ANALİZ

Yakup Murat yazdı: Solcu gazeteci işini bilir

Solcu gazeteci akıllıdır... Ve akıl, kişisel menfaattir... Gerisi önemsizdir...

Yakup Murat yazdı: Solcu gazeteci işini bilir

Kapitalizm ve demokrasi bize ne kadar geniş bir hareket alanı bırakırsa bıraksın, özellikle geri kalmış solcu parti ve medyalarında hemen hiçbir gazeteci “bütün gerçekleri” görmez, görse de yazmaz söylemez. Çünkü gerçekleri gören ve Ak Parti hükümetlerinin başarılı icraatlarını anlatan bir muhalif gazete yazarı hemen kovulur. 

Muhalif gazeteci ve yazarlar için sektörel rekabet, tirajlar ve reytingler taraf ve menfaatler neyi gerektiriyorsa odur. Örneğin, Amerikan sermayesiyle içli dışlı olan bir şirketin sahibi olduğu medyanın 11 Eylül saldırılarıyla ilgili olarak ABD’nin ilan ettiklerinden başka bir gerçeklik iddiasında bulunması pek mümkün değildir. Keza Alman sermayesinden beslenen bir yayın organının da Merkel’in Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili yalan ve iftiradan mürekkep açıklamalarını yayınlamaması düşünülemez.  

Ama bu “sanal gerçeklik” solcu gazetecilerin suçu değildir. Solcu ve muhalif gazeteciler çaresizdir. Herkes gibi onlar da sadece evlerine ekmek götürme, kredi kartı borçlarını ödeyebilme derdindedir. Tabii kıdem ne kadar büyükse, dertler de o kadar büyür. Kimi gazeteci ise evine götüreceği ekmeği değil, teknesine alacağı yelkeni düşünür. 

Velhasılıkelam, onlar böylesine ağır gerçekler altında ezilirken, alengirli gerçeklerden kime nedir ki?  

Dünyayı kurtarmak kendilerine mi kalmıştır? 11 Eylül’ü Mickey Mouse’un veya İkinci Ramses’in yapmış olması kendisi için neyi değiştirecektir ki?  

Solcu gazeteci akıllıdır... Ve akıl, kişisel menfaattir... Gerisi önemsizdir...  

NE YAPABİLİRİM Kİ? İŞSİZ Mİ KALAYIM? 

Kendisine ekmek veren taraf hangisi olursa olsun, nice gazeteci ve yazarın hayatı benzer ikilemlerle doludur aslında. Çoğu, servetini yalan olduğunu gayet iyi bildiği paravan senaryolar üzerine gerçek destanlar yazabilmesine borçludur. Ama kimi iki duble içince, kimi sevgilisinin koynunda kendinden geçmiş vaziyetteyken itiraf ediverir bunu.  

“Ne yapabilirim ki?” der. “İşsiz mi kalayım?”...  

Yeteneklerini dürüstlüğüne kurban eden şapşal dehalarla dolu medya mezarlıkları geçer bunu söylerken gözlerinin önünden..  

Gerçekten de ne yapabilir ki?  

Onun yerine aynı senaryoyu üç kuruş paraya ondan daha büyük inançla oynayacak başka solcu kahraman”ların bulunacağını iyi bilir. İtibarının iki paralık edilecek olması da cabası...  

Hem çocuklar nasıl okuyacaktır? Karısı tatil ister, çıkılmayacak mıdır? Arabanın taksitleri de bitmemiştir. Bütün bunlardan ne pahasına vazgeçilebilir ki?  

Gel zaman git zaman, hem “solcu” ve hem de “iyi” gazeteci kendini içinde yaşadığı ve yaşattığı yalanlara öyle bir kaptırır ki, bir oyuncu olmaktan çıkıp senaristlik mertebesine bile yükseltilebilir.  

Uluslararası saygın konferanslara davet edilir, haber kanallarınca “bilirkişi” statüsüne alınır, kitaplarının çok satması sağlanır vesaire vesaire...  

Sorgulama kabiliyetinden yoksun beyinlere kapalı devre kahramanlar sunmak, kârlı bir iştir! 

Bu satırların yazarı ise eski bir solcu olsa da bunları beceremediği için üç otuz paraya talim etmektedir. Yani, kullanışlı bir solcu aptalıdır. 

 

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar