Oray Eğin'e 'yandaş' diyenin...

Gazetelerimizde bilgi sahibi olduğum köşeler var…
İlgimi çeken köşeler var…
Bir de…
Fevkalâdenin fevkinde feyz aldığım köşeleri var.
*
Fevkalâdenin fevkinde feyz aldığım köşelerin başında, Oray Eğin'in HaberTürk’teki köşesi geliyor.
Harika...
Bayılıyorum yazdıklarına...
*
Kimileri her ne kadar Sözcü'den Habertürk'e geçmesiyle birlikte tarafını da değiştirdiğini, (Sevmediğim bir tanımla söylemek gerekirse) “yandaş” olduğunu iddia ediyorsa da…
Eminim ki Oray yandaş falan değil…
Oray sıkı bir CHP’li…
*
Yahu arkadaş…
Oray CHP'li olmasa Kılıçdaroğlu'na iktidar olabilmesi için ne yapması gerektiği konusunda akıl verir mi?..
Hem de tek kuruş danışmanlık ücreti almadan...
*
Oray Eğin bu, boru değil...
Dilese Trumph'tan milyon dolarlar kapar, adwiser olarak ona akıl verir...
Ama hayır...
Öyle yapmıyor...
Tek kuruş almadan bütün siyasi bilgi birikimini Kemal Kılıçdaroğlu'nun lehinde kullanıyor…
*
E pes yani...
Buna rağmen oğlana "yandaş" demiyorlar mı; ifrit oluyorum…
*
Yuh ya...
Ayıp ya...
Günah ya.. 
Yazık ya...
Oray gibi bir siyasi dehaya bu yapılmaz ya...
*
Daha ne yapsın oğlan CHP için ya?
"Adalet soyut başlıklarıyla gelmeyin halkın karşısına" diyor...
Yalan mı ya?..
*
Siz son 22 gündür Kemal Bey'in Şeyma ile Ahmet arasındaki polemiğin nasıl sonlandırılacağı konusunda ortaya somut bir fikir attığını gördünüz mü?..
Yoo...
Görmediniz...
*
Eeee....
Oray haksız mı yani?..
*
Yani arkadaş ben size ne diyeyim...
Öbür dünyada diliniz, yalanlarınız ve iftiralarınız kadar çıksın ensenizden inşallah...
Amin...

99 KİLOSUNU YERE DÖKÜYORSUN…

Kemal Kılıçdaroğlu dayanamadı ve fabrika ayarlarına dönüverdi…
Nasıl mı?..
Buyurun okuyun o halde:
"Biz her şeyi göze aldık yasak getirseler de engelleme getirseler de İstanbul’a gidecektik.
*
Bunun adı sadece “meydan okumak” değil.
İnatlaşmak…
Uzlaşmadan kaçınmak…
Sükuneti terk etmek.
*
Arkadaş ya…
Hani sen ne yapılırsa yapılsın, ne söylenirse söylensin cevap vermeyecek, yoluna devam edecektin?..
*
Yani, bazen öyle şeyler yapıyorsun ki Kemal Bey; 100 kilo süt veriyorsun…
Ama…
Sağım işi bittiğinde bir tekme atıyorsun, gerdeldeki ki sütün 99 kilosunu yere döküyorsun…

ALENEN HEM KAŞIYORSUN, HEM KAŞINIYORSUN…

Rahmi (Turan) Bey Rahmi Bey…
Hem kaşınıyorsun…
Hem kaşıyorsun…
*
Yahu bırak şu Yunanistan'ı kaşımayı…
80 milyonun başı belaya girse zevk mi alacaksın?..
Ne yapsın Sayın Cumhurbaşkanı?..
Hava kuvvetleri filosunu olduğu gibi Yunanistan üzerine mi göndersin?..
*
Hem…
Eski iktidarlar 90 sene “orada adalar var uzakta, gitmesek de kalmasak da o adalar bizim adamızdır” diye türkü mü söylemiş ki; kalkmışsın bugün savaş çığırtkanlığı yapıyorsun…
*
Yıllarca ülkenin en büyük gazetesini (Hürriyet) yönettin…
O zaman aklın neredeydi?..
Yoksa o zaman kaçıyordun düşünemedin de bu gün şeyderken mi aklın geldi başına?..
*
Yani Rahmi Bey…
Yani Rahmi Bey…
Alenen hem kaşıyorsun, hem kaşınıyorsun…

ELEŞTİRİLERİNDEKİ HAKLILIĞI ORTADAN KALDIRIR MI?

Başbakanlık eski müsteşarı ve Milli Eğitim Eski Ömer Dinçer geçen gün aynen şöyle yazdı:
- Tuhaf bir şekilde bugün roller ters dönmüş durumda: O gün darbe yanında durarak“insan hak ve özgürlüklerini” ihlal eden parti “Adalet” diye yürüyor; o günün “Demokrasi” diyerek yürüyen mağdurları ise devletten ve “güvenlikten” yana duruyor.
*
Başbakanlık eski sözcüsü Akif Beki de “AK Parti’ye kurulan İlluminati tuzağı” başlığı ile yayımlanan yazısında Ak Parti’nin siyasi yanlışlarına dikkat çekiyordu…
*
Her ikisine de “hazımsız” demek eleştirilerindeki haklılığı ortadan kaldırır mı?..