GÜNCEL

Müjdat Gezen'den itiraf: Siyasi mizah beni çok yordu

Usta tiyatrocu ve oyuncu Müjdat Gezen, son verdiği röportajda “İtiraf ediyorum, siyasi mizah beni çok yordu. Çünkü siyasi mizah dert getiriyor, keder getiriyor” dedi.

Müjdat Gezen'den itiraf: Siyasi mizah beni çok yordu

Sanat hayatının 60. yılını kutlamaya hazırlanan Müjdat Gezen, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda perdesini açacağı Yılmaz Özdil'in kitabından oyunlaştırdığı Mustafa Kemal'i ve yeni müzikali Eğlence Dünyası'nı anlattı.

Anlatırken de siyasi mizah yapmanın zorluklarını “İtiraf ediyorum, siyasi mizah beni çok yordu. Çünkü siyasi mizah dert getiriyor, keder getiriyor” sözleriyle vurguladı. 

Müjdat Gezen bu konuda haklı. Siyasi mizah yapmak zordur. Hatta mizah yapmak zordur. 

Müjdat Gezen'in siyasi mizah itirafının arkasına "Bir espri yapıyorsun ertesi gün şafak sökmeden evine polisler geliyor." sözleri bize biraz tuhaf geldi. İnce göndermelerle siyasete, siyasetçilere dokunduran birçok insan var. Hepsi Müjdat Gezen gibi sanatçı değil belki. Fakat şafak sökmeden kapılarına polisler de dayanmıyor. 

Müjdat Gezen mizahla hakaret arasındaki çizgiyi kaçırıyor olabilir mi acaba? Çünkü hatırlatalım, Halk TV'deki programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret nedeniyle gözaltına alınmıştı. Hatta hakaret de değil bayaa küfür etmişti!


İŞTE O RÖPORTAJDAN DİKKAT ÇEKEN BAZI KISIMLAR

Müjdat Gezen'in Sözcü’den Yüksel Şengül’e verdiği röportajdan bazı bölümler şöyle:

Bu siyasi mizah dedikleri de insanın üzerinde fena halde stres yapıyor. Seyirciler de buruk değil, tatlı tatlı gülmek istiyorlar. İtiraf ediyorum, siyasi mizah beni çok yordu. Çünkü siyasi mizah dert getiriyor, keder getiriyor. Bir espri yapıyorsun ertesi gün şafak sökmeden evine polisler geliyor.

– Halk rahat gülmek istiyor olabilir mi?

Evet, halk rahat gülmek istiyor. Son dönemde sahnelediğimiz Sevgi Müzikali, Yedi Kocalı Hürmüz ve Şarkılar Seni Söyler, hem beni hem de seyirciyi rahatlattı. İnsanlar müzikallere gelerek yaşadıkları sıkıntıları unutmaya çalışıyor. Şimdi yeni bir müzikal geliyor.

– Keşke tiyatrolar dolsa, insanlarımız tiyatroya gitmeyi alışkanlık haline getirse…

Çok acı bir istatiği açıklamak istiyorum. Türkiye'de halkın yüzde 98'i hayatında hiç tiyatroya gitmemiş, yüzde 60'ı da hiç okumuyor, ne gazete, ne dergi, ne kitap. Oysa herkes hem izlemeli hem okumalı ki çağdaş bir ülke olabilelim. Ayrıca okumayan ve izlemeyen insanları herkes kandırabilir. Ayrıca bir de kara mizah var, İstanbul nüfusunun yarısı hayatında hiç deniz görmemiş.




ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar