'Türk Yahudi Basını' raflardaki yerini aldı

Yurdumuzda ilk 'Yahudi' gazetesinin çıkatılmasından günümüze 173 yıl geçti.

GAZETECİLER.COM -

 

"...Yurdumuzda ilk 'Yahudi Basını' girişiminden günümüze 173 yıl geçti. 28 Ekim 1927 Nüfus Sayımında sayıları 81.392 iken, günümüzde yaklaşık 17.000 kadar kalmış Türk Yahudilerinin kültür envanterini gelecek kuşaklar için kayda almaya çalışırken, 'Türk-Yahudi Basını'nın ihmal edilemeyeceği aşikârdır.

Genelde 'Yahudi-İspanyolcası (Ladino) Basın' olarak da adlandırılabilecek gazete ve dergilere, Osmanlı İmparatorluğu'nda Sefaradların yaşadığı birçok yörede (Eski Yugoslavya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Mısır, Filistin) olduğu gibi, bir Osmanlı Sefarad cemaatinin örgütlendiği Viyana'da ve Osmanlı'dan göç eden Türk Yahudilerinin yerleştiği ABD, Fransa ve İsrail'de de rastlanmaktadır.

Bu konu ile ilgili araştırmalar, Türk Yahudileri Tarihi'nin birçok tematik konusuna oranla daha zengindir. Ancak, 'Yahudi-İspanyolcası Basın'nın özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gelişimini ayrıntıları ile toparlayan ve bu anıtın mimarları olan fedakâr gazetecilerin yaşam bilgilerini derleyen Türkçe bir eserden mahrumuz.

Yüz yetmiş üç yıl içinde yayınlanan gazete ve dergilerin, özetle de olsa, kuruluş amaçlarını, içeriklerini, sorunlarını kapsayan anlatımını bir başlık altında toplamanın artık zamanı gelmiştir, diye düşünüyorum."

Araştırmacı Yazar Naim A. Güleryüz, işte bu gerekçelerlde derlediği 'Türk Yahudi Basını' adlı eseriyle okur karışsına çıktı.

500. Yıl Vakfı Başkanı ve 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi kurucu proje koordinatörü ve küratörü Güleryüz kitabın arka kapağında yazma amacını şöyle açıklıyor:

"Yahudi-İspanyolcası basının özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gelişimini ayrıntıları ile toparlayan ve bu anıtın mimarları olan fedakâr gazetecilerin yaşam bilgilerini derleyerek Türk Yahudiliğinin kültür mirası envanterine ekleyip gelecek kuşaklara emanet etmek toplumsal değerbilirlik borcumuzdur..."

 

İşte Naim Avigdor Güleryüz'ün Gözlem’den çıkan Türk Yahudi Basını tarihi kitabından 173 yıllık Yahudi basını tarihine ışık tutan ayrıntılar:

İlk girişim La Buena Esperansa

İlk Ladino dilinde gazete girişimi ilk Türkçe gazetenin basılmasından 11 yıl sonra temelleri atılan La Buena Esperansa. İzmirli tüccar Rafeal Uziel’in 22 Mayıs 1842’de İzmir’de yayınlanacağı ilan ettiği gazetenin duyurusu çoğu Avrupa Yahudi gazetesinde yayınlanmasına rağmen maddi sebeplerden ötürü hayata geçemedi.

İlk gazete Sha’arey Mizrah

Yine Rafael Uziel’in hayata geçirdiği Sha’arey Mizrah – Las Puertas del Oriente (Doğunun Kapıları) gazetesi 29 Aralık 1845’te yayın hayatına başladı.

Gazetenin ilk baskısında Uziel şunları kaleme almıştı:

“Bugün millette bunun eksikliğini görerek kuvvetimi yeniden toparladım… Bu konudaki eski fikirlerimi yineledim. Umarım ki Tanrım, her sınıdından halk için bu kadar yararlı olan bu projede yardımcım olacaktır… Bu gazetemin La Buena Esperansa adını değiştirip Sha’arey Mizrah veya Doğunun Kapıları başlığını verdik.”

Güleryüz Sha’arey Mizrah ile ilgili kısımda şu nota da yer veriyor:

“Henüz basında sansür olmamasına rağmen Uziel ‘dine veya hükümete hakaret içermemek kaydıyla’ herhangi bir dilde gelecek yazılara yer vereceğini ifade veriyordu.”

15 günde bir basılan gazete, 15 ile 16. Sayısı arasında geçen 6 haftalık süre dışında ayda iki defa olmak üzere düzenli bir şekilde yayımlandı. Son rastlanan sayısının 4/5 Kasım 1846 tarihini taşıyan Sha’arey Mizrah’in yayınına son verdiğine ilişkin haber ise Londra merkezli Jewish Chronicle’da 19 Mart 1847’de yer aldı.

İstanbul’daki ilk gazete: Or İsrael

İstanbul’daki ilk Ladino dilinde gazete Or İsrael (İsrail’in Işığı) 1853’te yayımlandı. Latin harflerle Gazeta de Konstandina (İstanbul Gazetesi) ve Luz de İsrael isimlerini de adının yanında basan gazeteyi Leon Hayım de Kastro Kırım Savaşı sırasında cepheden haber bekleyenlere haber sağlamak için çıkarmaya başladı.

Or İsrael’in yayın hayatı iki buçuk yıl sürdü.

58 yıl aralıksız yayın: El Tiempo (El Tyempo)

Şalom’dan sonra en uzun süreli Türk Yahudi yayını olan El Tiempo 1 Ekim 1872’de yayın hayatına başladı.

İlk yayın müdürü İshak Hayim Karmon olan gazete 4 Temmuz 1875’e kadar Cumartesi günleri dışında her gün, 7 Temmuz 1875 il 31 Ekim 1879 arasında haftada üç gün yayınlandı.

1 Kasım 1879 ile 8 Şubat 1880 arasında kapanan gazete, 9 Şubat 1880’de yeniden yayına başladı. Yayınının sona erdiği 27 Mart 1930’a kadar haftada iki gün yayınlandı.

Kitabında El Tiempo’nun uğradığı baskılara değinen Güleryüz gazete için şunları yazıyor:

“Gazetenin başyazarlığını 55 yıl süreyle kesintisiz yürüten David Fresko kuvvetli kalemi ile, Abdülhamit döneminin en sıkı günlerinde dahi, Türk Yahudiliğini karanlıktan ve cehaletten kurtarmak için, korkusuzca mücadele etti.

''İlerici fikir ve görüşlerini beğenmeyen veya menfaatlerinin bozulacağından korkan bağnaz bir kesimin şiddetli eleştirilerine ve dönemin Hahambaşılık Ruhani Kurulu’nun (Ben Din) ‘Yahudilerin dini duygularını zayıflattığı’ gerekçesiyle sürgüne göndertmek ve hatta herem ( bir Yahudi’nin Ruhani Kurul kararıyla, cemaatinden dışlanması, kendisiyle temas edilmesinin veya söylediklerinin işitilmesinin yasaklanması) tehditlerine göğüs gerdi. Bu arada gazete Hahambaşı Kaymakamı (Locum Tenens) Moşe Levi tarafından bir süre geçici olarak kapattırıldı.”

İlk Raşi harfleriyle Türkçe gazete Üstad

İzmir’de Raşi harfleriyle Türkçe basılmış ilk gazete Üstad, 1889’da Tacül Mezhep-Keter Tora İlkokulu Müdürü Mois Efendi Fresko tarafından yayınlandı.

1891’e kadar yayınlanan gazete önceleri dört sayfa olarak Çarşamba günleri basılırken, daha sonra haftada iki gün yayınlandı.

Mizah ekleri: El Soytarı

1909’da, 24 Temmuz 1908’de sansürün kalkmasının hemen ardından yayın hayatına başlayan El Meserret’e ek olarak verilen El Soytarı (Soytarı) hiciv gazetesi olarak “alay eder, güldürür, bazen de ağlatır” logosuyla yayınlandı.

El Soytarı Birinci Dünya Savaşı ile birlikte sona erdi.

Cumhuriyet dönemi ilk yayınları

1931’de Victor (Vittorio) Levi, Raşi harflerle iki yeni gazete yayınlamaya başladı.

La Tienda de Yakob (Yakub’un Çadırı) haftalık edebi dergi iken La Famiya Judia'nın (Yahudi Ailesi) hedef kitlesi kadınlardı.

Levi’nin özgür ve resmi bağlılığı olmayan olarak tariflediği yayınlar sadece iki yıl yayınlandı.

Çok partili dönem

Çok partili döneme geçiş ve Türkiye’de demokrasi denemeleri Türk Yahudi basınını da etkiledi bu dönemde altı gazete ve dergi yayın hayatına başladı. Yayınını bugün de sürdüren Şalom 30 Ekim 1947’de, Şabat 4 Temmuz 1947’de, Atikva 10 Aralık 1947’de, Or Yehuda 17 Haziran 1948’de, L’Etolile du Levant 24 Temmuz 1948’de ve Or İsrael 24 Ocak 1949’da yayın hayatına başladı.

Ve Şalom…

Şalom İsak Yaeş ve Avram Leyon 30 Ekim 1947’de “Türk Yahudi toplumunu tek bir haftalık gazete ile baş başa bırakmamak için ikinci bir gazete” olarak Şalom'u çıkarmaya başladı.

"A lo tuerto tuerto, a lo derece derece" (Eğriye eğir, doğruya doğru) sloganıyla çıkan ve hala aynı ifadeyi başlığının altında taşıyan gazete” memleket davalarında tarafsız bir görüşle düşünce ve anlayışlarını açıklamayı, hakikatten ayrılmamayı” amaçlıyordu.

1976’da “Basın Şeref Kartı” ve 1983’te Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğünce “50 Yıl Basına Hizmet” ödülüne layık görülen Avron sağlığı sebebiyle gazeteyi aynı tempoda yürütecek durumda değildi.

Avron, 1984’te, Şalom’u yayın hayatına devam edebilmek için 1984’te Gözlem Gazetecilik Basın Yayın A.Ş.’ye devretti.

1984’ten beri Türkçe ağırlıklı olarak devam eden Türk Yahudi basını bugün Şalom, Şalom Dergi, El Amaneser ve internette yayınlanan Diyalog e-haber bülteni olarak devam ediyor.