GÜNDEM

Radikal yazarı röportaj yaptı fotoğrafını bastı

"Biz bu mücadelenin önünde olacağız, beğenseler de beğenmeseler de. Hem de mini eteklerimizle. Buna alışsınlar" diyen üç kadın ile röportaj yaptı hem de fotoğraflarını bastı.

Radikal yazarı röportaj yaptı fotoğrafını bastı
GAZETECİLER.COM - Radikal gazetesi 17 Ekim'de yeni bir yönetim ile biçimsel dönüşüme uğramış olarak izleyici karşısına çıktı. Gazetenin temel dönüşümlerinden biri de köşe yazarlarının sokağa çıkacağı iddiasıydı.

Radikal yazarı Yıldırım Türker, eylemci kimliği ve muhalif tavrıyla zaten sokaklardan, ezilenlerin mağdurların yanından yazıyordu ancak ilk defa köşesinden, yaptığı bir röportajın fotoğraflarını yayınladı.

İşte Türker'in bugün Radikal'de yayınlanan röportajından satır başları ve köşesindeki o fotoğraf:

Deneme

Birbirine tutunan SDP'li üç kadın

Biz bu mücadelenin önünde olacağız, beğenseler de beğenmeseler de. Hem de mini eteklerimizle. Buna alışsınlar.

Bundan altı ay önce, "Esas oğlanın arkasında kalan, sözüne kulak asılmayan, medyamız için karanlık öteki olan SDP'li üç kadınla konuştum.

"Kendilerine 'Devrimci Karargâh militanlığı' atfedilerek Avcı'nın hempası olarak sunulan bu üç kadını da dinlemek zorundayız. Onların onuru Avcı'nınkinden değersiz değil çünkü" diye başlamıştım onlarla yaptığım söyleşiye. Bir kez daha tanıtayım:

Dilay İlkaya Turan, hekim. Şu an tutuklu bulunan eşi, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan gibi.
Sultan Seçik, radyoloji teknikeri. Sultan'ın eşi Günay da şu an tutuklu olanlardan. Sultan, o furyada gözaltına alınan tek kadın. Ama şerbetli. İlkgençliğinde işkence tezgâhından geçmişliği var.
Ekin Bodur, öğretim görevlisi. Onun da yıllardır hayatını paylaştığı sevgilisi Ulaş Bayraktaroğlu içeride.
Bu yedi ayı nasıl geçirdiğinizi anlatın istiyorum.

Dilay: Yıllar önce öncü savaşı reddetmiş bir kökenden gelmemize rağmen silahlı terör örgütünden yargılanıyoruz, Ergenekon'a karşı duruşumuz cümle âlemce bilinmesine rağmen Ergenekon bağlantısından yargılanıyoruz. Yasal bir partide demokratik alanda politika yaparken evlerimizin hücre evi gibi basılmasıyla kâbusumuz başladı aslında ve hayat arkadaşımı-sevgilimi alıp götürdüler. İlk şoku atlatınca sesimizi duyurmak istedik, ne olmadığımızı ve ne olduğumuzu kamuoyuna anlatmak istedik. Ama bizi ısrarla bir görünmezlik perdesinin ardına koymuşlardı ve kim olduğumuzu anlatamıyorduk. Senin bizimle yaptığın röportaj işte bu perdeyi kaldırdı. Ve biz 3 SDP'li kadın olarak 'biz de varız' diyebildik.

Röprotajın tamamını okuyabilirsiniz.

ÇOK OKUNANLAR
Close menu