Türkiye yazarından İsmail Küçükkaya'ya destek
Türkiye yazarı Fatih Selek, bugünkü köşesinde İsmail Küçükkaya ve Muharrem İnce arasındaki 'Adam kazandı' polemiğine değindi.
Türkiye yazarı Fatih Selek, Muharrem İnce'nin son seçimlerde meydanlarda iyi bir performans sergilediğini ve İsmail Küçükkaya’ya gönderdiği “adam kazandı” mesajının her şeyin rengini değiştirdiğini söyledi.Küçükkaya'nın büyük iş başardığına dikkat çeken Selek, "İster sevin, ister sevmeyin, Küçükkaya hem gazetecilik adına büyük bir iş başardı hem de iki kelime ile muhtemel ‘manyak’ların çıkarmayı planladığı çatışmayı, kavgayı, gerilimi önledi" dedi.
MEDYADA HAK NASIL ARANIR?
Dört sene önce İlknur Birsel, 4
aylık evliliğin ardından çocuksuz boşanma sonucu kadına bağlanan
süresiz nafakaya çok içerledi.
Facebook'ta bu haksızlığa karşı bir grup kurdu.
Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu'nun takipçileri kısa sürede
binlerce kişiyi buldu.
Ki bunların arasında anneler, eşler, kız kardeşler, destek vermek
isteyen hukukçular da vardı.
Anayasa Mahkemesi, süreli nafakayı reddetmiş, bütün itiraz
yollarını kapatmıştı.
Ancak üyelerden biri aksi yönde oy kullanmıştı. O üyenin
gerekçelerini didik didik ettiler. Bu şerh platforma rehber
oldu.
Ardından Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi Başkanının süreli nafakayı
sindiremediğini söylediği görüşlerini fark ettiler. Hemen
kendisiyle sosyal medya üzerinden irtibata geçip fikirlerini
aldılar.
Sonra TBMM Aile Komisyonu 2016 yılının başında platform başkanını
Meclis'e davet etti.
Mağdur hikâyelerini, belgeleri, raporları ortaya koydular. 30
yıldır yürürlükte olan Süresiz Yoksulluk Nafakası Kanununun
binlerce mağdur oluşturduğunu söylediler.
Bazı insanların birkaç ay evli kalıp, ömür boyu nafaka ödediğini,
bu durumun kişi yeniden evlendiğinde aileleri yıprattığını ifade
ettiler.
Ancak bir arpa boyu yol alamadılar.
Geçen yıl kasım ayında tekrar harekete geçtiler.
Meclis'e gidip, konuya hâkim milletvekilleriyle görüştüler. Adalet
ve Aile Komisyonlarına dosyaları tekrar bıraktılar.
Facebook'tan, Twitter'dan bütün gazetecilere mesaj attılar. Ki
gazetemize de aynı yolla ulaştılar. Birçok gazete gibi konuyu
manşete taşıdık.
40 kişilik platform ekibi gece gündüz sosyal medyada meseleyi
gündemde tutmaya çalıştı. Zaman zaman “trend topic” oldular.
Gazete ve televizyonlarda çıkan bir haber, başka bir habere vesile
oldu. Bütün yayın organları meseleye sahip çıktı.
Türkiye, Star, Hürriyet, Milliyet, Posta, Millî Gazete, Sözcü, Yeni
Akit, Anadolu Ajansı ve İhlas Haber Ajansı, TGRT Haber, TRT Haber,
Kanal D, Show TV, ATV, A Haber, HaberTürk, 24 TV ve CNN Türk...
Mağduriyetler her mecrada yayınlandı.
Kırmadan, dökmeden meseleyi ortaya koydular. Kadın dernekleri de
sahip çıkınca Adalet Bakanlığı meseleyi gündemine aldı.
Ne var ki araya seçim girdi. Ancak konu büyük olasılıkla yeni
yasama döneminde ele alınacak meselelerden biri olacak.
Hülasa... Sosyal medya artık önemli bir hak arama mecrası. Ancak
tek başına yeterli değil. Geleneksel medyanın da buna ortak olması
gerekiyor ki iş ciddiye binsin ve tartışılabilsin.
Gazeteciler mesajı ne zaman
alacak?
Bütün partiler seçimin muhasebesini yapıyor bu sıralar.
Herkes sandıktan ders çıkardı, gerekli mesajı aldı.
Bir tek medya kendini hesaba çekmiyor.
Meslekte ayar kaçalı çok oldu. Anlı şanlı köşe yazarları birer
holigan gibi.
Birisi çıkıyor muhalefet liderine "Guguk kuşu istifa et" diye
çağrıda bulunuyor, "Kayyuma bile razıyız, alın bunu görevden"
diyor.
Diğeri AK Parti'nin birçok ilde kaybettiğini belirtip "Sonuçlar
mercek altına alınacak. Sebepleri tespit edilip gereği yapılacak"
diye 'ültimatom' veriyor. Bir başkası hangi partinin desteklenmesi
gerektiğini yazıp oy topluyor.
Kimse de kalkıp "Gazeteci misiniz, il başkanı mı, ilçe başkanı mı,
delege mi?" diye sormuyor.
Parçalanmışlık, kutuplaşma o biçim. Mafya babası gazetecilerden
ölüm listesi hazırlıyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor.
“Satılmış,
şerefsiz!”
Erdoğan kalksa ve yazısını beğenmediği bir köşe yazarına "Satılmış,
şerefsiz" dese ne olurdu?
Muhtemelen günlerce konuşulur, tartışılır, ses ta Avrupa'dan
gelirdi.
Muharrem İnce, dün Hürriyet'e verdiği röportajında Yılmaz Özdil
hakkında aynen böyle dedi.
İki büyük
kelime
Muharrem İnce, deli dolu bir siyasetçi. Yer yer kaypak ve
ayarsız.
Ama son seçimde hem meydanlarda iyi bir performans sergiledi hem de
sonrasında iyi bir sınav verdi.
Anlattığına göre o kadar oy farkına rağmen “hasta, delirmiş,
paranoyak’ dediği tipler, seçim gecesi insanları sokaklara
çağırmasını beklemişler. Ama o buna uymamış. Belki de çağıracaktı
bilemiyoruz.
Ama İsmail Küçükkaya’ya gönderdiği “adam kazandı” mesajı her şeyin
rengini değiştirdi.
İster sevin, ister sevmeyin, Küçükkaya hem gazetecilik adına büyük
bir iş başardı hem de iki kelime ile muhtemel ‘manyak’ların
çıkarmayı planladığı çatışmayı, kavgayı, gerilimi
önledi.