Zaman grubu bu çabasında başarılı olabilir mi?

Zaman grubu bu çabasında başarılı olabilir mi?

Levent Gültekin acikcenk@gmail.com

Zaman gazetesinin İran’a dönük rahatsız edici tutumuna ilk dikkat çekenlerden biriyim.

Zaman grubunun İran’ı ‘düşman’, değersiz, Türkiye aleyhtarı gibi gösterme çabasına ilk dikkat çektiğim dönemlerde gazete bu çabasını biraz üstü kapalı, biraz utanarak yapıyordu.

‘İran ajan hemşireleri Türkiye’ye gönderiyor’ gibi tuhaflıklarla başladı. Şimdi daha açık olarak ‘İran Suriye’de katliam yapıyor’,‘İran Türkiye’ye gazı fahiş fiyata satıyor’ gibi, kaynağı da verilmeyen kışkırtıcı haberler çıkıyor.

Görünen o ki Zaman'daki arkadaşlar üzerlerindeki çekingenliği atmışlar.

Kulaktan kulağa yayılan “Bütün dünyadaki okullarını ABD ve İsrail baskısından kurtarmak için böyle bir çaba içerisindeler” iddiaları ne kadar gerçek, bilmiyorum.

İsrail’in ve ABD’nin hedefi olan bir ülkeyle, bir komşuyla alakalı hergün aleyhte bir haber yapmaktan, bu komşunun bütün olumsuz yönlerini bu toplumun gözünün içine sokmaya çalışmaktan ne bekliyorlar olabilirler ki?

Zaman grubu hakkında oluşturulmaya çalışılan “İsrail, İran ve Suriye meselesini bunlara ihale etti” gibi akıl almaz imajın yaygınlaşmasını ve geçerlilik kazanmasını sağlayacak tutumlardan niçin kaçınmadıklarını aklım havsalam almıyor.

Zaman gazetesini yöneten arkadaşlar İsrail ve ABD ile aynı safta olmanın getirdiği tahribatı neye karşılık göze alıyorlar?

Bu kadar yazdık, bu kadar uyardık. Bu çabaların gerek gruba, gerekse grupla özdeşleşen cemaate zarar verdiğinin altını defalarca çizdik. Buna rağmen bu çabalarında milim gerileme olmadı.

Anlaşılan kararlılar ve bilinçliler. Bir amaca matuf olarak yapıyorlar bu haberleri.

Başbakan Erdoğan’ın siyaseten bu kadar baskıya rağmen İran’ı korumaya çalışması ortadayken ne umuyor olabilirler ki?

Bu tür çabaların nelere mal olduğunu zamanla hep beraber öğreneceğiz. Bu tutumun altında yatan gerekçeyi süreç bize gösterecek.

Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim kısım başka.

Zaman gazetesi bu uğraşında; yani İran’ı değersiz ve aslında Türkiye ilgili gizli hesapları olan bir ‘düşman’ gibi gösterme çabasında başarılı olabilir mi?

Yıllardır onlarca gazetenin, onlarca TV’nin, Kemalist aydınların ve yazarların başaramadığını Zaman gazetesi ve aynı gruba bağlı birkaç TV kanalı ve üç-beş yazar başarabilir mi?

Siz buna ihtimal veriyor musunuz?

Bu toplum komşusuna İsrail istiyor diye düşman olur mu?

Bu halk kendi menfaati  için İran’ın kuyusunu kazanlara inanır mı?

Bu kadim gelenek, Zaman grubu istiyor diye bu sefer bozulur mu?

Medya Türkiye’nin İran ile sıcak, sağlam ilişkiler kurmasının önüne geçti ama asla bir muarız haline sokamadı.

Bu durum İran’ın çok makul, çok matah, çok değerli bir ülke olmasından da kaynaklanıyor değildi. Bu millet başkası istiyor diye bir başkasına düşman olmayı kendi şahsiyetine, kimliğine, görgüsüne yediremedi.

Zaman grubundaki arkadaşlar ellerinde tespih, dillerinde Allah, göğüslerinde Kuran olduğu için bu çabalarında başarılı olacaklarını düşünüyorlarsa gerçekten yanılıyorlar.

Türkiye’de insanlar Müslümanlığın bir sembol değil bir şahsiyet, bir karakter, bir ahlak olduğunu biliyor. İşte bu nedenle, İsrail istiyor diye İran aleyhine çalışanların ‘dindar’ olması da sonucu değiştirmeyecektir.

Göreceksiniz, burada kaybeden Zaman grubu olacaktır.

Toplumla bugüne kadar değerler üzerinden kurduğu, gönül alma üzerine inşaa ettiği bütün yapı büyük bir yara alacak.

Zaman gazetesi de kendisinden önce aynı işe soyunan Cumhuriyet gibi yayın organlarının içine düştüğü durumdan kendisini kurtaramayacaktır.

Zaman’ın toplumla bağları kopacak, haberlerinin samimiyetten değil, hesaba dayalı, şaibeli ilişkilerden kaynaklandığı anlaşılacaktır.

Yazdığım ‘Lütfen tutumunuzu gözden geçirin, kötü bir görüntü veriyorsunuz’ içerikli yazılardan sonra bana, “Nedir senin bu İran aşkın?” diye soran arkadaşlara da bir çift sözüm var.

Mesele söz konusu ülkenin İran olması değil. Müslüman bir ülke olması da bu konudaki hassasiyetimin temel nedeni değil.

Kaldı ki İran ile Türkiye’nin tarihsel rekabetinin de farkındayım.

İran yöneticilerinin zekadan, derinlikten uzak üslubunun ilişkilere ne tür zararlar verdiğini de görüyorum.

Mesele İsrail’in kendisine engel olarak gördüğü bir ülkeyi yok etmeye kalkıştığı bir zamanda bu amaca hizmet eden tutuma girilmesidir.

Mesele İsrail’in saldırı planları yaptığı bu dönemde manipülatif haberlerle öncü kuvvet gibi hareket edilmesindedir.

Bilmem bu sefer anlatabildim mi? twitter.com/acikcenk