GÜNDEM

"Sabahattin Önkibar denilen mübtezel!.."

Fikri Sağlar, her döneme ve yazdığı kuruma göre renk değiştiren Sabahattin Önkibar'ı anlattı: Mübtezel... Komisyoncu... Önü kibar, arkası karanlık... Boyalı saçlı adam...

"Sabahattin Önkibar denilen mübtezel!.."

Eski Kültür Bakanı olan Birgün gazetesi yazarı Fikri Sağlar, Aydınlık gazetesinin her gittiği gazeteye göre renk değiştiren yazarı Sabahattin Önkibar'ı yazdı.

Türkiye gazetesi ve TGRT televizyonu Ankara temsilciliğinden sonra hiçbir yerde dikiş tutturamayan, her gittiği yerden kovulan Sabahattin Önkibar son olarak Aydınlık gazetesine demir atmıştı.

Sabahattin Önkibar, yazdığı gazetenin mevzisine göre karşı tarafa çamur atmasıyla bilinen Sabahattin Önkibar, şimdi de Aydınlık cephesinden herkese çamur atmayı sürdürüyor...

Her ne kadar her attığı çamur gelip kendi üzerine yapışsa da Önkibar için bu bir sıkıntı olarak görünmüyor!..

Ankara başta olmak üzere medya kulislerinde değişik sıfatlarla anılan Sabahattin Önkibar'ı bu sefer Fikri Sağlar yazdı...

Noktasına virgülüne dokunmadan Fikri Sağlar'ın 11 Ekim 2016 günü yayınlanan o yazısını aynen alıntılıyoruz:

SABAHATTİN ÖNKİBAR DENİLEN MÜBTEZEL!..

Kıymeti kendinden menkul. Gazetecilik kisvesi altında tetikçiliğe soyunan bir gazeteci suretinin zırvalarının muhatabı oluyorum bir süredir… Beni kendi sığ ve kirli sularına çekmeye çalışan bu önü kibar ama arkası bir hayli karışık zat-ı muhteremin şahsı hakkında ben bir şey söylemeyeyim… Merek edenler, uzun yıllar çalıştığı TGRT camiasının sahip, yönetici ve özellikle muhasebecilerine sorabilirler… Kendi patronunu nasıl aldatmaya çalışmış dinleyebilirler…

BASIN CAMİASINDA "KOMİSYONCU" OLARAK TANINIR!

Öncelikle yaptığım bir savunma değildir. Çünkü basın camiası içinde “komisyoncu” olarak tanınan bu kişinin seviyesine inilemez. Aslında seviyesizlik de bir düzeydir. Bu kişide o da yok. Bu yazıyı anlayışınıza sığınarak yazmamdaki amaç, çukurda yaşayan, çamurlar içinde debelenip üzerindeki çamuru başkalarına atarak geçimini sürdüren birine yazılan cevap değil, sadece yalanların ortaya çıkması için yazılmış bir yazıdır.

KENDİNİ ÖLÜMDEN KURTARAN PATRONUNA BİLE ÇAMUR ATTI

Müptezelliği ile basın camiasında şöhret yapmış bu kişiyi herkes biliyor. Basındaki yakın dostlarım hep şu öneride bulundular; “Bu adama bulaşma pislik sıçratır! O tedavi ettirip ölümden kurtaran patronuna bile çamur attı.”

İşte tam bu nedenle bazı gerçeklere değinmek gereğini hissettim. Ahlak ve etik yoksunu insanların gerçek yüzlerini sergilemezseniz onlar edepsizce oluşturdukları bu çamur ortamını devam ettirirler!..

Yani; İsmet İnönü’nün sözüne kulak vermeliyiz!..

VARIN SİZ KARAR VERİN...

Gelelim birbiri ardına sıraladığı zırvalara:

Zat-ı muhtereme göre Fikri Sağlar, Kürt kökenli babasının izinden yürüyen keskin bir şovenmiş… Türkmenistan’ın tanınma belgesini Sayın Niyazov’a sunduğumda, Sayın Niyazov soyadımdan yola çıkarak kökümüzün Sağlar boyu Arpaç Sakarlara dayandığını, izleyen gazetecilerin huzurunda dile getirmişti. Zaten Mersin’de halen aynı ismi taşıyan bir beldenin bulunduğunu da anımsatayım.

Kürt kökenli olmayı yaftalama unsuru gibi algılayan birinin şoven suçlamasını nereye koyacağınıza varın siz karar verin…

HADİ ARAŞTIRACAK KAPASİTEN YOK...

Herkes bilir; gazetecilik önce araştırma gerektirir. Hadi araştıracak kapasiteniz yok, açın telefonu sorun. Aradığınızı ben vereyim size; anne tarafım Kürt kökenlidir. Sizin için önemli olan etnik köken anlaşılan. Bu durumda kimin şoven olduğu yeterince açık değil mi?

Gereksiz ama anlamanız için size yazıp vereyim: Fikri Sağlar için değerli olan etnik köken değil, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, antiemperyalist ve emekten yana olmaktır. Bu “Fikri Sağlar solcu mudur” sorunuza yanıt veya moda deyimle kapak olsun…

Nerede bir haksızlık, yolsuzluk varsa orada, mazlumun yanında oldum, olacağım. Ben Susurluk çeteleriyle mücadele ederken siz onları övüyor, hamaset içinde onları koruyordunuz.

DANS EDEREK CEBİNİ DOLDURUYOR!

Önce Fethullah Gülen’e saygılar sunduğunuz sonra Recep Tayyip Erdoğan’a övgüler düzdüğünüz yazılarınız önümüzde. Biz dik durarak yaşamımızı sürdürüyoruz, siz dans ederek cebinizi doldurma çabasıyla yaşıyorsunuz. Biz doğru bildiklerimizi dürüstlükle, erdemle, açıkça, cesaretle söylemeye ve yapmaya devam edeceğiz.

SEN KİMİN ÇOCUĞUSUN?..

Siz ise, hep olduğu gibi, bir oradan bir bu yana savrularak dönüp duracaksınız.

Yani siz yalan ve iftiralar yazacaksınız, biz doğruların yüklendiği kervanı yürütüp gideceğiz…

Merak ettiğim bir diğer konu, benim soyum sopum belli de siz kimin çocuğusunuz?..

OTELDE "PAY TV"NİN ÖNÜNDEN KALKAMADIĞIN İÇİN!.. 

Zırvalarınızın hangisini düzelteyim?! Memphis’de Semra Özal’ın isteği doğrultusunda sergi açmışım ve siz de Semra Özal ile birlikte etkinliğe katılmışsınız!..
Eğer tetikçilik gözlerinizi karartmadıysa, ciddi bir hafıza sorununuz var. Size verilen bilgilendirme notlarına bakmak zahmetine katlanmadığınız için, serginin ön anlaşmalarının önceki Bakanlar döneminde imzalandığını görmemişsiniz… Hatta salt Osmanlı ve Kanuni boyutunda kalmayarak, çağdaş Türkiye vurgusunu da simgelemek üzere Mehter Takımı’nın yanı sıra, programda bulunmayan Senfoni Orkestrası’nın ABD tarafının itirazına rağmen programa dâhil edildiğini de anımsamıyorsunuz. Muhtemelen Türk Marşı’nı da izlemediniz…

Daha da önemlisi Sayın Semra Özal’ın da katıldığını iddia etmişsiniz. Kuyruklu yalan!.. Semra Hanım bizimle hiç gelmedi!..

Allah uzun ömürler versin, hanımefendi hayatta, soruverin bir zahmet…

Sahi, siz etkinlikler sırasında gerçekten orada mıydınız? Anlaşılan otelde Pay TV’lerin karşından kalkmadığınız için kim var kim yok farkında bile değilsiniz!..

İRONİ YAPMAK ZEKA İSTER! DÖN DE GÜLEN YAZILARINA BAK!

Fethullah Gülen, Kürtçülük ve ABD yandaşı yaftalamalarınız, eğer ironi değilse –ki ironi biraz zekâ ister- düştüğünüz zavallılığın somut tezahürüdür.

Biliyorum hafıza ile ilgili sorununuz var, o zaman eski yazılarınıza bir göz atın. Yardımcı olayım size; örneğin 24.06.1999’da Gülen ile ilgili kendi yazdıklarınızı okuyun.

Ayrıca, 33 yılı aşkın siyaset yaşamımda parti yöneticisi, bakan ya da milletvekili olarak tek bir ABD resepsiyonuna katılmayan bir siyasetçiyim… Sahi beni nerede gördünüz? Gördüm dediğiniz yerde siz kimin kolundaydınız?

SİZİ KENDİ CAMİANIZ ÇOK İYİ BİLİYOR!

Kürtçülüğe gelince; Kürtçülük ya da Türkçülük gibi etnisite üzerinden siyaset yapan birilerini arıyorsanız, yanlış adrestesiniz… Başka kapıya!...Önce aynaya bakacaksınız!

Ha şunu bilin, beni Aleviler, Kürtler, Türkler, Sünniler, kısaca, insanlar sever ve sayar.

Çünkü benim kıblem insandır!.. Herkes birdir benim için!..

33 yıldır demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük ve adil paylaşım için siyaset yapıyorum!.. Bir kez daha tekrarlayım. Beni herkes tanıyor, sizi de kendi camianız çok iyi biliyor!..

BAKANLIK VE BELEDİYELERDE İŞ KOVALAMAKTAN...

Son olarak: Kime tetikçilik yaptığınızı bilmiyorum. Ama bu vesileyle bir konunun altını çizmek isterim. FETÖ’cülük sıfatını bana yapıştıramazsınız!..

Hele sizin gibi bir zamanlar FETÖ ile kol kola gezen biri beni hiç kirletemez!.. Ben sizin akılınızdan bile geçiremediğiniz işleri yapan ilkeli biriyim. Siz bakanlık ve belediyelerde iş kovalamaktan bunları hatırlamazsınız. Hatırlatayım;

Başbakan Çiller’in, laik Cumhuriyetimizin temeline dinamit koyan Fethullah Gülen’le pazarlık yaptığı için bakanlık görevini bırakan biriyim. Okumanız varsa, 1995 tarihli gazetelere bakabilirsiniz!..

"İSPAT EDEMEZSEN ŞEREFSİZSİN" DEMEYECEĞİM, ÇÜNKÜ OLMAYAN ŞEY İSTENMEZ!

Siyasi tarihe geçen açıklamalarımda ortaya koyduğum belgelerle ilgili akılınızca spekülasyon yapmaya çalışıyorsunuz!.. Anlayışınız kıt ama bir kez daha söylüyorum; “Hükümeti deviren Türk Bank belgesini Fetö’cüler vermedi!” Önce de yazdım;

FETÖ’cü dostlarınla birlikte ispat et!.. Edemezsen!.. Sana şerefsizsin demeyeceğim!.. Biliyorum: “Olmayan bir şeyi istemek anlamsız!..”

Said-i Nursi ile ilgili hezeyanınıza gelince ;Neden Ahmet Taner Kışlalı’nın kütüphaneleri ve kitap okunmasını teşvik eden, kitap yasakların kaldırılmasını anlatan kampanyanın “gerçekten çok doğru ve etkili olduğunu” yazdığı bölümü saklıyorsunuz?.. Güttüğünüz çıkar ne?..

İFTİRACI OLMAKTAN ÖTE BİR KAREKTERE SAHİPSİNİZ!

Hahambaşı Tuncay’ı habersiz yayına alan ve başta Doğu Perinçek’e laf söyleyen TRT’yi tersleyen benim. Yayındaki görüşlere tepki gösterdiğimi niye yazmıyorsunuz? Anlayışınız mı kıt?.. Yoksa?!.. Siz iftiracı olmaktan da öte bir karaktere sahipsiniz!..

Bodrum meselesi, kadın avukata yapılanlarla ilgili açıklamalara şimdilik gerek yok. Devamını Önkibar’la belge ve şahitlerle yargı önünde sürdüreceğim!..

BU GİBİ ADAMLARIN BASINI KİRLETMESİ NEDENİYLE!..

Ülke bu gibi adamların basını kirletmesi nedeniyle içine girdiği kaostan çıkamıyor!.. Her gün onlarca şehit veriyoruz. Dün, tarihimizdeki en büyük sivil katliam olan Ankara Gar bombalanmasının 1. yılıydı. Orada sadece barış istemek için toplanan 102 insanımızı kaybettik. Her gün onlarca şehit veriyoruz!.. Baskı ve zülüm arttı!..

ÖNÜ KİBAR, ARKASI KARIŞIK BOYALI SAÇLI ZAT!

Bu kadar önemli konular yerine silik profilini benim üzerimden parlatmaya çalışan bu “önü kibar arkası karışık” boyalı saçlı zat-ı muhteremle zamanınızı aldığım için gerçekten üzgünüm. Siz okurlarımdan özür dilerim…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 2 yorum