RÖPORTAJ

Özlem Pala: 'Haber için eşim beni itti ve önüme geçti...'

Özlem Pala: “Yayın öncesi hazırlanırken haberdeki hikâyeye üzülüp gözyaşı döktüğüm de oluyor ama ekran önünde kontrollü davranıyorum.''

Özlem Pala: 'Haber için eşim beni itti ve önüme geçti...'
TGRT Haber'in başarılı spikeri Özlem Pala... 18 yıldır mesleğe gönül vermiş. Ortaokulda karar vermiş bu işi yapmaya. “İşin eğitimini almalıyım” demiş ve başlamış gazetecilik macerası.

Türkiye Gazetesi'nden Gizem Duman, Özlem Pala ile kariyerinden özel hayatına, mesleğin zor yanlarından sektörün sorunlarına kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

İşte o röportaj:

Kariyerinizden biraz bahseder misiniz?
13 sene Flash TV'de çalıştım. Siyasi partileri, Meclis'i takip ettim. Muhabir ve editörlük derken sabah programına başladım yine Flash TV'de. 1 sene devam etti program ama dedim ki 'biraz daha saha tecrübesi edinmeliyim.' Tekrar sahaya döndüm. 2005'te Meclis Dergisi tarafından “Yılın Televizyoncusu” seçildim. 11. yılımda haber müdürü oldum. 1-1.5 sene sürdü. 3 yıl önce İstanbul'a geldim. TV em'de editörlük görevinde bulundum. Hafta sonu ana haberlerini sundum. 7-8 ay sonra TGRT maceram başladı. Fuat Kozluklu'nun editörüydüm. 2 senedir haber sunuyorum. Öğle kuşağındayım (12.00-15.00 arası). Ayrıca 6 ayı aşkın süredir yürüttüğüm 'Benim Evim' programı var. Gayrimenkul ve inşaat sektöründeki son gelişmeleri sektör temsilcileriyle ele alıyoruz.

Size göre mesleğin en zor yanı nedir?
Yayından önce 1 saat süren makyaj olayı. Bu benim için bir zaman kaybı. Acı, üzücü haberleri sunarken yaşadığım zorluk ayrı tabii. Bana mesleğim zor gelmiyor. Her anını yaşamaktan büyük keyif alıyorum.

Haberleri sunarken etkilendiğiniz oluyor mu?
Kadın, çocuk cinayeti vs. üzücü haber olduğunda elbette hassas davranıyorum okurken. Zaten sunarken her haberi yaşıyorum. Ancak günümüzde bu tür haberleri farklı amaçla sunan, o haberin önüne geçen maalesef bazı meslektaşlarım var. O haberi sunmadan 2-3 saat önce zaten haberdar oluyorum. Yayın öncesi hazırlanırken görüntüleri izlediğimde hikâyeye üzülüp çok etkilendiğim hatta gözyaşı döktüğüm de oluyor. Ama ekran önünde kontrollü davranıyorum. Çünkü duyguları yansıtmak bu işin doğasına aykırı. En doğru ve düzgün şekilde haberi aktarmalıyım. Profesyonellik bunu gerektirir. Haberin önüne gözyaşı dökerek geçemem, geçmem de zaten. Haberin sonunda gerekirse bir iki cümlelik yorum yaparım. O da gerektiğinde. İzleyici benden haber almak istiyor, yorum beklemiyor. İzleyici bizden daha zeki ve her şeyin farkında. Benim yorumuma ihtiyacı yok. Yorum için konuk çıkarıyoruz bültenlerde. 

BENİM İÇİN MESLEK BEN ÖLÜNCE BİTER

Kariyeriniz için bir yaş sınırı belirlediniz mi, “Artık yapmayacağım” dediğiniz?

Bu meslek benim için ölünce biter. Yaş geçtikçe olgunlaşıyorsunuz. Yıllarımı verdim ama kendimi hâlâ yeterli görmüyorum. 18 yıl oldu. Bunun 3 yılı ekran önünde, geri kalanı sahada geçti. Keşke daha fazla sahada olabilseydim. Yurt dışına çok az çıktım. Keşke daha fazla fırsatım olsaydı, daha çok yer görseydim. Gezi programı yapmak çok isterdim.

Kanala kaçta geliyor, kaçta çıkıyorsunuz?
Sabah 9.30'dan 17.00'ye kadar kanaldayım. 15.00'de program bitiyor. Daha sonra perfore okumasında içeriye destek veriyorum. İnternet sitelerini tarıyorum. Twitter'ı takip ediyorum.

MESLEKTAŞLARIM İLE ARAMDA REKABET YOK

Kanalda diğer spikerlerle aranızda bir rekabet var mı?

Meslektaşlarımla görsel anlamda birbirimize önerilerimizi, eleştirilerimizi yapıyoruz. Aramızda rekabet yok. Ama iş dünyasında rekabet var. Alıştık artık böyle şeylere.

Gazetecilik için iletişim okumak şart mı?
Özellikle iletişim fakültesi mezunlarının bu işi yapmasını istiyorum. Ben bankacı olamam ama bir avukat ya da bankacı gelip benim mesleğimi yapabiliyor. Bazıları gerçekten iyi yapıyor ama ben şuna inanıyorum. Sen kendine güvenmek istiyorsan bir kere bu işin eğitimini almalısın. 4 sene haber nasıl yazılır, kim kiminle nasıl konuşur, kendini geliştireceksin ki diğerlerinin arasından sıyrılabilesin.

ERDOĞAN İLE RÖPORTAJ YAPMAK İSTERİM

Ankara'da okuyup çalışmış olmak sizin için avantaj mı?
Bu meslekte Ankara tecrübesinin artı kattığını düşünüyorum. Mesleğe yeni başlayacak arkadaşlara da bunu önerebilirim. Ankara'da bulunmaları, siyaseti koklamaları onlar için çok büyük avantaj. Eğer imkânları varsa Ankara'da bu işi takip etmeli, ardından İstanbul'a gelmeliler.

Siyasetten hangi isimlerle röportaj yaptınız şimdiye kadar?
Bülent Ecevit'le, Süleyman Demirel'le röportaj yaptım. Ecevit'ten kasket, Demirel'den de fötr şapka hatırası var evde. Bir tek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yapamadım. Onunla çok isterim. Meclis'te bulunduğum için siyasetin ayrı bir yeri var. Oradan sürekli haber çıkar. Ankara “haber cenneti.”



HABER ATLAMAK İÇİN BENİ EZDİ GEÇTİ

“Aynı meslekte olmak kesinlikle avantaj. Zaman zaman haber yarışına da girdik”
Özlem Pala'nın mutlu bir evliliği var. Eşi Esat Pala da kendisi gibi gazeteci kökenli. Şu sıralar halkla ilişkiler işiyle uğraşıyor. İkisi de Ankara gazetecisi olunca tanışma yerleri de Meclis olmuş. Gelin o kısımları kendisinden dinleyelim:

“Yıllarca Ankara'da çalıştığım için sık sık siyasi partilerin grup toplantılarına giderdim. Bir gün AK Parti grup toplantısında iken Esat'la tanıştık. Ben Flash TV'nin meclis muhabiriydim o CNN Türk'ün. Sonra malum rutin süreç yaşandı. Bir de bakmışız nikâh masasındayız. 10 yılı devirdik. Aynı meslekte olmak kesinlikle avantaj. Geç kaldığım zaman, toplantılar olduğu zaman, şartları bildiği için beni anlayabiliyor, destek oluyor. Haberleri de kritize edebiliyorsunuz birlikte. Evde oturup gündem toplantısı yapıyoruz. Bir gazeteciyle evlenmenin hoş tarafı da bu. Perde arkasını konuşabiliyoruz. Zaman zaman haber yarışına da girdik. Nişanlı olduğumuz sırada Meclis'te bir kişi eylem yapmıştı. Bütün muhabirler dışarı çıktık. Döner kapıdayken herkes koşuşturduğu sırada eşim beni ittirerek öne geçmişti. Habercilik böyle bir şey, eş dost hiç fark etmiyor. Ona çok bozulmuştum. (gülüyor)

Meslekte beğendiğiniz isimler var mı?
Nazlı Öztarhan'ı çok başarılı buluyorum. Çok yakışıyor ekrana. CNN Türk spikerleri de çok başarılı. Nevşin Mengü, mesela. Erkek meslektaşlarımdan Fatih Portakal'ı beğeniyorum. O da sahadan gelmiş bir isim. Doğal olduğu için izleyici onu takip etmekten büyük keyif alıyor. Çok da doyuruyor izleyiciyi.

OĞLUMA YETERİ KADAR VAKİT AYIRAMIYORUM

Özel hayatınızdan bahsedelim...
Bir oğlum var 9 yaşında.   Haftanın 6 günü çalışıyorum. İşim bittikten sonra oğlumu okuldan almaya gidiyorum. Eve götürüp karnını doyuruyorum, derslerine yardım ediyorum. En büyük üzüntüm ona yeterince vakit ayıramamak. O bir vicdan muhakemesi benim için. 7- 7.5 saatim işte geçiyor.  Oğlumla ise sadece 4 saat... O 4 saatte de işten kopamıyorum. Sürekli haberleri takip ediyorum. Bir tek pazar günleri kendime zaman ayırabiliyorum. O gün gazete okumuyorum, o da akşama kadar. Haftada 3 gün spora gidiyordum. İstanbul'a gelince artık ona da fırsat bulamıyorum. Şu an için hobim sadece kitap okumak.

Kimdir Özlem Pala?
Ankara doğumlu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümü mezunu. Mezuniyet sonrası Flash TV'de muhabir olarak medyaya girdi. Stajyer olarak başlamış ama bütün muhabirler istifa edince kriz onun için fırsata dönüşmüş. Onu ve 2 arkadaşını kadroya almışlar.  Birçok insan merak ediyordur. Siz sormadan biz söyleyelim. Kıyafet sponsoru yok. Ekrandaki tüm elbiseleri kendine ait. İki ayda bir gardırobunu yeniliyor.
ÇOK OKUNANLAR