GÜNDEM

Bir iletişimcinin gözünden Kasım Süleymani'nin geride kalan yüzüğü

SüperHaberTV yazarı Nuran Yıldız, bugünkü yazısında Kasım Süleymani'nin yüzüğüne değinerek "Bu suikast, dünyayı İran’dan intikam bekleyişine yoğunlaştırdı. Süleymani’nin parçalanmış cesedi, özellikle de parmağındaki yüzükle kanlı görüntüsü, intikam kaygısını artırdı." ifadelerine yer verdi.

Bir iletişimcinin gözünden Kasım Süleymani'nin geride kalan yüzüğü

Dünyayı ayağa kaldıran İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'ye yönelik suikastte olay yerinin fotoğrafları tartışma yaratmıştı. Yayımlanan fotoğraflarda teşhis etmesi imkansız hale gelen cesetlerden birinin elinde görülen yüzük Süleymani'nin ikonik yüzüğüyle aynıydı.

SüperHaberTV yazarı Nuran Yıldız, Kasım Süleymani'nin yüzüğünü ele aldı ve  "Bu suikast, dünyayı İran’dan intikam bekleyişine yoğunlaştırdı. Süleymani’nin parçalanmış cesedi, özellikle de parmağındaki yüzükle kanlı görüntüsü, intikam kaygısını artırdı. Görüntüleri iletişimci gibi izlerseniz, cesedin etrafındaki sadece ayakları görünen insanların soğukkanlılıklarını görürsünüz." ifadelerine yer verdi.

Nuran Yıldız, suikastın medyada yer aldığı gibi Trump dışındakilere değil, asıl Trump’a sürpriz olduğunu ifade etti ve "Belki de o nedenle, toparlamak istercesine, ilk açıklamasında “İran hiçbir zaman bir savaş kazanmadı ama hiçbir zaman bir müzakereyi de kaybetmedi” dedi." ifadelerini kullandı. 

İşte Nuran Yıldız'ın "Parmaktaki o yüzük" başlıklı yazısı

Yeni zamanlarda klasik ifadeler derdi anlatmaya yetmez. Yetmez ama dünya bir bileşik kap sonuçta.

Kırılgan bir cam fanus oldu yerküremiz.

Cam. Kapalı kapı ardında gizli bir şey kalmıyor.

Devletler için de kişiler için de öyle.

“Sır” diye bir şey yok.

“Aramızda kalsın” dediğiniz şeyi “aramızda kalsın” diye başkalarına anlatırlar.

O nedenle, arkasında duramayacağınız bir şeyi ağzınızdan çıkarmayacaksınız.

“Ya görürlerse” endişesi taşıyorsanız onu yapmayacaksınız.

E, hani özgürdük?

Özgürlük kavramının geçirdiği değişim üzerine kafa yorsanız, kafayı yersiniz.

ABD Başkanı Trump’ın, İran’ın komutanı Süleymani’yi vurma emri verdiğinde, sonuçlarının iki ülke arasında kalmayacağını bilmemesi olanaksız.

Zaten, ABD Genelkurmay Başkanı “Sonuçlarının bilincindeyiz” dedi.

Garip olan şu ki, Trump gibi tüccarlar her zaman artı, eksi hesabı yapmadan adım atmazlar.

Böylesi bir hamlenin İran’ı değil, tüm dünyayı karşı hamle (intikam) bekleyişine sokacağını hesap ederler.

Üstelik ufukta seçim varken, ABD iç kamuoyunda çocuklarının uzak ülkelere gönderilmesinden hoşlanılmadığını da bildiklerinden riske girmezler.

Kanımca suikast, medyada yer aldığı gibi Trump dışındakilere değil, asıl Trump’a sürpriz oldu.

Belki de o nedenle, toparlamak istercesine, ilk açıklamasında “İran hiçbir zaman bir savaş kazanmadı ama hiçbir zaman bir müzakereyi de kaybetmedi” dedi.

ABD’de kaç ABD varsa artık…

Bu suikast, dünyayı İran’dan intikam bekleyişine yoğunlaştırdı.

Süleymani’nin parçalanmış cesedi, özellikle de parmağındaki yüzükle kanlı görüntüsü, intikam kaygısını artırdı.

Görüntüleri iletişimci gibi izlerseniz, cesedin etrafındaki sadece ayakları görünen insanların soğukkanlılıklarını görürsünüz.

O görüntüleri paylaşan taraf, ateşe benzin dökmek isteyen taraf olsa gerek.

Gelelim her yanıyla abuk sabuk olan bu çağa.

Diplomasi ve eylem gibi iki zıt kavramın bir arada hayat bulduğu çağ.

Birleşik kap teorisi “diplomasi”yi/”, “söz”ü yükseltirken, “gösterdiğin kadar varsın” diyen gösteri teorisi de “eylem”i yükseltiyor.

Eylem, sözü keser.

O yüzüklü elin fotoğrafı orada dururken, İran bir görsele ancak başka bir görselle cevap verileceğini bilmiyor olabilir mi?

Hele de Pers kültüründen söz ediyorsak.

Türkiye bölgede gerçekten büyümek ve liderlik etmek istiyorsa (bence hiç gereği yok), “söz”ün gücünü devamlı ve devamlı hatırlatmak zorunda.

Savaşa savaşla dahil olursanız, benzerler arasında kalırsınız. Liderlik ise benzemezlikle olur, ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu iyi bilir.

Ortadoğu’da benzemez olacak tek şey, durmadan ve devamlı barış telkin etmekten geçer.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar