Önce meseleden haberdar olmayanlar için kısa bir özet
geçelim:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin yurt dışına para kaçırdığını
iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu, bildiklerini dünkü
grup toplantısında kamuoyu ile paylaştı.
CHP lideri, Erdoğan’ın bazı yakınlarının Man Adasında kurulan bir
şirkete, 2011 ve 2012 yıllarında defalarca para
gönderdiklerini belgeler göstererek iddia etti. Ayrıca, bankalara
gönderilen paraların kanıtları
sayılan “swift
kodlarının” listesini gösterdi.
Gönderildiği iddia edilen miktar, aşağı yukarı 15 milyon
dolar...
Bundan sonra ne olacağını söyleyeyim.
1- Cumhurbaşkanı iftira davası açar, Kılıçdaroğlu elindeki belgeleri kanıt olarak mahkemeye vermek zorunda kalır.
2- CHP liderinin iddiaları
zaten savcılar için suç duyurusu niteliği taşıyor. Cumhuriyet
savcıları harekete geçip bir inceleme başlatabilir.
Anlayacağınız bundan sonrası yargıda yürüyecek. Benim asıl üzerinde
durmak istediğim nokta çok daha farklı...
Anlatayım izninizle...
Dün söz konusu iddiaları dinledikten saatler
sonra "Beni Kemal Kılıçdaroğlu olarak
yaratmayan Allah'a hamdolsun" deme gereği
hissettim.
Şöyle bir düşünün...
Cumhurbaşkanı'nın yakın çevresinin yurt dışına para
kaçırdığını iddia edecek, eline belgeler alıp sallayacaksın.
Gazeteciler o belgeleri yayınlamak
isteyecek, paylaşmayacaksın. Suçladığın kişilerin
avukatı "Eğer o belgelerin gerçek olduğuna inanıyorsan
hemen savcılara teslim et" diye meydan
okuyacak, "Yok onlara da
vermeyeceğiz" diyerek kayıplara
karışacaksın.
Hazır Erdoğan'ı ve yakınlarını suç üstü yakalamışsın.
Hazır, "Bir tek belge göster,
istifa edeyim" demiş.
Gereğini yapsana!..
Kendine ve belgelerine güveniyorsan, versene medyaya, versene
savcılığa be adam!
Cumhurbaşkanı'nın yakındaki 7 kişi, Türkiye'de kurdurdukları bir
şirket üzerinden başka bir ülkeye para kaçıracak. Ama
kaçırdıkları paranın tamamı 15 milyon dolar
olacak.
Kişi başına iki milyon dolar yani!
Ve bu adamlar o kadar saf ki para kaçırmayı gizli saklı
yollarla değil, banka dekontları ile
ve "swift
kodu" maharetiyle yapacaklar öyle
mi?
Swift kodu nedir biliyor musun Kemal Bey?
Gerçi bilmediğini ve araştırıp öğrendiğini kürsüden kendin
açıkladın ama ben biraz daha detaylı anlatayım.
Swift kodlu bir havale veya EFT, banka aracılığı ile yapılmış yasal
ve aleni bir para transferidir.
Bak tane tane anlatayım.
Bir ülkeden başka bir ülkeye dolar havalesi yapacağınız zaman,
gönderdiğiniz para önce ABD bankacılık sistemine gider.
Şayet gönderilen para yüklü bir miktarsa, ABD bankacılık sistemi bu
parayı incelemeye alır. Kara para olup olmadığını, uyuşturucu gibi
kaçakçılık gibi nedenlerle kullanılıp kullanılmayacağını inceler ve
olmadığına kanaat getirirse transfere onay verir.
İşte buna swift kodu deniyor.
Senin zeka ve mantık pencerenden bakacak olursak bu kişiler ne
yapmış oluyor biliyor musun?
Bu kişiler ölümcül sonuçlar doğuracağını bile bile ABD üzerinden
kara para transferi yapmış oluyor.
Yahu para kaçırmak için bunlara gerek yok ki?
Man dediğiniz ülkede önceden kurulmuş bir şirketi devralmanın
maliyeti sudan ucuz.
500 dolara bir temsilci bulursunuz, vekaletname ile tüm yetkiler
sizde kalacak şekilde bu kişiyi şirketinizin başına
getirirsiniz. Bu yöntem sayesinde sizin isminiz hiçbir yerde
geçmez ve gizlilik içinde faaliyetlerinizi
yürütebilirsiniz.Temsilciniz sizin adınıza bir banka hesabı açarak,
gönderdiğiniz paraları şirkete yatırarak paranın izinin
kaybedilmesini sağlar.
Bunu yapmak varken adamlar niye göstere göstere para transferi
yapsın di mi?
Hadi bir an için elindeki evrakların tamamen gerçek olduğunu
varsayalım.
2011 yılında doların kur fiyatı 1670. Türk Lirası olarak karşılığı
3 milyon 340 bin lira... Yahu böylesine nüfuzlu insanlar
yurtdışına para kaçırmak istese 3 milyon 340 bin lira mı
kaçırır?
3 milyon 340 bin TL dediğiniz nedir ki Kemal
Bey?
Bir milletvekilinizin aylık 2 milyonluk telefon konuşmasından
birazcık daha fazlası. Ya da banka memuresi olan kızınızın Buz
Rezidans'taki dairesinin fiyatı...
Demem o ki Kemal Bey...
Bugüne kadar açıklayacağım dediğin pek çok belgeyi açıklayamadın.
Ya da dün yaptığın gibi eline tutuşturulan sahte belgeleri
gerçekmiş gibi paylaştın.
Bu kokuşmuş ve tutarsız açıklamaların nedeniyle
adın "Fetö'nün çamur at izi kalsın elemanı"na
çıktı.
Senin gibi sabah akşam saçmalayan birinin ana muhalefet
partisinin lideri olması, geri zekalı embesiller için dahi ilham
kaynağı oldu.
Ama galiba bu kez fena tosladın.
Baykal'a kaset komplosu kuran Fetö'nün senin için
hazırladığı "swift kodlu
dekont" tuzağına düştün. Fetö'cü firari
Said Sefa'nın 27 Mayıs 2017 tarihinde açıkladığı şeyleri bugün
açıklamaya başladın.
Yani o belgeleri Fetö'den aldığını bizzat ispatlamış
oldun. Artık bir yere kaçamazsın Kemal Bey! Kaçsan dahi, bu IQ
ile fazla uzaklaşamazsın.
Şimdi lütfen dönüp şöyle etrafına bir bak!
Herkesin sana tebessüm ettiğini göreceksin. Başı fena halde
belada olan birine edilen türden tebessüm!