GÜNÜN KÖŞE YAZARI

Günün yazarı Faruk Bildirici...

“Ders” gibi… Hem de mutlaka verilmesi ve tabii ki okunması gereken bir “ders”… Ders niteliğindeki yazısıyla Faruk Bildirici günün yazarı…

Günün yazarı Faruk Bildirici...

Gazete haberlerinde ve köşe yazılarında kullanılan dil çok önemli…
Ama...
Editörlerin ve yazarların pek çoğu buna hiç aldırış etmiyor.
*
Bazen bir harfin yanlış yazılması…
Veya
virgülün yanlış yere konulması…
Cümlenin anlamını değiştiriyor.
*
Tarihte bunun en bilinen örneğini kısaca hatırlayalım.
*
Ak Şemseddin öğrencisi Şehzade Mehmet’e (Sonradan fatih olacak.), dil bilgisinde imlâ işaretlerinin nasıl önemli olduğunu anlatmak için şöyle diyor:
"Oku adam ol, baban gibi eşek olma"…
Şehzade alınıyor bu söze…
Babası padişah
II. Murat’a şikâyet ediyor…
II. Murat bunda bir “hikmet” olduğunu tahmin ediyor…
Oğlu
Mehmet ile birlikte Ak Şemseddin’i ziyaret (Ayağına çağırmıyor, ayağına gidiyor.) ediyor…
Öğrenci, hocasının söylediklerini aynen tekrarlıyor…
Ak Şemseddin:
“Evet” diyor… “Aynı kelimeleri aynı sıra ile kullandım ama virgülü gibi’den sonra değil, ol'dan sonra koydum” deyip aynı cümleyi tekrarlıyor:
"Oku adam ol baban gibi, eşek olma"…
*
Bir virgülün yeri değiştiğinde bir kişi “eşek” olmaktan çıkıp “adam” oluveriyor…
*
Aynı yazılan ama farklı anlamlar içeren kelimelerde düzeltme işaretinin kullanılmaması da çok yanlış anlaşılmalara sebep olur.
Meselâ; "karını paylaşalım" diye yazıldığında…
Çirkin ve ahlak dışı bir teklif yapılmış olur.
Hâlbuki doğrusu
“kârını paylaşalım” diye yazmaktır…
*
Ve bir başka örnek…
“Dahi” anlamındaki “de/da” ekleri bitişik yazılıyor…
*
Meselâ:
“Hasan da geldi o toplantıya” diye yazılacağına…
“Hasan’da o toplantıya geldi” diye yazılıyor.
*
Veya “Eski” bir bakandan söz edilirken:
“Eski Bayındırlık Bakanı” diye yazılıyor…
Oysa
“Bayındırlık eski Bakanı” diye yazılmalı…
*
Sözü Faruk Bildirici’nin bugünkü Hürriyet’te “Türkçeye saygı” başlığı altında yayımlanan yazısına getireceğim…
“Ders” gibi…
*
Hem de mutlaka verilmesi ve tabii ki okunması gereken bir “ders”…
Ders niteliğindeki yazısıyla
Faruk Bildirici günün yazarı…



TÜRKÇEYE SAYGI

YAZIM yanlışları haklı olarak okuru rahatsız etmekle kalmıyor, Türkçe yanlışlarının yayılmasına da katkıda bulunuyor. Yaptığımız bir dil yanlışı tahmin edemeyeceğimiz sayıda insanın Türkçeyi yanlış öğrenmesine ve yanlış kullanmasına neden olabiliyor.

Her dil yanlışı bir Türkçe cinayeti aslında. Gazetede yazım hataları ve Türkçenin yanlış kullanımlarından özenle kaçınmak şart. Okura saygının ve kaliteli gazeteciliğin de gereği bu.

Ayrıca her medya kuruluşunda yazım kuralları konusunda bir bütünlük olmak zorunda. Sözcüklerin, kısaltmaların yazımı ve işaretlerin kullanımı konusunda sayfalar, bölümler arasında farklılık olmamalı. Son zamanlarda Hürriyet’te rastladığım yazım yanlışları ve yazım birliği sağlanamayan dil sorunlarına birkaç örnek vermek istiyorum:

Arttırma: Bu yanlış bir yazım. Bir şeyin artmasını sağlamak, çoğaltmak, tasarruf etmek anlamlarına gelen sözcük tek “t” ile “artırma” biçiminde yazılır.

Tek tırnak: Bir alıntı içinde başka bir alıntıyı göstermeye yarar. Tek tırnak çift tırnak olan yerlerin içinde kullanılır; kendi başına kullanılmaz. Başlıklarda ve haberlerde tek tırnağın bağımsız olarak kullanılması yanlış.

Geçtiğimiz hafta: Zamanı biz geçmeyiz, zaman geçer. O nedenle “geçtiğimiz” yerine “geçen ay”, “geçen hafta”, “geçen gün” denilmeli.

Tane: Adet anlamındaki bu sözcük cansızlar için kullanılır. Ancak siyasetçiler ve hatta bazı gazeteciler, insanlar için de “tane” diyor ve bu yanlış haberlerde aynen tekrarlanıyor.

Sayılar: Tek rakamlı sayıların yazıyla, çift ve daha fazla haneli olanların ise rakamla yazılması okumayı kolaylaştırır. 5 yerine beş yazmak, on beş yerine 15 yazmak gibi.

Bileşik sözcükler: Sık yapılan bir yanlış. İstisnaları olmakla birlikte birleştirmede temel kural “yan yana gelince farklı anlam içermeleri.” O nedenle birleştirmede kendi anlamlarını koruyan sözcükler ayrı yazılır.

Giriş/çıkış yapmak: Girmek de fiil, yapmak da. Girdi demek için yapmak fiiline gerek yok. “Girdi” denmesi yeterli. Böylece bir sözcük de tasarruf edilmiş olur. Zaten bir yere giriş yapılamaz, girilir. Çıkış yapılmaz, çıkılır.

Yabancı sözcükler: Gazetede İngilizce sözcükler kullanıldığına tanık oluyoruz. “Hardcore startup çalışan gençler” (Ekonomi), Contemporary İstanbul (Sanat), “Teaser afiş” (Magazin). Birkaç örnek. Hürriyet, Türkçe yayınlandığına göre, dilimizde karşılığı olan sözcükleri İngilizce yazmak yanlış. Yabancı sözcük kullanıldığında da parantez içinde Türkçesini eklemek gerekli. Bütün okurların o dilleri bildiğini varsayamayız.

Tabi/tabii: Tabi sözcüğü “bağlı/bağımlı” anlamına geliyor. Tabii doğal demek. İki sözcüğün arasında bir “i” farkı var ama anlamları çok değişik.

Düzeltme (şapka) işareti: Düzeltme işareti (^) , yazılışları aynı, anlamları ve söylenişleri farklı olan kelimeleri ayırmak için kullanılır. Hala (babanın kız kardeşi) /hâlâ (henüz), adet / âdet (gelenek, alışkanlık), ala (karışık renkli)/ âlâ (pekiyi), kar (yağış) / kâr (gelir), vakıf (para, mülk) / vâkıf (bilen-vakfeden) örneklerindeki gibi sözcüklerde düzeltme işareti konulmadığı zaman anlamı karışabilir.

Gasp etmek: Bir mal, para ya da değerli bir eşyayı, ona sahip olan kişiden zorla almaya “gasp etmek” denir. Ama polisiye haberlerde insanların da gasp edildiğine tanık oluyoruz. Örneğin, “Ayşe teyzeyi gasp ettiler” deniyor. Oysa insan gasp edilmez.

ENİNDE Mİ ÖNÜNDE Mİ?

OKURLARDAN, haber başlıklarında “eninde sonunda” yazılmasına da itirazlar geliyor. “Eninde sonunda’ denilmez. Doğrusu ‘önünde sonunda’. Zira bir şeyin eni sonu olmaz” diyorlar.

Fakat bu hayli tartışmalı bir konu. Emre Kongar’a göre, bu deyimin doğrusu “eninde sonunda”. “Bildiğiniz gibi, ‘daha sonrakinden de sonra, en sonunda’ anlamına gelir” diyor bir yazısında. Kongar, “önünde sonunda” şeklinde söylenmesinin “kıdemli bir Devlet Tiyatrosu sanatçısının söyleyiş biçiminin zamanla yaygınlaşmasından kaynaklandığını” anlatıyor.

Ancak dil uzmanı Feyza Hepçilingirler, “Bu sözün aslı önünde sonunda” diyerek gerekçesini şöyle açıklıyor:

Aslının ‘önünde sonunda’ olduğunu biliyorum; çünkü bu, karşıt anlamlı sözcüklerle yapılmış bir deyim. ‘En’ ve ‘son’ sözcükleri arasında bir ilişki yok; ama ‘ön’ ve ‘son’ ilişkili sözcükler.

Ö / e / i seslileri arasındaki dönüşme sonucu ‘önünde’, ‘eninde’ oldu, yazıya geçince de hızla yayıldı. Bu dönüşmede ses benzerliğinin etkisi vardır. Nitekim ‘ölünün gürû’ (ölünün mezarı) dönüşerek ‘elinin körü’ oldu.”

Başka dil uzmanlarınca da doğrusunun “önünde sonunda” olduğu belirtiliyor. Dil Derneği açıklamalarında da “eninde sonunda” kullanılıyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde de “eninde sonunda” maddesinin karşısında ‘önünde sonunda’ yazıyor. Kısacası, günümüzde yaygın olarak kullanılan hali “eninde sonunda”.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar