Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden genel başkan seçilmesi Yılmaz
Özdil'i çileden çıkarmış.
"CHP genel
başkanı 'kaybedenler
kulübü' tarafından seçiliyor.
Kılıçdaroğlu'nun devamlı kaybetmesine rağmen, devamlı genel başkan
seçilmesinin sebebi
budur" diyor.
Sadece eleştirmekle kalmıyor, herkesin aklını
karıştıran delege yapısına da dikkat çekiyor.
"CHP Çanakkale'de 135 bin oy alıyor. Çanakkale'nin 8 delegesi
var.
Adıyaman'da 35 bin oy alıyor. Adıyaman'ın 10 delegesi
var.
CHP Edirne'de 150 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Bingöl'de
sadece bin oy alıyor, 5 delegesi var.
CHP küçücük Bartın'da 36 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Kocaman
Diyarbakır'da 12 bin oy alıyor. 20 delegesi var.
CHP Hatay'da 307 bin oy alıyor, 20 delegesi var. Mardin'de
Şırnak'ta Iğdır'da Batman'da toplam 23 bin oy alıyor, 41
delegesi var.
CHP Tunceli'de 14 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Van'da 6 bin oy
alıyor.
15 delegesi var. CHP nerede az oy alıyorsa, oranın
delege sayısı daha fazla. Bunun sırrı
nedir?" diye soruyor. Oysa bu sorunun cevabı
çok basit...
CHP yönetimi, "Seçtiğimiz delegeler o
bölgede bize çalışsın. HDP'den oy devşirelim. Çanakkale,
Edirne, İzmir ve Hatay'da çalışmasak da olur. Çünkü oradakiler
zaten bize veriyor" düşüncesiyle hareket
ediyor.
Tunceli'ye niye fazla delege versin adam?
Zaten oradakiler mezhepsel düşüncelerle bana veriyor diye
düşünüyor. Bir başka deyişle, garanti gördüğü
seçmeni "koyun" yerine
koyuyor.
Tuhaf olan şu ki bu bölgelerdeki insanlar da yapılan
muamelenin farkında olmasına rağmen sandıkta
oyunu "Tıpış
tıpış" CHP'ye veriyor.
Soru soran gazetecilerden biri de Hürriyet'ten Ahmet Hakan.
"CHP’de adamlar ve de kadınlar hiç değilse öyle ya da böyle
adaylı, çekişmeli falan kurultay yapıyorlar. En küçük bir
nahiyecikte bile iki adaylı kongreye geçit vermeyen AK
Parti’nin “CHP ve
demokrasi” konusunda bir şey söylemeye
hakkı var mı?"
Var, olmaz olur mu hiç?
CHP'de adamların ve de kadınların öyle ya da böyle çok adaylı,
çekişmeli kurultay yaptıkları doğrudur. Ama bu kurultaylarda masa
ve sandalyelerin havalarda uçuştuğu, yumrukların konuştuğu,
herkesin birbirine ana avrat dümdüz gittiği de ekranlarda naklen
izlediğimiz bir durumdur.
Bu bir...
İkincisi...
CHP'nin başında 8 seçim yenilgi alarak rekor kırmış bir siyasi
mevta var. AK Parti'nin başında ise zafer konuşması yapmak için bir
sigara tiryakisinden daha çok balkona çıkmış bir lider var. E
girdiği tüm seçimlerden zaferle çıkan bir liderin
karşısına aday çıkarılmasını beklemiyorsun değil mi?
AK Parti'de, başka hiç bir partide olmayan bir kural, bir
siyasi gelenek vardır.Bunu sen de en az benim kadar iyi biliyorsun
Sevgili Ahmet Hakan.
O kurala göre, üst makamlara talip olunmaz. Ancak lider
tarafından bu makamlarda bir görev verilirse kabul
edilir.
Kaldı ki...
O lider partisinin kurucusu ve milyonları arkasından
sürükleyen gerçek bir oy deposu. Bu lider, "Ben kendi
ekibimi kurup, onunla yola devam edeceğim" diyor. Bir
teknik direktör gibi oyundan düşeni kenara alıyor, başarıya hasret
olanları sahaya sürüyor. Ve bu işi de çok ama çok iyi
yapıyor.
Ha...
CHP'deki çok adaylı, çekişmeli seçimlerin nedenini
söyleyeyim.
PKK emreder "Siha'cı
Sezgin" gelir, DHKP-C emreder Canan
Kaftancıoğlu seçilir. Fetö baskı yapar, Zaman'ın önünde nöbet tutan
vekil ve başkanlar öne çekilir. İtiraz edenler
de "Kaset" maharetiyle
gönderilir.
Yani mesele demokrasi falan değil, bildiğin terör örgütlerine boyun
eğmedir!
***
Bir cevap da AK Parti seçmenine verip yazıyı toparlayayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na tebrik telgrafı
göndermesine içerleyen AK
Partililer, "Niye o adamı tebrik ettin
Reis?" diye soruyor.
Alemsiniz vallaha ya!
Erdoğan'ın yeryüzünde tebrik etmesi gereken bir tek canlı var ise o
da Kemal Kılıçdaroğlu'dur kardeşim!
Çünkü Kılıçdaroğlu CHP'yi geri taşıyacak ve bir sonraki
seçimlerde meydanı AK Parti'ye bırakacak yegane
politikacıdır.
Bu adamı tebrik etmeyecek de beni mi tebrik edecek?
Bazıları da soruyor, "Vay efendim, bu devirde neden
telgraf göndermiş?" diye...
Ziyniyet olarak 1940'larda kalmış bir partiye ancak
telgraf yakışırdı da ondan... Whatsapp mesajı atmasını
beklemiyordunuz herhalde?
Dipnot: Kemal Kılıçdaroğlu,
Muharrem İnce'nin istediği müziği CD'sini salonda çaldırmamış.
Müzik CD'si işine yaramadığı içindir. Bel altı kaset olsa ne yapar
eder yayınlatırdı!