POLEMİK

Nedim Şener'den 'Hamidiye Su polemiğine bir de bu açıdan bakın' dedirten yazı: Muhalif damacana

İBB üzerinden bir Hamidiye Su tartışmasıdır gidiyor. Sonucu ne olur, kim ne kazanır, kim ne kaybeder bilinmez derken Nedim Şener'in yazısı polemiğin farklı bir boyutunu açıklar nitelikte.

Nedim Şener'den 'Hamidiye Su polemiğine bir de bu açıdan bakın' dedirten yazı: Muhalif damacana

Kutuplaşmanın yeni aracı Hamidiye Su oldu. Kimileri sahip çıkıyor, kimileri "bir daha içmem" diyecek kadar karşısında duruyor. 

Günlerdir devam eden Hamidiye Su tartışmasında yazılanlar yazıldı, açıklamalar yapıldı ama işin toplumsal kutuplaşma boyutu biraz geri plana itildi. 

Nedim Şener, bu toplumsal kutuplaşmayı ele veren yazısında hem Hamidiye Su hem de Torku üzerinden insanların nasıl ayrıştığını kaleme aldı. 

Şener'in aktardığına göre CHP'li seçmenin çoğunlukta olduğu Bakırköy'de Hamidiye Su bayisinin telefonları susmuyor. Şener, CHP'lilerin Hamidiye Su almak için sıraya girdiğini bilakis AK Partililerin ise aboneliklerini iptal ettirdiklerini düşünüyor. 

Ve atıyor cuk diye oturan başlığı Nedim Şener: Muhalif Damacana

İşte o yazı:

İki gündür sosyal medyanın değişmeyen gündemi; Hamidiye Su. Eğlenmek istiyorsanız bu konuda yazılanları okuyun. Sosyal medyada paylaşılanlara göre daha önce Hamidiye Su kullanan resmi ve bazı özel kurum ve şirketler İBB yönetimi CHP’ye geçince su almayı kesmiş.

Böylece iktidarın elindeki damacana bir anda muhalif olmuş; CHP’li belediye yönetimini desteklemek amacıyla ünlü ünsüz kim varsa daha önce ağızlarına koymadıkları Hamidiye Su tüketilsin diye gizli açık kampanya başlatmış.

Kutuplaşmanın insanları gerçeklikten bu kadar gülünç bir şekilde kopardığı sığ bir tartışma dönemi olmamıştır herhalde. Benzeri, geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir marketten “Torku” marka ürünleri aldığı sırada yaşandı.

Kutuplaşmanın bir tarafı, “Reis mesajı verdi bundan sonra Torku alıyoruz” diye yazarken karşı taraf, “Torku’yu artık ağzıma sürmem” diyordu. İşin aslı bunun alışılmış bir sosyal medya tartışması olduğunu, sokakta bir karşılığı bulunmadığını düşünüyordum.

Dün yaşadığım olay yanıldığımı gösterdi. Yıllardır, evimizin suyunu Bakırköy Osmaniye’deki Hamidiye Su bayiine bizzat gider alırım. Hem iyi hem ucuzdur. Kendin gidip alırsan 20 litrelik damacanın fiyatı 7 TL, eğer eve sipariş verirseniz fiyatı 11 TL.

Ben, damacanayı zar zor taşıyan gençleri görüp üzüldüğümden ve kimseyi yormak istediğimden kendim gidip almayı tercih ediyorum.

Allah akıl versin

Her hafta olduğu gibi dün de aynı Hamidiye bayiine gittiğimde biraz da gülerek “İşler nasıl gidiyor?” diye sordum. Görevli genç kız “Telefonlar durmak bilmiyor” demez mi? Böyle bir cevabı beklemiyordum.

Malum Bakırköy CHP seçmeni ağırlıklı bir nüfusa sahip, daha önce İstanbul Belediyesi yönetimi AKP’deyken Hamidiye Su markasına burun kıvırarak bakanlar, adeta bayiinin telefonunu kilitlemiş, neredeyse su yetişmiyormuş.

Görevli o yoğunlukta, “Acaba AK Partililer almayı kesti mi bilemiyorum?” dedi. Eminim AKP’liler de almayı bırakmıştır. Bu tartışmayı başlatan AKP iktidarı yönetimindeki resmi kurumların ve devlete bağlı kurum ve şirketlerin Hamidiye Su almaktan vazgeçmesi. Torku gibi bu kez Hamidiye Su arada kaldı; muhalifler Hamidiye Su’ya sahip çıkarken, iktidara yakın olanlar “muhalif” diye almıyor.

İktidar bu kutuplaştırıcı tutumu alınca muhalifler ağızlarına koymadıkları Hamidiye Su şişesi ve damacana resmi paylaşıyor. Sağduyu ve gerçekçilik sahibi yurttaş gitmiş, yerine tepkisel sığ politik insan gelmiş. Öyle olunca damacana bile politikleşiyor.

Dün aldığı suyu bugün almayan, dün burun kıvırdığı suyu bugün içen insan tipi yaratıldı. Ama Allah insana akıl fikir vermiş; bir ürün kimin ürettiğine bakmadan kaliteli ve ucuzsa tüketmek varken, alıp almamaya karar vermek bana oldukça garip geliyor.

Yarın da, İBB yönetim değişse bugün Hamidiye Su bayilerinin telefonlarını kilitleyenler almaktan vazgeçecektir. Ne diyeyim, Allah herkese, verdiği aklı kullanmayı nasip etsin. Bana gelince, yıllardır yaptığımı yapmaya devam.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar