Vicdanı banka hesaplarından zengin bir medya patronu...
Ey, köşe sahibi olduğu için kendisini medya patronlarından daha akıllı zanneden yazar kardeşim… Unutma ki başarılı olmuş bir iş adamı senden çok daha farklı hasletleri olduğu için patron…
Merkez
Medya, bir ülkede
demokrasinin
onurudur.
Demokratik kalitenin
güvencesidir…
İktidarın meşruiyetinin ve demokratlığının tescilidir.
*
Merkez
medya:
- Siyasette,
- Sanatta,
- Sporda,
- Ekonomide,
- Bütün toplumsal olaylarda,
- Kurumlarla yurttaşlar arasındaki ilişkilerde ortada durandır…
*
Yani…
Merkez
Medya, vicdanı banka hesaplarından
zengin bir patronun, mesleğini vicdanlarıyla yapan gazetecileri
istihdam ettiği bir basın kurumudur.
ONLAR VİCDANSIZ MI YANİ?..
Peki…
İktidardan yana veya iktidara muhalif medya patronlarının vicdansız
mıdır?..
*
Asla öyle bir şey söylemem…
Zira…
Bir medya patronunun iktidardan yana veya iktidara muhalif
olması “vicdansız”
olduğunun değil, aklının ve
çıkarlarının vicdanından önce geldiğinin kanıtıdır…
Çünkü…
*
Vicdan, hak verme duygusunun
yüceliğidir.
Siyasette, medyada ya da
yargıda taraflardan birine acayip yakın ya da nefret edercesine
karşı durmak; “hak verme
duygusu” diyebileceğim
atları, “vicdan”
isimli arabanın arkasına
koşmaktır.
AYIPLANAMAZ,
SUÇLANAMAZ…
Bir medya patronunun vicdandan değil de cüzdandan yana tavır
alması ayıp
mıdır?..
Asla…
Günah
mıdır?..
Kat’a…
Suç
mudur?..
Ne münasebet?..
*
Unutmayın lütfen…
Bir medya patronu da nihayet bilançosu
olan…
Kâr
veya
zarar
isimli iki kardeşe babalık
yapan…
Kâr
ettiğinde vergi ödeyen…
Zarar ettiğinde giderek servetinin önemli bir bölümünü kaybedecek
olan bir tacirdir…
Haliyle…
Ticari düşünmesi en doğal ve hatta anayasal hakkıdır…
*
Hâsılı…
İktidara acayip yakın veya iktidardan nefret edercesine muhalif
yayın politikası güden bir yayın organının sahibi vicdanının değil
sadece aklının/mantığının/çıkarlarının
sesini dinlediği
için ayıplanamaz, suçlanamaz…
HEM DE “ACAYİP”
UZAKTA…
Türkiye’de merkez medya var
mı?..
Bunlar hangi gazete ya da televizyonlar?..
*
Türkiye’de
merkez medya var…
Hangisi mi?..
Doğan
Gurubu…
*
Ciner
ve Doğuş
gurupları da
televizyonculukta merkeze yaklaşmaya çabalıyorlar ama…
Sadece çabalıyorlar…
*
Ya diğerleri?..
İktidara acayip yakın olanlar da iktidardan nefret edercesine
muhalif olanlar da merkezden çok
uzaktalar…
Hem de “acayip”
uzakta…
AKSİ
HALDE SEN PATRON O DA SENİN YAZARIN OLURDU…
“Düşün ve zengin
ol” isimli kitabın
yazarı Napoleon
Hill, kitabının satılması için
kitapevindeki okurları etkilemeye çalışırken büyük sanayi
dehası Henry Ford
da aynı kitapçıya girer.
Kendisini getiren muhteşem arabası da kitapevinin önüne park
eder.
Arkasında kendisini takip eden diğer lüks arabalarla birlikte
elbette…
Hill,
elindeki kitabı
Ford’a
uzatır.
“Harika bir
kitap” der.
“Hem sadece bir kitap değil,
başarıya ve zenginliğe giden yolu da anlatıyor”.
Ford sorar:
“Kitabın
yazarı da siz misiniz?”
“Evet” der
Hill,
kasılarak…
Ford,
muhatabının elindeki kitaba
bakışlarıyla dahi olsa dokunmadan bir soru daha
sorar:
“Buraya otomobilinizle mi
geldiniz?”
Hill, sanki çok büyük bir
başarıymış gibi gerer göğsünü:
“Hayır”
der,
“otobüsle geldim”…
Ford eliyle ve başını bile
çevirmeden kapının önünde bekleyen sıra sıra lüks otomobilleri
gösterir:
“Bakın bu arabaların hepsi
benim. Ben Henry Ford’um. Ve hiç düşünmeden zengin oldum. Siz ise
insanlara zengin olmanın yolunu gösteriyorsunuz ama kendi
otomobilinizle değil halk otobüsüyle yolculuk ediyorsunuz.
İnsanları kandırmaktan vazgeçin. Belki o insanlara umut aşılayarak
satacağınız kitaplarınızdan bir şeyler kazanabilirsiniz ama o
kazancınızın hiç de ahlaki olmadığını da kabul
edin”…
*
Ey, köşe sahibi olduğu için kendisini medya patronlarından daha
akıllı zanneden yazar kardeşim…
Unutma ki başarılı olmuş bir iş
adamı senden çok daha farklı
hasletleri olduğu için patron…
Sen ondan daha az hasletlere sahip olduğun için onun yanında
çıraksın…
*
Ya da…
Sana üstüne para da ödeyerek teslim ettiği köşede yazmana izin
verme veya vermeme hakkı onda…
SEVER SEVMESİNE AMA KENDİ İŞİNE GELİRSE…
CHP
siyaset yapmayı bilmeyen bir
siyasi parti…
Evet, evet…
Bu konudaki görüşümde haklı olduğumda ısrarcıyım…
Neden mi?..
Söyleyeyim…
*
Genel Başkanı “adalet
istiyorum” diye
430 km
yürüyen bir siyasi parti;
kariyeri yeterli ama başörtüsü takıyor diye bir Türkiye Cumhuriyeti
yurttaşının büyükelçi olmasına karşı çıkmaz…
Çıkıyorsa eğer ki çıkıyor…
O siyasi partinin adaleti
olmaz…
*
Hâsılı…
CHP demokrasiyi ve adaleti
sever sevmesine ama kendi işine
gelirse…