GÜNDEM

Nihal Bengisu Karaca: Avukatlar müvekkillerinin dosyalarıyla suçlanmamalı

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca'dan "avukatlar savundukları müvekkillerinin dosyaları üzerinden suçlanmamalı" uyarısında bulundu.

Nihal Bengisu Karaca: Avukatlar müvekkillerinin dosyalarıyla suçlanmamalı

Habertürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, 12 Eylül tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yer yayınlanan “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün avukatlık yapılanmasında oldukları iddiasıyla 47 avukat gözaltına alındı, 13 avukat aranıyor" haberini okuyucularıyla paylaşarak, avukatların avukatlık görüntüsü altında örgütsel faaliyet yürüttükleri iddiasıyla gözaltında olduğunu kaydetti. Fakat Karaca, hukukçular ve bazı baro başkanlarının asıl neden olarak bu avukatların "FETÖ üyeliğiyle suçlanan sanıkların avukatlığını almaları" olduğuna ilişkin iddialar bulunduğunu söyledi:

SORGUYA BAKILIRSA AVUKATLAR MÜVEKKİLLERİYLE ÖZDEŞLEŞTİRİLİYOR

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz gözaltına alınan avukatlara “Stajı nerede yaptınız? FETÖ/PDY davalarına girdiniz mi? Dosyalarınız kaçı FETÖ/PDY dosyası? Şu kişi ile bağlantınız nedir? Müvekkilinizin ifadesini neden değiştirmek istediniz? Öğrenin hayatınız boyunca hangi dershanelere gitti? Eşiniz ve çocuklarınız hangi dershanelere gitti?” gibi soruların sorulduğunu tespit ettiklerini aktarıyor.

Bu ne anlama geliyor?

Avukatla müvekkilin özdeşleştirilmesi, müvekkilin işlediği ya da işlediği iddia edilen suçtan adeta avukatın sorumlu tutulması.

Oysa, uyuşturucu baronlarını savunan avukat da, seri halde cinayet işleyeni savunan avukat da, FETÖ'cüyü, PKK'lıyı savunan avukat da suça iştirak etmiş olmaz, sadece sanığı kanunun kutsal saydığı savunma hakkından faydalandırmış olurlar, hepsi bu.

EĞER GERÇEKTEN BÖYLEYSE...

Diyeceğim o ki, eğer örgüt talimatlarına uygun hareket eden yahut FETÖ talimatlarını müvekkillere ileten ve bu suçu işlediği sabit olan, yani bir şekilde müvekkille değil örgütle çalıştığı ortaya çıkmış avukatlar söz konusu ise gözaltılar yerindendir. Ancak bunlar olmadığı halde avukatlar gözaltına alınmış ise ve bu gözaltına almalar sahiden "Bazı barolar terörün arka bahçesi" vb açıklamasıyla ilintili ise, avukat ile müvekkil arasındaki profesyonel yetkilendirme ilişkisinden bir suç icat ediliyor ise, müvekkilin yargılandığı suçtan avukatı sorumlu tutma anlayışı getirilmek isteniyorsa gidişat mahv-ı perişanımızın resmidir.

Zira elbette avukat ile müvekkil arasında bağ ya da temas olacak! Avukat zaten suçluya ya da suçlu olduğu iddia edilen kişiye lazım. Yeter ki avukatın suç ile bağlantısı olmasın!

Avukatları müvekkillerinin dosyaları üzerinden suçlamanın sonu ne olur biliyor musunuz?

Avukatlık mesleği biter. Adil yargılanma hakkı diye bir şey kalmaz. Savunmanın kuyusunu kazmaktır bu.

Yazının tamamı için tıklayınız

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar