CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu iyi çalışıyor.
Yanlış anlaşılmasın, partisinin HDP ile yaptığı gizli ittifakı
gizleme konusunda iyi çalıştığını söylüyorum.
Şahit olmuşsunuzdur.
Bundan bir süre önce CHP ile terör destekçisi HDP'nin
ittifakını eleştiren Hatice Ocak isimli kadını ikna etmek için uzun
süre dil dökmüş ama başarılı olamamıştı.
Garibim ne yapsın?
"HDP ile iş birliği yapıyorsunuz" diyen
kadını, "Yok öyle bir şey seni
kandırıyorlar" diye başından
savmıştı.
Ama Allah işte, daha bu sözlerin yankısı devam ederken yine
kendi ağzıyla kendi diliyle HDP ile yapılan iş birliğini
doğrulamıştı.
Ziyaretlerinden bir diğerinde, HDP'li bir
seçmenin "Sizi Selahattin Demirtaş'a çok
benzetiyoruz" sözlerine "Sağolun.
Yüreğimiz bir, sizi mahcup etmeyeceğiz" diye
cevap vermişti.
E, saklamaya çalıştığı gerçek kabak gibi ortaya çıkınca ne
yapacak? Şöyle çaktırmadan, şöyle alttan alta HDP'yi seçmenine
kabul ettirme çalışmalarına başladı.
Ve ne yaptı dersiniz?
Önceki gün bir yerde kürsüye çıkmış konuşurken kendisini
dikkatle dinledim. Size yemin ediyorum, gülmekten az daha fenalık
geçiriyordum.
Başından geçen bir olayı anlattı var ya, inanamazsınız. Ben
onun gibi anlatamam ya. O videoyu bulup mutlaka izlemelisiniz. Yani
öyle bir şey ki bunu masal niyetine evdeki çocuğuna
anlatsan, "Babam manyağa
bağladı" diye odasından kovar.
O derece...
En iyisi kendisinden dinleyelim.
"Dün değil evvelsi gün Esenler'de bir vatandaş önümü kesti.
Dedi ki kıyletli başkanım. Ben Siirtliyim. Hem pazarcıyım hem
Kürt'üm. Ben dedi, HDP'ye de oy veren bir insanım dedi. Ben
teröriste benziyor muyum Allah aşkına yahu dedi. Ben, ben şehit
ailesiyim aynı zamanda dedi. Bunu duyunca benim yüreğim yandı.
Bugün de aynı şeyi Sultanbeyli'de 20-25 kişi söyledi. Ben bu
dostuma sarıldım, hiç umursama o lafları dedim"
Şimdi Erman Toroğlu gibi "Oynatalım
uğurcuğum" diyelim ve konuşmayı baştan sona
yeniden analiz edelim.
Bugüne kadar sokakta HDP ile CHP'nin gizli aşkı yüzünden pek
çok kez tepkiyle karşılaşan, bazı vatandaşlar tarafından da adeta
tokat gibi sözlerle uğurlanan Ekrem İmamoğlu'nun yolunu Esenler'de
biri kesmiş.
Bu vatandaş Siirtliymiş ve pazarcıymış. Aynı zamanda da
HDP'liymiş. Gerçi HDP'li olduğunu söylemesine de pek gerek yokmuş
zira yol kesmesinden neyin nesi olduğunu bayağı belli
etmiş!
Ama ilginç ve enteresan olan neymiş?
Bu vatandaş hem HDP'li imiş hem de şehit
yakınıymış!
Anlamayanlar için Türkçe'nin mealini de yapayım.
Şehit yakınıyım dediğine göre, büyük ihtimalle bir yakını
PKK'lı teröristler tarafından katledilmiş bu vatandaşın. Ama bu
vatandaş buna rağmen PKK'nın siyasi temsilcisi olan HDP'ye oy
veriyormuş!
Sultanbeyli'de 20-25 kişi daha Ekrem İmamoğlu'nun yolunu
kesmiş ve aynı sözleri, ama birebir aynı sözleri söylemiş. Onlar da
hem şehit yakınıymış hem de HDP'ye oy veriyormuş!
Yufka yürekliliğiyle tanınan Ekrem İmamoğlu da ne yapsın, içi
şöyle bir cız etmiş. Sarılmış her birine ayrı
ayrı, "Değerli dostum, hiç umursama o
lafları" demiş.
Sosyal medyada fenomen olan vatandaşın dediği
gibi...
Şimdi ben ne diyeceğimi, deyip demeyeceğimi, desem bile kime
diyeceğimi bilemiyorum sevgili okur kardeşim.
Gördüğüm kadarıyla Kemal Kılıçdaroğlu desteksiz atma
konusunda en az kendisi kadar maharetli birini aday göstermiş
İstanbul'a...
Niye bunu söylüyorum?
Şundan:
Ekrem İmamoğlu'nun seçim kampanyasını onlarca televizyon
kanalı takip ediyor. İmamoğlu'nun her vatandaşla sohbeti, her el
sıkışı, her diyaloğu an be an kayıt altına
alınıyor.
Şayet 20-25 kişi Ekrem İmamoğlu'nun yolunu keserek böyle bir
muhabbet içine girmiş olsaydı, biz bundan muhakkak haberdar
olurduk. Haberdar olmak ne demek? İmamoğlu ve CHP bu görüntüyü, bu
diyaloğu 31 Mart akşamına kadar gözümüze sokarcasına vizyonda
tutardı.
Ama her ne hikmetse böyle bir görüntü yok. İmamoğlu'nu takip
eden bazı meslektaşlarımla konuştum. Hepsi ağız birliği
etmişçesine, böyle bir diyaloğun yaşanmadığını
söylüyor.
Kaldı ki böyle bir diyalog yaşanmış olsa bile, İmamoğlu'nun
bundan övgüyle bahsetmesi de ayrı bir utanç kaynağıdır
aslında...
Yani onurlu bir siyasetçi ne yapardı söyleyeyim.
O şerefsize mahlukata "dostum" demez,
boynuna sarılmaz, "Bu sözleri sakın
umursama" demezdi.
Aksine, "PKK bir yakınını şehit etmesine rağmen
sen hala HDP'ye oy verdiğini söyleyebiliyorsan, senin kanında bir
bozukluk var. Ben bu vatan için can veren şehidimin kemiklerini
sızlatan senin gibi bir kanı bozuğun desteğini de oyunu da
istemem" der, arkamı dönüp
giderdim.
İşte bu tablo televizyon kanallarında günlerce haber olur, oy
vermeyen insanlar bile "Helal olsun, delikanlı
adammış"derdi.
Ama yine de hakkını teslim edelim.
Adam hayali masallar anlatma ve desteksiz yalan atma
konusunda gerçekten çok iyi!