Her programda...
Hiç istisnası da yok...
Boş geçmiyor...
Arıyor, tarıyor...
Mutlaka küfür edecek bir mail buluyor...
Ben diyorum ki kırmızı noktalı yayınlansın Fatih
Altaylı'nın programları...
Çünkü artık yaptığı hafif deyimle "ekran
orgazmı"...
Küfür ederek boşalıyor beyzade...
En hafif kelimesi "dangalak" ile başlıyor...
-'Kapat televizyonu dangalak'...
Bunu
dediğiniz izleyici de kalkıp...
Çok geriyorsa o mailler seni...
Egonu okşamıyorsa yazdıklarımız...
Eleştiriye tahammülün yoksa...
-"Okuma maillerimizi be "dangalak" demez
mi...
Deme hakkı olmaz mı!
Haftada iki gün program yapan...
Bu işten ekmek yiyen...
Bir gazetenin genel yayın yönetmeni olan bir
kişi...
Kalkıp da yayın yoluyla hakaret edemez...
O maillerde ne yazıyor olursa olsun bunu yapamaz...
Okumaz kapatır, ya da oturup ana avrat bir küfürlü yanıt
yazar...
Orası ona kalmış...
Ama ekran önünde kameranın içine bakarak küfür
edemez...
Kendini bilen, izleyicisine azıcık saygısı olan bir 'insan' bunu
yapamaz...
OKAN BAYÜLGEN'İN UCUZ TAKLİTÇİSİ
Fatih Altaylı'nın maillere verdiği küfürleri her duyuşumda Okan
Bayülgen geliyor aklıma...
Okan Bayülgen de böyle tutunmuştu ekranda...
İzleyicisini aşağılayarak, rencide ederek...
Ama o en azından delikanlıydı...
Canlı telefon
bağlantısı yaptıklarının yüzüne söylüyordu söyleceğini...
Fatih Altaylı'da o cesaret de yok...
Kamera arkasına, stüdyoya saklanmış...
Sallıyor bol keseden...
Sıkıyorsa Altaylı, canlı yayına bağla da öyle
küfret o vatandaşa...
Hani delikanlı havasındasın ya...
Yapacaksan bunu yap da görelim bakalım o küfrettiğin ne diyor
sana...