MEDYA KÖŞESİ

Barış Terkoğlu, afiş nedeniyle kovulan Timur Soykan'ı yazdı: Gazeteciliğin Kibar Feyzo hikayesi

Bir süre önce tahliye edilen Barış Terkoğlu, hapiste iken kendisine destek olanlarla ilgili yazdığı yazısında Timur Soykan'a ayrı parantez açtı. Terkoğlu, Soykan'ın kurumunda astığı afişleri ve yaşananları anlattı.

Barış Terkoğlu, afiş nedeniyle kovulan Timur Soykan'ı yazdı: Gazeteciliğin Kibar Feyzo hikayesi

Hatırlayacaksınız; Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın hapse girdiği sıralarda astığı afişlerden dolayı işinden olan bir isim vardı: Timur Soykan...

Soykan, bu tür protestoları ile bilinen bir isimdi fakat son afiş, onu işinden etmişti. 

Terkoğlu, geçtiğimiz günlerde tahliye oldu ve kendisine destek olanlarla ilgili yazı kaleme aldı. Tabi Timur Soykan'a apayrı bir parantez açtı.

İşte Terkoğlu'nun Soykan ile ilgili söyledikleri:

Bakınca dümdüz bir beton görüyoruz. Oysa bir duvarın içi ve dışı var. Hapishane, içeridekini hürriyetinden mahrum bırakırken dışarıdan bakanlara “başıma gelir mi” korkusu salar. “Seçilmiş sanıklar”ın olduğu siyasal davalar ise yargılanan kişiler üzerinden toplumun bir grubuna “sus” mesajı verir. Mahkeme gerçekte bir salonda değil, halkın zihninde kurulmuştur. Bir heykeltıraşın eserini darbelerle yaratması gibi, insanların zihni de tutuklamalarla, yargılamalarla, suçlamalarla şekillendirilir.

Silivri’ye girdiğim gün hem Cumhuriyet’teki hem OdaTV’deki arkadaşlarıma “size bir zararım olacaksa benden vazgeçebilirsiniz” dedim. Aksine “yanındayız” dediler. Öyle de oldu.

Ancak işin bir de görünmeyen yanı var. Bunun için size Timur Soykan’dan bahsetmem lazım.

Benden daha eski, 20 yıllık gazeteci. Benden daha başka yerlerde, hep “merkez medya”da çalıştı. Muhabirlikten yöneticiliğe her mevkide işini yaptı. “Merkezdeki” pek çok kişiden farklı olarak ise hep basın özgürlüğü mücadelesi verdi. Son olarak Posta gazetesinde haber müdürüydü.

Berberlerde ya da kahvehanelerde, bulmaca çözenin de magazin meraklısının da okuduğu bir gazete hazırlamanın kolay olduğunu sanmayın. Üstelik bir dönem tirajı en yüksek gazeteydi Posta. Timur’un en karmaşık haberleri 3 cümleyle basitleştirmesine hayran kalırdık.

‘İmamın Ordusu’nu bastı

9 yıl önce tutuklandığımızda yaşadıklarımızı hatırlayın. Mesele bizim hapse atılmamızla kalmamış, henüz basılmamış bir kitap hakkında yasaklama kararı çıkmıştı. Ahmet Şık’ın yazdığı, devlet içindeki FETÖ yapılanmasına odaklanan kitabın adı “İmamın Ordusu” idi. Evler, işyerleri, yayınevleri basıldı. Polis bilgisayarları açıp kitabın örneklerini sildi. Fahrenheit 451 romanındaki kitap yakma töreni, modern çağda “kitap silme”ye dönüşmüştü.

Yaratılan korkuyu söylememe gerek bile yok...

Yazının tamamı için tıklayın...

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar