ALKIŞ

Alkışlar Melih Altınok için

Seni alkışlarken… Şahsında tüm meslektaşlarımıza sesleniyoruz… Hepimiz terk edelim cephelerimizi… Sahneye çıkalım…

Alkışlar Melih Altınok için

Sevgili Melih Altınok…

Enerjimizi, Türkiye'nin seçilmiş ve “sınanmış" Cumhurbaşkanı "bitti" diyene kadar kentlerimizin, kasabalarımızın, köylerimizin meydanlarını doldurmaya harcamamızı istiyorsun ya hani…

Yerden göğe haklısın arkadaş…

Ve hele hele…

“Kararlılığımızı ve coşkumuzu koruyarak soğukkanlı davranmaya başlamamamızın zamanı” derken sadece haklı değil aynı zamanda harikasın da…

Ve…

“Siyasi görüş farklılıklarını bir kenara koyup demokrasiden ve milli iradeden yana olanlarla, kısacası ‘yerli unsurlarla’ birlikte bu arınma sürecini sağlıklı bir şekilde yürütmeliyiz… Bu kriter dışındaki, nedeni atla deve olmayan kavgalarımızı öteleyelim. Ara ara yine döner kapışırız” önerini savunmak için ise her türlü fedakârlığa hazırız…


        *   *   *


Ancak…

Bir tek konuda itirazımız var Melih kardeş…

diyorsun ya…

İşte orada “Cephe” deyişine…

Keşke…

“Cephe” yerine “sahne” deseydin…

Ama olsun…

Ha sen, ha biz…

Biz “cephe” yerine “sahne” diyelim olsun bitsin…

Ve neden “cephe” değil de “sahne” dememiz gerektiğini, anlatmaya çabalayalım…


        *   *   *


Evet, Melih kardeş…

“Demokrasi cephesi” değil “demokrasi sahnesi” genişliyor…

Ve…

Sahne genişledikçe farklı sesler de çoğalıyor…

Daha da çoğalacak inşallah…

Ve…

Farklı sesler çoğaldıkça güzelleşecek demokrasi sahnesi…

“Kakafoni”nin yerini “kanon” alacak…

Yani…

Çok kişi tek sesi değil…

Yani…

Çok kişi uyumsuz sesleri de değil…

Çok kişi…

Farklı sesleri söyleyecek…

Aynı anda, farklı notalara basacak…

Ama…

Ortaya muazzam bir uyum çıkacak…

Dinleyenler mest olacak…

Dinlemek istemeyenler de rahatsız olmayacak…


        *   *   *



Yani Melih kardeş…

Demokrasi…

Ellerine silah almış kişilerin karşılıklı birbirlerini öldürdükleri…

Birbirlerine saldırırken yürek yakan çığlıklar attıkları cephe değildir…

Elerine, önlerine enstrüman almış…

Gırtlaklarından bülbül şakımaları çıkan sanatçıların ortak üretimi olan çok sesli müzik gibidir…

Notalar farklı olsa da ahenk (Kanon) vardır yani Melih Altınok…

Kakafoni (Gürültü) yoktur…


        *   *   *


Yani Melih Kardeş…

Seni alkışlarken…

Şahsında tüm meslektaşlarımıza sesleniyoruz…

Hepimiz terk edelim cephelerimizi…

Sahneye çıkalım…

Farklı notaları seslendirelim…

Ama…

Gürültü yapmayalım…

Meselâ…

Yazılarımızın içinde yer alan hakaret sözcüklerini çıkarıp atalım…

Göreceksiniz ki…

Yazılarımız çok daha güzelleşecek…

Çok daha kalite kazanacak…

Çok daha mukni olacak…