Daha önce sahneden adam fırlattıran Muharrem İnce'nin
gazabına bu kez küçük bir çocuk uğradı.
Sahnede yayına gelen çocuğu, "Konuşuyorum
şimdi, in bakalım, in bakalım" diyerek çocuğu
ittire ittire sahneden indirdi. İndirmekle
kalmadı, "Bak canlı yayındayız burada, gitti
bir dakika" diyerek isyan
etti.
Büyük bir hataydı yaptığı ve haliyle toplumun tüm
kesimlerinden müthiş bir tepki gördü.
Birileri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çocuklarla nasıl
ilgilendiğini gösteren videoları yayına verince tepki iki
katına çıktı.
E, Muharrem İnce bu, tiyatro çevirmeden durur
mu?
Daha önce Beylikdüzü mitinginde, "Aaaa
kızkardeşim gelmiş? Aaaa, başörtülüymüş. Hadi sizinle
tanıştırayım" diyerek sahneye
çıkarmıştı.
Bu kez daha denişik bir oyun oynadı!
Ben oyun diyorum, siz imaj düzeltme
çalışması olarak anlayın. Çorlu mitinginde sahneye bir kız
çocuğu çıkarıldı.
Tesadüfmüş gibi, kendiliğinden gelişmiş gibi!
Yersen!
Muharrem İnce'yi bir görseniz. Dün gariban çocuğu sahneden
ittire ittire indiren, "İn bakalım, in
bakalım" diyen adam nasıl çıt kırıldım, nasıl
sempatik anlatamam!
Tatanka'dan eser yok!
Yere çömelmeler, "Nereye gidiyorsun, hoş
geldin" demeler, suratına bir türlü oturmayan
sahte bir gülümsemeler falan...
Ama sahneye çıkan kız çocuğunun halleri bir
tuhaf.
Muharrem İnce'ye sanki babasını öldürmüş gibi bakıyor! Eline
tutuşturulan bir dal gülü İnce'nin kucağına atıp
kaçıyor. Hem de depara kalkarcasına!
Bizimki hala sempatik...
"Nereye gidiyorsun, gel kız
nereye?" diye arkasından gidiyor, kaçan kızı
yakalıyor, sarılıp öpüyor falan. Kızcağız elinden kurtulmak için
resmen patinaj çekiyor. !
E, çocuk bu...
Sevgisizliği, samimiyetsizliği gördüğü anda korkup
kaçar.
Sevgisinden, samimiyetinden emin olduğu Erdoğan'a 40
metreden "dedee" diye seslenir. Senin
samimiyetsizliğini görünce, adını sorarsın, söyleme gereği bile
duymaz!
Çocuğu uzaktan bir salıyorsun, Erdoğan'a koşarak
gidip sarılıyor. Burada çocuğu zorla sahneye çıkarıyorsun, seni
görür görmez senden kaçıyor.
İstersen 100 kişilik beyin takımı ile çalış, samimiyet
yoksa olmuyor!
Aslında Muharrem İnce'nin en büyük şansı ne oldu biliyor
musunuz? Erken seçimin iki ay gibi kısa bir süreye
sıkıştırılması...
Yani 3-4 ay olsa var ya!
Yeminle Erdoğan'ın miting yapmasına bile gerek kalmayacaktı.
Muharrem İnce çıktığı her mitingde bir açık verip kendi kendini
tüketecekti.
Neyse ki küçücük bir kız çocuğu iki aylık sürede olayı
çözdü, herkesin yapması gerekeni yaptı ve arkasını dönüp
kaçtı!
"Aklı olan kaçsın" dercesine
kaçtı!
Gerisi sana kaldı birader!
Senden "canlı yayında bir
dakika" değil, belki de geleceğin olacak anla
yani!..
Patoloji...
Teknoloji
Narenciye...
Kuantum, fizik, kimya,
Delişmen, öpüşmen, gidişmen...
Anlıyor musun mı leylek bacaklım!