REKLAM

Ahmet Kekeç, Ali Bulaç ve Koray Çalışan'a fena çaktı!

Karaalioğlundan aldığı sözlerle "İkinci Yeni memlekete hayırlı olsun” diyen Kekeç, Ali Bulaç ve Koray Çalışkan'a çaktı.

Ahmet Kekeç, Ali Bulaç ve Koray Çalışan'a fena çaktı!

AKP Genel Başkan ve Başbakan adayı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik “yakınlık bildiren bir garip adem” olduğunu söyleyen Star yazarı Ahmet Kekeç,”İhale beklentim yok. İhalenin nasıl yapıldığını bile bilmem. İslamcı sosyolog Ali Bulaç örneğinde olduğu gibi, belediyeler tarafından maaşa bağlanmadım. Hele, bağımsız akademisyen Koray Çalışkan’ın yaptığını hiç yapmadım... Siyasetçi otobüsüne binip çılgınlar gibi eğlenmedim” yazarak yeni dönemin ilk polemiğinin fitilini yaktı.

Ahmet Kekeç, “Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya’daki resepsiyonda gazetecilere konuşurken, ‘Ahmet Bey’i siyasete ben kazandırdım’ demişti. Bunu söylerken gururla gözleri parlamıştı. Demek ki, yıllarca Erdoğan-Gül nifak hattına çalışan kazurat takımı, Davutoğlu-Gül nifak hattından da umduğunu bulamayacak... İkinci Yeni memlekete hayırlı olsun” görüşünü dile getirdi.

Ahmet Kekeç’in Star gazetesinde ayımlanan, “Davutoğlu yandaşı işbaşında” başlıklı yazısı şöyle:

“Davutoğlu yandaşı işbaşında”

Serde “yandaşlık” var... O halde vakit geçirmeden bir “Ahmet Davutoğlu güzellemesi” döşenmemiz gerekiyor.

Böyle itham ediyor bir terbiyesiz, ahlaksız ve düstursuz vatandaş.

Bir sürü de küfür sıralıyor...

Demek ki sadece Ceyda Karan’ı şeytanlaştırmıyorlar.

Kendileri için hak saydıkları bir tutumu (siyasal taraftarlığı)

Başkalarında görünce en ucuz ve ahlaksız yolu seçiyorlar: Küfür ve tahkir... Buna hak kazandıklarına inanıyorlar. 

Bu satırların yazarı, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu için rahatlıkla “yakınlık” bildiren ifadeler kullanacak (kullanabilecek) bir garip âdemdir.

Davutoğlu, onun için, sadece bir siyasetçi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek kişi değil, rahatlıkla “çevremizden biri” ve “arkadaşımız” ifadesini sarf edebileceği kadim bir tanıdıktır.

Bunları yazacak, işi ayrıntıya dökecek değilim.

Muhitimden çok milletvekili, çok bakan, hatta Başbakan çıktı.

Mebzul miktar bürokrat tanıdığım var.

Çok şükür, bugüne kadar, hiçbir milletvekilini, hiçbir bakanı, hiçbir Başbakanı aramadım.

Hiçbir siyasinin tavassutunu istemedim.

İş kovalamadım.

İş takipçilerine aracılık etmedim.

İhale beklentim yok. İhalenin nasıl yapıldığını bile bilmem.

İslamcı sosyolog Ali Bulaç örneğinde olduğu gibi, belediyeler tarafından maaşa bağlanmadım.

Hele, bağımsız akademisyen Koray Çalışkan’ın yaptığını hiç yapmadım... Siyasetçi otobüsüne binip çılgınlar gibi eğlenmedim.

Başbakan’ın uçağında yer kapma derdim de yok.

Davetler dışında (reddetmenin nezaketsizlik olacağı davetler dışında) önemli topluluklarda yer almadım. Birilerine “yakın” görünmeye tamah etmedim.

Kendi halinde bir gazeteciyim. Siyasal görüşlerim var. Bir iktidar programını destekliyorum. Meşruiyet ve nezahet dairesinde kalmaya çalışıyorum. Yazdıklarımın da öncelikle bu çerçevede görülmesini istiyorum.

Eh, artık yandaş işbaşı yapabilir:

Davutoğlu’nun Başbakanlığıyla birlikte, Türkiye’de yeni bir dönemin başlayacağını düşünüyorum. Mustafa Karaalioğlu, bu süreci “İkinci Yeni” olarak tanımlamıştı.

Erdoğan, tahayyülümüzü de zorlayan değişikliklere imza atan bir Başbakan’dı.

Beğenin ya da beğenmeyin: “En başarılı Başbakan” olarak tarihe geçti.

Türkiye, “dış meselelerin” belirleyici olmaya başladığı yeni döneme Davutoğlu’nun Başbakanlığında giriyor.

Bunun bir şans olduğunu düşünüyorum...

Siz, “Davutoğlu’nun başarısız dış politika tercihleri” laflarına bakmayın. Bütün dünya, İran ve Ortadoğu konusunda Davutoğlu’nun dediklerine geldi. Suriye politikası konusunda çok eleştiri almıştı ama orada da haklı çıktı. Türkiye gazetesinden Ceren Kenar’ın yazılarını okuyun. Davutoğlu’nun neden başarılı bir Dışişleri Bakanı olduğunu kalem kalem dercediyor.

Davutoğlu’nun konuşmasında, “İkinci Yeni”yle ilgili önemli ipuçları yer alıyordu:

Ekonomik reformlar sürecek.

Çözüm süreci nihayete bağlanacak.

Devlet içindeki “paralel” ya da “otonom” yapılarla mücadele edilecek.

Büyük Türkiye hedefinden taviz verilmeyecek.

Bir de görüntü:

Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya’daki resepsiyonda gazetecilere konuşurken, “Ahmet Bey’i siyasete ben kazandırdım” demişti.

Bunu söylerken gururla gözleri parlamıştı.

Demek ki, yıllarca Erdoğan-Gül nifak hattına çalışan kazurat takımı, Davutoğlu-Gül nifak hattından da umduğunu bulamayacak...

İkinci Yeni memlekete hayırlı olsun.