GÜNDEM

Osman Müftüoğlu yazdı: COVID-19’da ölüm oranları neden düştü?

Hemen her ülkede COVID-19’a bağlı ölüm oranlarında fark edilir bir düşme olduğunu söyleyen Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu, bunun sebebini anlattı.

Osman Müftüoğlu yazdı: COVID-19’da ölüm oranları neden düştü?

Hürriyet gazetesi yazarı Osman Müftüoğlu, hemen her ülkede COVID-19’a bağlı ölüm oranlarında fark edilir bir düşme olduğunu fakat bunun sebebinin "virüsün ölümcül gücünün azalması" olmadığını, yeni gelişen bazı değişimlere bağlı olduğunu söyledi. Müftüoğlu, ntv.com.tr’de Ayşegül Engür Dahil'in konuyla ilgili hazırladığı yazıyı okuyucularıla paylaşarak, bu değişimlerin neler olduğunu anlattı:

VARAN 1-HASTALIK YAŞI DÜŞTÜ: Uzmanlar vaka sayısının artmasına rağmen ölüm oranlarındaki düşüşün ilk nedeni olarak haziran sonrasında enfekte olanların daha genç kişiler olmasından kaynaklanabileceğini söylüyor. Bilindiği gibi pandeminin başlangıcında hastaların büyük bir bölümünü 65 yaş ve üzeri yaşlı, kronik hastalıklı insanlar oluşturuyordu. Haziran ortalarından sonra virüs, özellikle tatil yerlerinde, eğlence ve yeme-içme etkinliklerine katılan gençler ve sağlıklı orta yaşlılar arasında da hızla yayılmaya başladı. Yani genç ve orta yaşlılarda da enfekte olanların ve hastaların sayısı arttı. Mesela Avrupa’da COVID-19 hastalarının ortalama yaşı ocak ayında 54 iken, temmuz ayında 39’a düştü. Neticede de yaşlılara göre daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olan gençler hastalığı daha kolay atlattılar, atlatıyorlar.

VARAN 2- TEDAVİDE BAŞARI ORANI YÜKSELDİ: Elimizde hâlâ COVID-19’u tedavi edebilecek güçlü bir ilaç yok ama uzmanların geliştirdikleri destek tedavisi protokollerinin ciddi ölçüde işe yaradığı anlaşılıyor. Sadece Favipiravir, Deksametazon, Remdesivir, Azitromisin ile değil, yüksek basınçlı oksijen hatta antikor kokteylleri sayesinde başlangıca oranla daha hızlı ve başarılı neticeler alınabiliyor. Kısacası, modern tıp salgının başlangıcına oranla şimdilerde çok daha başarılı tedavi protokolleri uyguluyor. Bu da ölüm oranlarında düşme anlamına geliyor. Örneğin New York Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, mart ayında yüzde 25.6 olan yoğun bakımdaki ölüm oranlarının ağustosta yüzde 7.6’ya düştüğünü göstermiş.

VARAN 3- ERKEN TEŞHİS KOLAYLAŞTI: Salgının başlangıcında imkânlar daha sınırlı olduğundan test sayısı çok düşüktü. O günlerde testler yalnızca belirti veren, yani hasta olduğundan ciddi ölçüde kuşkulanan kişilere uygulanıyordu. Sonraki aylarda test sayıları çok arttı, erken teşhis konulan vakaların sayısı çoğaldı. Erken teşhis sayesinde de tedavilerin başarısı güçlendi, ölüm oranları azaldı.

VARAN 4- DAHA ÇOK TEST YAPIYORUZ: Bizde de başka ülkelerde de günlük test sayılarında başlangıca oranla ciddi artışlar var. Örneğin bizde ilk günlerde 50 bini bile bulmayan günlük test rakamları, son zamanlarda 150 binlere yaklaşıyor. Bu sayede de asemptomatik vakalar kolayca yakalanıyor, asemptomatik yani hastalık belirtisi göstermeyen, sadece virüs taşıyan kişiler de tanımlanabiliyor. Bilindiği gibi vakaların yüzde 75’inde hastalığa ilişkin hiçbir belirti görülmüyor. Dolayısıyla “semptomlu-semptomsuz vakaların toplamı” içinde “hayatını kaybeden hastaların sayısı” daha düşük kalıyor.

Yorumlar