GÜNDEM

Soner Yalçın uyardı: İntiharların tıbbi boyutunu unutmayalım!

Sözcü yazarı Soner Yalçın, Türkiye'de yaşanan intihar vakalarının birçoğunun psikiyatr tedavisi gördüğünü söyledi ve işin tıbbi boyutuna dikkat çekti.

Soner Yalçın uyardı: İntiharların tıbbi boyutunu unutmayalım!

Son zamanlarda artan intihar vakaları, Soner Yalçın'ın da dikkatini çekti. Yalçın, intiharların sosyal, siyasi ve ekonomik nedenlerinin yanında tıbbi nedenlerinin de sorgulanması gerektiğini belirtti ve psikiyatr tedavisini eleştirdi.

İşte Soner Yalçın'ın psikiyatr tedavisi ve intiharlar arasındaki bağı anlattığı satırlar:

Rockefeller'a göre psikiyatri “zihinsel hijyen” idi!

Türkiye'de tıp müfredatını hazırlayan Rockefeller ekibinden Dr. Alan Gregg (1890-1957), yirmi yıl Rockefeller Vakfı'nın Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yaptı.

Rockefeller'ın psikiyatri stratejisini hayata geçirdi:

– 1931-1944 yılları arasında tıp fakültelerine psikiyatriyi müfredata aldırdı… (Ülkemizde psikiyatri bölümü ilk kez -Rockefeller parasıyla kurulan- Ankara Üniversitesi çatısı altında 1945 yılında açıldı.)

– 1940'larda anahtar araştırma merkezleri inşa etti…

– Hastaneleri, okulları, mahkemeleri ve sosyal hizmetleri psikiyatrinin uygulama alanlarına soktu…

Dr. Gregg ilaçlara katkılarından dolayı Lasker Ödülü aldı.

Ve psikiyatri öğreniminin “beyni” ABD oldu. Yarattığı “tanı enflasyonuyla” dünyada antidepresan satışını artırdı.

Mesela… Türkiye'de, 2000 yılında 11 milyon kutu antidepresan kullanılıyordu. Bu sayı 2018 yılında 55 milyon kutu oldu.

Bu ilaçların yan etkisi nedir? Hiç mi tartışmayalım? Kapitalist tıp anlayışını hiç mi sorgulamayalım?

Daha bu hafta:

– Psikiyatri tedavisi gören Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 19 yaşındaki N.G. intihar etti.

– Psikiyatri tedavisi gören İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki S.Ü. intihar etti.

Türkiye'de günde 10 kişi intihar ediyor!

Bu toplumsal ruhsal yara üzerine durmak gerekmiyor mu? İnsanı-insanlığı kimler yıkıma götürüyor?

Meselenin ekonomik boyutunu konuşmalıyız.

Meselenin siyasal-kültürel yönünü konuşmalıyız.

Ama.

Kuşkusuz meselenin tıbbi boyutunu da konuşmalıyız.

Küresel şirketlerin üç günlük- bir haftalık tatil havasında düzenlediği tıp konferansları bu sorunu gidermez, derinleştirir…

Yazının tamamı için tıklayın...

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar