Bir hayali "kahraman" yaratıyorsunuz...
Bu kahraman "fenomen" haline geliyor...
Ama bazen öyle "düzmece" ve "çala-kalem"
yazıyorsunuz ki...
Kahramanınız bir "salağa" dönüşüyor...
Kurtlar Vadisi Pusu'nun son bölümünü izleyen var mı?
Söyler misiniz Allah aşkına izleyip de...
- "Bu Polat salak mı?" demeyen var mı?
Uçup kaçmalarını...
Dokuz canlı olmasını...
Olmayacak işleri oldurmasını...
Bunları anladık da...
İnsan yarattığı kahramanı "bir salağa" çevirir
mi?
İşte bunu anlamadık...
Abdulhey'in hafıza silinmiş...
Polat Alemdar ve adamlarını tanımıyor...
Onlara kurşun sıkıyor...
Bazen de hatırlamış numarası yapıyor, takır takır
milleti indiriyor...
Buraya kadar herşey gayet güzel bir senaryo işi...
Ama sonrasına bakın...
Vakalarını sayıyorum;
VAKA
1: *Abdulhey'in hafıza gitmiş, hastanede
tedavi için yatıyor. Polat onu kaçmasın diye ranzaya kelepçelemiş.
Abdulhey, Erhan'ı "seni hatırlıyorum" numarası
yaparak kandırıyor... Kelepçelerini çözdürüp kaçıyor...
(Tamam Güllü saftirik bunu anladık)
VAKA 2:Abdulhey, Alper'i
arıyor, "hafızam yerine geldi, sana anlatacak önemli
bilgiler var" diyor... Koskoca istihbaratçı bu numarayı
yiyor... Hatta öyle ki üstünü bile aratmadan istihbarat binasına
sokturuyor... Sonra Abdulhey belindeki silahla onu bayıltıyor.
İstihbarat Başkanını rehin alıyor... Polat'ın, Aron Feller'den geri
aldığı Türk ajanı öldürüyor... Ve Polat'a kurşun sıkıp
kaçıyor...
Şimdi bu iki vakadan sonra...
Siz Polat Alemdar olsanız...
Onun kadar "zeki"...
Onun kadar "profesyonel"...
Olsanız...
Abdulhey karşınıza "Abi bana bunu nasıl yaparsın"
diyerek çıktığında...
Böyle bir numarayı yer misiniz?
Son bölümdeki o
sahneyi anlatayım sizlere;
VAKA 3 : Polat
Alemdar, Zaza'nın evini basıyor onu rehin alıyor. İskender'den
Zaza'ya karşılık Abdulhey'i istiyor. İskender, Abdulhey'i
"aynı numarayı çekmesi" konusunda örgütleyip
Polat'a teslim ediyor... Bu kez Memati, teslim aldıkları
Abdulhey'in üstünü arıyor (akıllanmışlar ya...) Abdulhey
arabaya bindirilecek itiraz ediyor. Polat'a dönüp
'hatırlamış" numarası çekiyor;
-"Abi bana bunu nasıl yaparsın" diyor...
O "zeki"...
O "geleceği gelmeden gören"...
O "dahi" Polat...
Bir anda "kuş beyinli" oluveriyor.
Karşısındakinin üçüncü kez oynadığı
bu numarayı yiyor...
Kollarını iki yana açıyor Abdulhey'e sarılıyor;
-"Hadi Abdulhey, gidiyoruz" diyor ve bıçağı
böğrüne yiyor...
Yer tabi...
Bu kadar "salak kahraman" olursa...
Senaristlere bir çift lafım var...
Harbiden saçmaladınız...
Kahramanınızı "salağa" çevirebilirsiniz lafım yok
ama...
İzleyenleri "bu kadar salak" yerine koymayın!