RÖPORTAJ

Cem Yılmaz'ın abisi Can Yılmaz: Cem ofise gelmediğinde

Cem Yılmaz'ın abisi Can Yılmaz Hürriyet'e konuştu. Can Yılmaz: "Cem'in ofise gelmediği günlerde en komik ben oluyorum" dedi.

Cem Yılmaz'ın abisi Can Yılmaz: Cem ofise gelmediğinde

Komedyen Cem Yılmaz'ın "Benden daha komik" dediği ağabeyi Can Yılmaz, "Kim daha komik diye bir şey yok. Bazen sen olursun, bazen o daha komik olur. Mesela o gün Cem Yılmaz ofise gelmemişse en komik ben olurum! Ozan Güven gelirse yine en komik ben olurum. Bu, ortamda kim olduğuyla alakalı" dedi.

Yeni kitabı "Yeni başlayanlar için Can Yılmaz" adlı kitabı raflardaki yerini alan Can Yılmaz, Cem Yılmaz'la yaşadığı gençlik anılarından da bahsederek "İki erkek kardeş senaryo yazar, oynardık. Kocamustafapaşa’da bahçe sinemasının film atıklarını alır, el feneri önünden geçirip sinema makineleri yapardık. Müjdat Gezen, 90’larda okulunu açtığında ilk yazılan bendim. Ama kazanamadım. Sonra da vazgeçmedim. Amatör tiyatro yapmaya çalıştım. Sonra bir süre Almanya’ya gittim. 96’dan 99’a kadar babamın çalıştığı beyaz eşya mağazasında çalışıp orada her işi yaptım" diye konuştu.

Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuşan Can Yılmaz, Cem Yılmaz'ın yönettiği G.O.R.A'daki rolüyle ilgili olarak, "G.O.R.A.’da en büyük rolü istedim, vermediler! Şaka bir yana, hatıra olsun diye oynadım. Yoksa Cem’e “N’olur ben oynayayım. Hadi abi, yaş geçiyor” gibi şeyler demiyorum. Herkes rahat olsun; oyunculuk kariyeri de düşünmüyorum" dedi.

Hakan Gence'nin Can Yılmaz'la yaptığı söyleşi şöyle:

İnsanların sizinle alıp veremediği ne? Bazıları size bayılıyor ama özellikle sosyal medyadaki bazı paylaşımlarınız çok tepki çekiyor...

Bilmiyorum. Kimsenin şahsına bir şey demiyor, küfretmiyorum. Sadece komik bulduğum şeyleri paylaşıyorum. Ama, “Bu espriyi Cem mi söyledi”, “Cem görmeden bunu sil” gibi yorumlar geliyor. Bunların beni kızdıracağını sanıyorlar.

Kızdırmıyor mu? 

Hayır. Kızdığım, cümlenin başına koydukları ‘reis, başkan, müdür’ gibi ifadeler. Twitter’da yazıyorum diye amcanın oğlu değilim. Özgürlük, özgürlük diyoruz ama durduk yere küfretmek özgürlük değil. “Bugün koştum” yazıyorum, altına küfür yazıyorlar. Niye?

Sorun Cem Yılmaz’ın abisi olmanız mı acaba?

Bunun sebebi belki bana daha kolay ulaşılıyor olması. Cem, çoğuna cevap vermiyor. change.org diye site var. Bazı olaylarla ilgili orada imza topluyorlar, siz de imza toplayın.

Ne için?

‘Can Yılmaz, Cem Yılmaz’ın abiliğinden azledilsin’ diye. Razıyım. Ben doğdum, sonra Cem doğdu. Bunu engelleyemezdim. Ünlülerin; ‘Babasına bakmıyor’, ‘Amcası tahtalı evde oturuyor’ gibi durumları var ya. Neyse ki biz öyle değiliz, aramız iyi. 7/24 beraberiz.

O yüzden biri “Can, kendini Cem Yılmaz’ın bavulu sanıyor” yazmış...

Dedim ya abilikten feragat etmem için imza toplansın. İçişleri Bakanlığı’na yazı falan yazılsın... Ben Cem Yılmaz’ın abisiyim, ölsem de abisi olacağım! “Artık Cem’le çalışmıyorum. Ailevi, hukuki hiçbir bağım kalmadı” desem ne olacak? Yine kayıtlarda duracağım. Biz birlikte kötü bir şey yapmıyoruz ki! Bir şeyler yazıp film yapıyoruz.

Sizi Cem Yılmaz’ın filmlerinde kısa rollerde gördük. Kardeşinize filmlerinde rol almak için ricada bulunduğunuz doğru mu?

‘G.O.R.A.’da en büyük rolü istedim, vermediler! Şaka bir yana, hatıra olsun diye oynadım. Yoksa Cem’e “N’olur ben oynayayım. Hadi abi, yaş geçiyor” gibi şeyler demiyorum. Herkes rahat olsun; oyunculuk kariyeri de düşünmüyorum.

Cem Yılmaz stand-up’larında “Abim benden daha komiktir” der. Gerçekten öyle mi?

Bunu ben söyleyemem, dostlar söyler. Çalışanlarımızdan birine soralım (dönüp soruyor): “Yunus, sence ben komik miyim”, (Yunus: “Tabii komiksiniz”). İşte, maaşlı, kiralık bir kalem (gülüyor). Kim daha komik diye bir şey yok. Bazen sen olursun, bazen o daha komik olur. Mesela o gün Cem Yılmaz ofise gelmemişse en komik ben olurum! Ozan Güven gelirse yine en komik ben olurum. Bu, ortamda kim olduğuyla alakalı.

Hangi konuda tartışırsınız?

Genelde film zamanı bir fikir üzerine tartışabiliriz. Bazen bir-iki gün küseriz.

Kardeşiniz hep siyah tişört giyiyor, siz kareli gömlek... Takıntılı adamlar mısınız?

Zafer Algöz bir gün “Cem Yılmaz siyah giydiği için sen de düşündün düşündün ne yapayım diye ve kareli gömleği seçtin” dedi. Hiç öyle bir şey yok. Ama bu açıklamayı sana yaparken de üzerimde kareli gömlek var tabii!

Cem Yılmaz’ın en güldüğünüz esprisi nedir?

Bana ‘Çin malı Cem Yılmaz’ demesi...

Ben de  Metin abinin bazı filmlerini sevmiyorum

Twitter’da gündem hakkında da yazıyorsunuz. Geçenlerde “Bu memlekete bir göktaşı şart” demişsiniz...

O derece etki yapacak bir değişimden bahsettim. Çok düz gidiyoruz, bazen inmek, çıkmak gerekir ama olmuyor. Yapabildiğimiz en iyi şey dalga geçmek. Mesela bir savcı çıktı, hemen sahte hesabını açıp dalga geçmeye başladık. Maharet o değil. Maharet savcının yaptığını yapmak.

Twitter’da kardeşinize yazılanlara karşı onu savunma misyonu edinmişsiniz sanki...

İster istemez... Ama onu savunmaya kalkarsam bütün gün hiç iş yapmadan üç bilgisayarla Twitter başında oturmam lazım. Ayrıca kim kardeşini korumaz? Yalan bir şey yazıyorlar. Mesela, “Uçaktan indi, korumaları vatandaşı itti” yazıyor. Yalan. İçgüdüsel olarak ona bir şey yazıyorum.

Metin Akpınar, Cem Yılmaz’ın şovlarını beğenip filmlerini beğenmediğini söyledi. “Orhan Pamuk romanı neyse Cem Yılmaz filmleri odur” dedi. Ne diyorsunuz?

Orhan Pamuk kötü değil ki! Bundan Metin Abi, Orhan Pamuk’un yazdıklarını sevmiyor sonucu çıkar. Dolaylı olarak bizim yaptığımız bazı filmleri de sevmemiş. Ben de Metin Abi’nin bazı filmlerini sevmiyorum. Yapacak bir şey yok.

Siz kimlerin mizahını beğeniyorsunuz?

Metin Akpınar! Aslında Google’a bakıp birkaç yabancı isim söylemem gerekirdi burada ama pek bir şey söylemeyeyim. Ben her şeyi seyrederim.

Mizah genlerden mi geliyor?

Babam, dayım, kız kardeşim çok komikler. Bunu keşfetmemiz belki Cem’in komik olduğunu anlamamızdan sonra oldu. Ama “Biz de komiğiz, sahneye çıkalım” demedik.

Nasıl bir aile sizinki?

Annem evhanımı, babam elektrikli ev aletleri satan bir mağazada çalışırdı. Üç kardeşiz; ben, Özge ve Cem. Ne çok lüks ne de kuru ekmeğe hasret bir hayatımız oldu. İyi bir çocukluktu.

Zamanında Müjdat Gezen’in seçmelerine katılmışsınız. Oyunculuk muydu hayaliniz?

İki erkek kardeş senaryo yazar, oynardık. Kocamustafapaşa’da bahçe sinemasının film atıklarını alır, el feneri önünden geçirip sinema makineleri yapardık. Müjdat Gezen, 90’larda okulunu açtığında ilk yazılan bendim. Ama kazanamadım. Sonra da vazgeçmedim. Amatör tiyatro yapmaya çalıştım. Sonra bir süre Almanya’ya gittim. 96’dan 99’a kadar babamın çalıştığı beyaz eşya mağazasında çalışıp orada her işi yaptım.

Mizah yazarlığı bu hikâyenin neresine denk geliyor?

2000’de bir yazı dizisi yazdım. 2002’ye kadar da bir şey yapmadım. Bu arada Cem, ‘Cem Yılmaz’ olmuştu. ‘G.O.R.A.’yı yazarken birlikte masaya oturduk. Sonra da ‘Biz niye birlikte senaryo yazmıyoruz ki’ dedik ve beraber çalışmaya başladık. Bu arada ‘Çaba Derneği’ için bir oyun yazdım. ‘Komedi Dükkânı’na 56 tane falan skeç yazdım.

Evli misiniz?

Evet. İki kızım var; biri 18, diğeri 13 yaşında.

IMDB’ye göre Russell Crowe filmlerine yapımcı olmuşsunuz. Cem Yılmaz’la arkadaşlıklarında sizin payınız mı var?

Öncelikle o arkadaşı (Russell Crowe) beni takip etmediği için kınıyorum. Öyle bir şey yok ya, o sahte bir şey. Biri yazmış. Ama kendisiyle tanıştık, kadirşinas bir adam.

ÇOK OKUNANLAR