ALKIŞ

Alkışlar Ali Karahasanoğlu için...

Bugün, diğer bazı küfürbazları ve müfterileri de hak ettiklerinde taltif edeceğimi göstermek için Ali Karahasanoğlu’nu alkışlıyorum…

Alkışlar Ali Karahasanoğlu için...

Ali Karahasanoğlu bu köşelerde en çok kaybedenlerden…
Sanırım
Emin Çölaşan’la yarışıyor(!)..
*
Peki…
Durduk yerde mi kaybettiriyorum
Karahasanoğlu’na?..
*
Benim penceremden bakarsanız; her
“kaybetti” gerekçemde haklıyım…
Çünkü…
*
Medyamızda, kişiler aleyhinde en ağır, en aşağılayıcı ve hatta en çok iftiraya dayalı analizleri yapanların ilk iki sırasında yer alanlardan bir (Diğeri Çölaşan)
Karahasanoğlu…
*
Karahasanoğlu’nu fikirlerinden, inançlarından, yaşam tarzından veya siyasi görüşlerinden dolayı bir kere bile “Günün Kaybedeni” ilan etmedim…
Her
“Günün Kaybedeni” ilân edişimin gerekçesi; meslektaşlarımıza, siyasilerimize veya iş insanlarımıza yaptığı hakaretler, attığı iftiralardır
*
Fakat…
Dünkü
Yeni Akit’te “Ahmet Şık ve Tuncay Özkan, FETÖ’nün neresinde?” başlığı altında yayımlanan yazısını okuduktan sonra “tamam işte be arkadaş” dedim.. “Tamam işte… Bak şimdi oldu… O halde seni alkışlamak vicdan borcum”…
*
Peki…
Neydi
Ali Karahasanoğlu’nu alkışlama gerekçem?..
Söyleyeyim…
Tuncay Özkan ve Ahmet Şık (Ahmet hapiste olduğu ve cevap veremeyeceği için onunla ilgili yazdıklarını erteleyebilirdi gerçi ya…) hakkında yazdığı makale tek bir “hakaret ve aşağılama” sıfatı içermiyordu…
Sadece eleştiriyor, sahibi olduğu ve resmi bilgilere dayalı istihbaratını okurlarıyla paylaşıp
“haklı” sorular soruyordu Özkan ve Şık’a…
*
Her gün onlarca yazar, hakaretsiz, küfürsüz yüzlerce soru soruyor…
Neden onlardan biri değil de Ali Karahasanoğlu?..
*
Çünkü…
Hakaret, küfür ve iftiraya asla tevessül etmeyen, sadece eleştiri amacıyla yazanlar veya bir konunun analizini yapanlar zaten başımın tacı…
Onları sık sık alkışlıyor, “Günün Yazarı” veya “Günün Kazananı” seçiyorum…
Bugün, diğer bazı küfürbazları ve müfterileri de hak ettiklerinde taltif edeceğimi göstermek için
Ali Karahasanoğlu’nu alkışlıyorum…




Yorumlar