POLEMİK

Emin Çölaşan 18 yıl önceki yazısını tekrarladı!

Emin Çölaşan'ın Sözcü'de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik'i eleştirdiği yazısı ilkini 18 yıl önce Hürriyet'te yazdığı sonra da defalarca tekrarladığı İlnur Çevik yazısının sadece girişini değiştirilmiş hali çıktı..

Emin Çölaşan 18 yıl önceki yazısını tekrarladı!

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik, dün attığı ve sonradan sildiği Twitter mesajıyla tüm şimşekleri üzerine çekmişti...

Bugün de tepiler köşe yazılarına yansıdı...

Ancak Emin Çölaşan'ın İlnur Çevik yazısı kendisinin sürekli okurları için yeni değil hatta ve hatta çok çok eski ve de çok defa tekrarlanmış bir yazı idi...

Bugün Sözcü'de yayınlanan Emin Çölaşan yazısı ilki 13 Ekim 1999 günü Hürriyet'te "Aferin oğlum İlnur!" başlığıyla yayınlanan, daha sonra da pekçok kez tekrarlanan İlnur Çevik portresinin sadece giriş kısmının değiştirilmiş haliydi...

Emin Çölaşan'ın o yazılarından bazılarına bakmak isteyenler için...

13 Ekim 199 tarihli Emin Çölaşan yazısını okumak için TIKLAYINIZ

Emin Çölaşan'ın 23 Haziran 2004 tarihli yazısını okumak için TIKLAYINIZ

22 Haziran 2016 tarihli Emin Çölaşan yazısını okumak için TIKLAYINIZ

İşte bu da Emin Çölaşan'ın bugünkü yazısı:

MAŞAALLAH HER DEVRİN ADAMI

Sevgili okurlarım, çok sayın dünya liderimizin sarayında çok önemli (!) bir başdanışman var. Onun akıl hocalarından biri. Adı İlnur Çevik. Bu şahıs dün bir tweet attı ve şöyle dedi:
“Hayır diyenlere: Türkiye'de 7 Haziran (seçimleri) sonrasındaki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız.”
Sandıktan hayır çıktığı takdirde neler olacağını kendince vurguluyor, Türk Milletini aba altından sopa gösterip açıkça tehdit ediyordu!
Büyük tepkiler aldı.
Bu sözlerinin ne anlama geldiğini herhalde anladı ki, hemen ardından yeni bir tweet atıp şöyle demek zorunda kaldı:
“Tehdit değil uyarı. Sonra üzülmeyin.”
İlk attığı tweet'i sildi ve yok etti. İyi de arşivden nasıl silecek!

*  *  *

Bu İlnur tam bir tüccar gazetecidir.
Böyle uyanıklar bir yanda gazetecilik yapar, gazetecilik forsunu kullanarak, kurdukları şirketler kanalıyla büyük paralar kazanır.
Omurgasız tüccar gazetecilerin en büyük özelliği şudur:
Hep devleti yönetenlere yamanırlar. Danışman veya başka isimler altında onlara sokulup iş bitirirler.
Devleti yönetenler de tüccar gazetecinin beyefendi ve hanımefendiye yakın olduğunu, onun ekibinden olduğunu iyi bilir. Bir dedikleri iki edilmez.
Emme basma tulumba tıkır tıkır çalışır… Tüccar gazetecinin hem forsu, hem de ticari işlerinden elde ettiği kazanç böylece yükselir.

*  *  *

İlnur Çevik'in bir zamanlar Ankara'da İngilizce yayınladığı Turkish Daily News isimli bir gazetesi vardı. Sadece beş bin satardı.
Sıradan bir gazeteci iken ne yapıp yaptı ve devleti yönetenlerin yakın çevresine sızmayı başardı.
“Efendim şunu şöyle yapalım, yabancıları kafakola alıp yaptığınız büyük işlere destek sağlayalım!.. Ben size her türlü yardıma hazırım… Dün ABD büyükelçisi ile konuşurken bana dedi ki…”
Sayın büyüklerimiz, gelen bu önerileri reddetmez, İlnur'u yanlarına alırdı.
İlnur'un görevleri zamanla arttı, parasal kazancı anormal oldu.

*  *  *

Talabani ve Barzani ile yakınlık kurmuştu. İkisinin de paralı danışmanı oldu. Sık sık Kuzey Irak'a gidip bizim hükümetlerle onlar arasında haberleşmeyi sağlardı.
Sonra onlarla dostluğunu iyice artırmayı başardı. Bu kez Kuzey Irak'ta inşaatçılığa soyundu.
Şirketler kurdu ve 65 milyon dolarlık iş kaptı.
Ayrıca Kürtlere bir de parasını peşin alıp televizyon kanalı kurdu.
Ankara'da İngilizce yayınlanan Turkish Daily News isimli gazetesine de artık gerek kalmamıştı. Gazeteyi Aydın Doğan'a satmayı başardı.

*  *  *

Sonracığıma İlnur'u neredeyse bütün başbakanların “Danışmanı (!)” olarak görmeye başladık.
Basın toplantısına gidersiniz, Erbakan'ın sağında oturan bizim İlnur!..
İktidar değişir, Tansu Çiller başbakan olmuştur… Ama devleti kocası Özer Çiller'le birlikte yönetmektedir… Her ikisinin başdanışmanı yine İlnur.
Özer Çiller Ankara'da AB büyükelçileri ile toplantı yaparken tutanakları yine o tutmaktadır.
İktidar yine değişir, bu kez Turgut Özal devlete yerleşir…
İlnur şimdi onun ve ekibinin yanındadır!
Sonra Demirel gelir, başdanışmanlığı görevinde İlnur!
Bütün devlet sırları ona emanettir.
Demirel'in ABD gezisinde, Beyaz Saray bahçesinde onun şapkasını taşırken yayınlanan fotoğrafları unutulmaz.
Hepsinin akıl hocası, her devrin adamı.
Son olarak kendisini 2003 yılında AKP kongresinde gördük. Bu kez AKP delegesi olmuş,Recep Tayyip için kulis yapıyor ve oy kullanıyordu.

*  *  *

İlnur Çevik hacıyatmaz gibidir. Kim iktidar olursa, kim güçlüyse onun dibinde ve yanıbaşında, yol gösteriyor, büyük aklı ile memlekete hizmetler veriyordu!
İşin ilginç yanı, bu süreçte Diyanet'in de danışmanlığını yapıyordu.
Aynı süreç içerisinde Fetullah'ın Zaman gazetesinde köşe yazarı…
Ve Ankara'da barların ve içkili restoranların sıralandığı Arjantin Caddesi'nde içkili mekânsahibi! Barın adı Daily News! (Ruhsatsız içki sattığını belgelemiştim. Önce inkar etti, sora barı kapatıldı.)
Bir yanda Müslümanlık taslıyor, öbür yanda ise içki satıyordu.

*  *  *

Geçen yıl Oda tv internet sitesinde muhteşem bir haber patladı:
“İlnur Çevik cumhurbaşkanına başdanışman oldu.”
Okuyunca kendi kendime, elimde olmayarak bağırmışım:
“Helal olsun lan bu uyanık İlnur'a!..”
Demek ki çok sayın ve muhterem cumhurbaşkanımız Recep Tayyip de bu değerli vatan evladının karizmasını ve yeteneklerini keşfedip onu yanına almıştı.
Barzani, Talabani, Erbakan, Çiller, Özal, Demirel, Diyanet, Fetullah, Zaman gazetesi ve şimdi de Recep Tayyip!
Adamda hiç boş yok, hep 12'den vuruyor!
Oldun mu İlnur gibi olacak ve kim güçlüyse kapağı onun yanına atacaksın!

*  *  *

Onun bu girişimciliğini, iş bitiriciliğini ve uyanıklığını hep hayranlıkla izlemişimdir! Her zaman “Allah kazancını daha da artırsın” diye dua etmişimdir.
Recep Tayyip bu yetenekli ve nitelikli başdanışmanının hayrını görsün, amin.
Şimdi tweetler atıp “16 Nisan'ı iyi düşünün de hayır çıkmasın, ona göre haaa”demeye getiriyor, kendi çapında tehditler savuruyor.
Hiç kuşkum yok, günün birinde iktidar değiştiği takdirde İlnur bu kez yeni gelenlerin başdanışmanı olmayı başaracaktır!
Böyle çok yönlü, omurgası sağlam, tüccar ve çevik gazeteci olmak varmış ama biz olamadık. Hantal kaldık!
Yeteneğimiz ve çapımız bu kadarmış, her devrin adamı hacıyatmaz olmaya yetmemiş!
Yuh olsun, kader utansın!

Yorumlar 2 yorum