Röportajı bıraktı yine kendini yazdı
Ayşe Arman her zaman yaptığı gibi röportaj yaptığı isim yerine kendisini yazmayı tercih etti...

GAZETECİLER.COM - Hürriyet'in son yıllarda medya dünyasına en büyük katkısı herhalde tartışmasız, Ayşe Arman'dır. Arman röportajları ile sadece tabuları devirmekle kalmadı, kendisinden bahseden yazarlar kervanında kendine önemli bir de konum edindi.
Röportaj yapmaya gittiği isimlerin yaşadıklarını tam olarak yansıtabilmek için onlardan biri olmaya özen gösterdi. Bugün Hürriyet'in birinci sayfasında trapezde sallanan Ayşe Arman'ı görenler kiminle röportaj yaptığını pek anlayamadı ama olsun. Ayşe Arman yine kendinden söz ettirecek bir yazı/röportaj kaleme aldı...
İşte o röportajdan Ayşe Arman'ın kendisini anlattığı uzunca bir bölüm:
Cesur filan değilim, korkağım ben, korkak!
Nereden çıktım buraya?
Aşağıda da insanlar, keyifli keyifli çay kahve içiyorlar, kimi spor yapıyor, kimi tenis oynuyor, oh mis gibi çimlerde yatmışlar.
Aksi gibi röportaja gelirken, Alya bana takside soruyor, "Röportaj nedir?" İnsanlara sorular soruyorum, neyi, neden yaptıklarını anlamaya çalışıyorum, onların anlattıklarından bir hikâye çıkıyor, ben de o hikâyeyi yazıyorum."
"Hep farklı insanlar mı?"
"Evet."
"Peki korkmuyor musun?"
"Neden korkayım ki?"
"Ya karşına kötü insanlar çıkarsa..."
"Yok canım..."
"Ya başına korkunç şeyler gelirse?"
"Yok canıııım."
"Ben cesurum!"
Nah cesurum!
Aşağıdan Alya bağırıyor, "Atla anne atla..."
Allah'ım sen bana yardım et, altı yaşındaki kızım seyrediyor, atlayıp kurtulayım, gerçi hayatta her şeyi yapabileceğiz diye bir şey yok, onun da bunu öğrenmesi lazım, yapamayabilirim, galiba şimdi de yapamayacağım...
"Hadi anneeee..."
"Dur Alya konsantre olmaya çalışıyorum..."
Tüm dediklerini yapıyorum Efe Hoca'nın, barı iki elimle tutuyorum, "Hadi" diyor, "Hop."
Hop ama yapamıyorum, bir türlü kendimi boşluğa bırakamıyorum.
Kafam ikna olmuyor.
İki, üç, ıh ıh.
Rezillik!
O platformda öylece dikiliyorum.
Aşağıdan Alya'nın sesi geliyor.
"Anne çişim geldi, tuvalete gidip geleyim, öyle atla."
"Hayır dur şimdi atlıyorum" diyorum.
Artık çok uzadı bu iş, ne olacaksa olsun.
Ve Efe Hoca, bir kere daha "Hop" dediğinde, boşluktayım.
Daha doğrusu sallanıyorum.
Vayyyyyyyyyyy.
Bir şey bu kadar mı güzel olur.
Ben uçuyorum!
Kuş oldum, Tarzan oldum, Jane oldum.
"Yaşasııııın" diye bağırıyorum.
Röportaj yapmaya gittiği isimlerin yaşadıklarını tam olarak yansıtabilmek için onlardan biri olmaya özen gösterdi. Bugün Hürriyet'in birinci sayfasında trapezde sallanan Ayşe Arman'ı görenler kiminle röportaj yaptığını pek anlayamadı ama olsun. Ayşe Arman yine kendinden söz ettirecek bir yazı/röportaj kaleme aldı...
İşte o röportajdan Ayşe Arman'ın kendisini anlattığı uzunca bir bölüm:
Cesur filan değilim, korkağım ben, korkak!
Nereden çıktım buraya?
Aşağıda da insanlar, keyifli keyifli çay kahve içiyorlar, kimi spor yapıyor, kimi tenis oynuyor, oh mis gibi çimlerde yatmışlar.
Aksi gibi röportaja gelirken, Alya bana takside soruyor, "Röportaj nedir?" İnsanlara sorular soruyorum, neyi, neden yaptıklarını anlamaya çalışıyorum, onların anlattıklarından bir hikâye çıkıyor, ben de o hikâyeyi yazıyorum."
"Hep farklı insanlar mı?"
"Evet."
"Peki korkmuyor musun?"
"Neden korkayım ki?"
"Ya karşına kötü insanlar çıkarsa..."
"Yok canım..."
"Ya başına korkunç şeyler gelirse?"
"Yok canıııım."
"Ben cesurum!"
Nah cesurum!
Aşağıdan Alya bağırıyor, "Atla anne atla..."
Allah'ım sen bana yardım et, altı yaşındaki kızım seyrediyor, atlayıp kurtulayım, gerçi hayatta her şeyi yapabileceğiz diye bir şey yok, onun da bunu öğrenmesi lazım, yapamayabilirim, galiba şimdi de yapamayacağım...
"Hadi anneeee..."
"Dur Alya konsantre olmaya çalışıyorum..."
Tüm dediklerini yapıyorum Efe Hoca'nın, barı iki elimle tutuyorum, "Hadi" diyor, "Hop."
Hop ama yapamıyorum, bir türlü kendimi boşluğa bırakamıyorum.
Kafam ikna olmuyor.
İki, üç, ıh ıh.
Rezillik!
O platformda öylece dikiliyorum.
Aşağıdan Alya'nın sesi geliyor.
"Anne çişim geldi, tuvalete gidip geleyim, öyle atla."
"Hayır dur şimdi atlıyorum" diyorum.
Artık çok uzadı bu iş, ne olacaksa olsun.
Ve Efe Hoca, bir kere daha "Hop" dediğinde, boşluktayım.
Daha doğrusu sallanıyorum.
Vayyyyyyyyyyy.
Bir şey bu kadar mı güzel olur.
Ben uçuyorum!
Kuş oldum, Tarzan oldum, Jane oldum.
"Yaşasııııın" diye bağırıyorum.