GÜNCEL

Toygun Atilla, 2022 gazeteciliğini Yeşilçam'ın erotik filmlerine benzetti

Odatv yazarı Toygun Atilla kaleme aldığı "Civciv çıkacak kuş çıkacak… Erotik gazetecilik" başlıklı yazısında çarpıcı ifadelere yer verdi. 70'li yıllarda ortaya çıkan Yeşilçam'daki erotik film furyasını günümüzde yapılan gazeteciliğe benzeten Atilla, yazısında "Bence 70'li yıllardaki filmlerde orada oynayan artistler de, 2022'deki gazetecilerden çok daha masumdu" ifadelerini kullandı. İşte Toygun Atilla'nın güne damga vuran o yazısı...

Toygun Atilla,  2022 gazeteciliğini Yeşilçam'ın erotik filmlerine benzetti

İŞTE TOYGUN ATİLLA'NIN O YAZISI;

Erotik film furyası bir dönem Yeşilçam'ı sarmıştı. 

70'li yıllarda sinema sektörünün içinde bulunduğu ekonomik şartların sonucuydu. 

Sanatsal değeri yüksek, yabancı filmlerin maliyeti yüksekti. Belediyeler tarafından sabitlenen bilet fiyatlarına, ülkenin siyasi gergin havası da eklenince, sinema salonlarını hepten boşaltmıştı. 

İşte tam o günlerde Yeşilçam'a can simidi erotik filmler oldu. 

Erotik film furyası "Beş Tavuk Bir Horoz" ile başladı. 

Sonrası tam bir şamataydı. 

"Ah deme oh de" "Binlik Nail" "Benimle Sevişir misin" "Fırçana bayıldım boyacı" "Kadın Okşanmak İster" "Civciv çıkacak kuş çıkacak" gelecekte de isimleri anılacak filmlerden oldu. 

Yeşilçam'daki erotik film furyası, şöhretli, şöhretsiz birçok ismi girdabına çekti. 

Ekonomik olarak ayakta kalmak isteyen ünlü isimler bile bu filmlerde oynamak zorunda kaldı. 

Erotik film furyası 1980 darbesi ile son buldu. 

Dönemin erotik film oyuncularından, Arzu Okay, Zerrin Doğan, Zerrin Egeliler gibi birkaç isim furyanın bitmesinin ardından, iş hayatına atılarak ayakta kalmayı başardı. 

Ancak herkes onlar kadar şanslı değildi. Erotik filmlerin vazgeçilmez oyuncularından birçoğu bir daha beyazperdede kendilerine şans bulamadı. 

Geçtiğimiz hafta sonu Nevşin Mengü'nün bir konuşmasına denk geldim. 

Şöyle diyordu;

"Mecliste bilgi veren bakanlardan bir tanesi de Mustafa Varank'tı. Kendisi ODTÜ mezunu. Kendisi İmam Hatip mezunu olduğuna göre ODTÜ İngilizce eğitim veren bir yer. Aslında ilk dersinin hazırlıkta olması lazım. Hazırlığı atladı mı artık. Belki ODTÜ'ye nasıl girdiyse hazırlığı da öyle atlamıştır. Hani, anlatabiliyor muyum? O dönemler, sorular... Hatırlayın öyle dönemler oldu. Neyse..." 

Mimikler, imalar... 

Nevşin Mengü'nün anlatım tarzı, iması FETÖ'nün çaldığı sınav sorularına işaret ediyordu. Oradan da Mustafa Varank'a bir gönderme vardı. 

Bakan Mustafa Varank'ın, abisi İlhan Varank 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde şehit edilmiş bir isimdi. 

Prof. Dr. İlhan Varank
Prof. Dr. İlhan Varank

Videoyu, ilk iş Odatv'deki arkadaşlarıma "Gazetecilik ne değildir? Gazetecilik nasıl yapılmazın en somut örneği" notu ile gönderdim. 

Kaç gündür Nevşin Mengü ve o videosu kafamda dönüyordu. 

En ufak bir araştırma yapmaya gerek duymadan ima etmek. "Çamur at izi kalsın" mantığı ile "gazetecilik" yapmak... Nefret körükleyerek, nefret cepheleri açmak. -miş... -muş... diyerek dedikoduları anlatmak. Olguları ortaya koymak yerine algılara oynamak. 

Bu muydu gazetecilik, habercilik? 

Asla...

Gazetecilik, habercilik hem emek hem de yürek isterdi. 

Biz böyle öğrenmiştik. 

Bir haberi günlerce, haftalarca kovalamak, sadece hakikati yazmaktı düsturumuz. 

Olguları ortaya koyamadığınızda, haber gazetede değil çöplükte bile kendine yer bulamazdı. 

Oysa şimdi... 

Tüm bunları düşünürken, Babıali’nin, medya sektöründeki gazetecilerin bir kısmının tıpkı yıllar önce Yeşilçam'daki erotik film furyasına benzer gazetecilik yapmaya başladıklarını düşündüm. 

Medyadaki erotik film furyasıydı olsa olsa bu...

Gazetecilik, habercilik zor, zahmetli bir işti. 

Nasıl olsa kutuplaşma alabildiğine artmış, gazetecilikse ucuzlamıştı. 

Sakın yanlış anlamayın. 

Nevşin Mengü, sadece son ve yakın tarihli bir örnek. 

"Yandaş" diye tabir edilen gazeteciler farklı mıydı ki? 

Hilal Kaplan ismindeki eski Taraf şimdiki Sabah yazarı, "Nuh'un köpekleri. Ahlaksızlar" diye Soner Yalçın ve bana hitap ederken Nevşin Mengü'den farksız mıydı?

Veyahut CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisindeki kayıp saatleri için "Fetullah'ın yanına gitti" iddiasını ortaya atan gazeteciler? 

Olgu, kanıt... 

Yok...

Nereden biliyorsun?

Duydum...

Kanıt, olgu artık gazetecilik için lükstü...

Olmasa da olur. 

Çamur at izi kalır. 

Nasrettin hoca gibi göle maya çal. "Ya tutarsa" 

Her gün TV’lerde "gerçek birkaç gazeteciyi" tenzih ederek söylüyorum, bu tiyatroların onlarcası oynanıyor. 

-miş, -muş gazeteciliği...

Ben bunlara erotik film gazetecileri diyorum... 

70'li yıllardaki erotik filmlerde ucuzdu, 2022’deki gazetecilik de...

Oynanan filmlerin isimleri de geçmişteki filmlere benzerdi;

"Uysa da kodum uymasa da kodum" "At yalanı öpeyim inananı" "Yalancıyı dilenci sevsin" "Kimin eli kimin cebinde"

Hangisi daha masumdu derseniz...

Bence 70'li yıllardaki filmlerde orada oynayan artistler de, 2022'deki gazetecilerden çok daha masumdu...

Not: Bu yazıyı yazarken, Murat Tolga Şen'in 70'li yıllardaki erotik filmleri anlatan ve Onedio.com dan Nehir Tenigüzel'in "Yeşilçam'ın bir döneme damga vuran erotik film furyasıyla ilgili hiç duymadığınız birbirinden tuhaf detaylar" başlıklı yazılarından faydalandım.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar