GÜNDEM

Aydın Engin'den Mahir Çayan ve Büyük Firar itirafı

Gazeteci Aydın Engin, 44 yıl önce 12 Mart döneminde Maltepe Askeri Cezaevinden Mahir Çayan ve arkadaşlarının firarına nasıl yardım ettiğini Cumhuriyet'te anlattı.

Aydın Engin'den Mahir Çayan ve Büyük Firar itirafı
GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK

THKP-C'nin önderi Mahir Çayan ve 4 arkadaşının, Deniz Gezmiş'in idamını engellemek için Kartal Maltepe Askeri Cezaevi'nden 44 yıl önce tünel kazarak gerçekleştirdikleri firarın perde arkasını ele alan yazı dizisinde çok ilginç ayrıntılar gün yüzüne çıkıyor.

Cumhuriyet gazetesinde Can Dündar'ın  44 yıldır dilden dile anlatılan, ancak birçok ayrıntısı gölgede kalan bu eylem ile ilgili yazı dizisinde, yaşananlar ilk kez bütün tarafların tanıklığıyla anlatılıyor.

Firar eyleminde görev alan isimlerden biri de bugün yine Cumhuriyet  gazetesi yazarı olan Aydın Engin.

Can Dündar, yazı dizisinde Aydın Engin'in rolünü şöyle anlatıyor:

"İlk sorun malzemeyi bulmaktı. Betonu delmek için tuzruhu gerekiyordu; toprağı kazmak için çekiç, tüneli aydınlatmak için kablo...

Malzemelerin dışarıdan alınıp cezaevine sokulması gerekiyordu. Bu işi, koğuş sorumlusu olarak tutukluların pazar alışverişini yapan bir gazeteci üstlendi.

Adı ilk kez burada açıklanan o gazeteci Aydın Engin'di.

Firara katkısını 44 yıl sonra şöyle anlattı:

"Bir akşam üstü Cihal Alptekin yanıma geldi: 'Kazetecum gel volta atıp laflayalım' dedi. Voltaya çıktık. Büyük koğuşun, daha çok THKO tutuklularınınkaldığı küçük bölümde lağım kanalı boyunca tünel kazılacaktı. Bunu sadece THKO tutuklularının önde gelenleri biliyordu.  Ama koğuş sorumlusuna -malum ben oluyorum- üstü kapalı ayrıntıya girmeden, hele zaman planından söz etmeden, firar öncesi ve sonrası hesaplara değinilmeden de olsa bilgi verilmesi gerekiyordu.

Hayır "koğuş sorumlusu" olduğu için değil, çarşıdan alınacaklardan o sorumlu olduğu için... Çünkü tünel için kezzap ve tuzruhu gerekiyordu. (...)
Tuvalet temizliği için bir şişe alınabilirdi ama bir şişe kime ve neye yetsin?

Birkaç hafta alışveriş listesine ,ki, baze üç şişe kezzap yazdık. Fena yürümedi ama ihtiyaca yetmiyordu.

Birgün küçük çaplı bir mucize gerçekleşti. Yarbay hapishanede değildi. Belki izinliydi. Alışverişe Pendik pazarına bir cemse inecekti. Ben de listeyi hazırlamıştım.Cemse ile gidecek teğmen, 'Gazeteci yürü sen de gel. Kaçacak değilsin ya' deyiverdi.

Yeni Ortam dergisinin düzenli okuruymuş. Ben de içeri girene kadar derginin yazıişleri müdürüydüm. Oradan tanıyor. Canıma minnet. Cemseye ben de bindim. Birlikte Pendik pazarına gittik. Çay bahçesine oturup birer kahve içip birer de cigara tellendirdik.

Sonra da listede eksik kalan ihtiyaçlar için bazı dükkanlara girdim çıktım.  Bir aktar dükkanından kezzap istedim; 'Kalmadı ama tuzruhu var' dedi. Eh o da olur. Baktım Tağmen kapıda bekliyor. Yaradana sığındım, 10 şişe tuzruhu istedim. Adam raftan alıp gazeteye sarıp paket yaptı."
ÇOK OKUNANLAR
Close menu