansıdığını da
hepimiz günlerdir izliyoruz. Binali Yıldırım'ın oylarını Ekrem
İmamoğlu'na yazmalar, oy kaydırmalar, geçerli olan AK Parti
oylarını geçersiz saymalar falan...
Bana kalırsa, kafalardaki tüm soru işaretlerinin cevap
bulması için İstanbul'daki oyların yeniden sayılması ve yukarıda
zikrettiğim ilçelerde ise seçimlerin yenilenmesi
gerekiyor.
Ekrem İmamoğlu şu an Binali Yıldırım'ın konumunda olmuş
olsaydı, eminim ki benim bu söylediklerimi ekranlarda ısrarla dile
getirecekti.
İlk gün söylediğimi tekrar ederek bitireyim
yazıyı...
Bence İstanbul'daki oy sayımı bütün televizyonların ortak
yayınında ve bütün partilerin temsilcilerinin gözü önünde şeffaf
bir şekilde yapılmalı...
Ortaya çıkacak sonuca da herkes razı olmalı...
Yoksa bu seçim ebediyete kadar şaibeli seçim olarak
anılacak.