Televizyon gazeteciliğinde çürüme başladı...
Artık çok geç… Yazık olmuş televizyon gazeteciliğimize… Ve artık… Çürüme başlamış…
Kısa dönem askerlikten arkadaşım
telefonda “Aç, aç, aç!..” diye bağırıyordu...
Şaşırdım…
“CNN’i aç… CNN’i aç!”…
*
“Ekran karşısında değilim nasıl açayım?..”…
“Allah aşkına aç şu CNN’i de kaçırma bu sahneleri…”
*
Kalktım, ekranın karşısına geçtim…
Bu arada o kahkahalarla gülüyor Ahmet Hakan’ı övüyordu(!)…
*
Ahmet, yüzü (Utanmaktan olamayacağına göre) öfkeden kıpkırmızı
olmuş; bağıra çağıra konuşan gözlüklü bir adamın karşısında
dikilmiş adeta yalvarıyordu…
*
Aynı anda…
Güçlü kuvvetli iri yarı olduğu ekrandan fırlayacakmış gibi
duruşundan belli bir kadın ise ha bire konuşuyor, (Belli ki)
bağıran çağıran adama lâf yetiştiriyordu…
*
Bir dakika kadar öylece baktım…
Telefonun diğer ucundaki dostum:
“Kamuoyunu işte bunlar oluşturuyor… Seçimlerde oy kullananların
tercihlerini işte bunlar belirliyor” derken artık gülmüyordu…
*
Bastım kumanda aletinin tuşuna ve kararttım ekranı…
Yaklaşık kırk yıllık arkadaşıma “hadi len” dedim sitemkâr bir ses
tonuyla…
*
Telefonu kapadıktan sonra filmi bir dakika öncesine sardım…
O sahneler geldi geçti gözlerimin önünden…
İçim acıdı…
TV kanallarımız kanalizasyona döndürülmüştü adeta…
*
“Televizyon gazeteciliğimize yazık ediyorsunuz” diye yıllarca
çırpındım, halen de çırpınıyorum…
Artık çok geç…
Yazık olmuş televizyon gazeteciliğimize…
Ve artık…
Çürüme başlamış…
KATAR’DAN YANAYIM…
Katar’ın suçu(!) ne?..
“Müslüman kardeşlere, IŞİD’e destek” falan mı?..
Yalan…
Onu benim külahıma anlatsınlar…
*
Katar’ın suçu (!) İran’ın da bölgesel ekonominin bir aktörü olarak
kabul edilmesini istemek…
Yani…
Ortadoğu’ya kalıcı barışın gelmesi için çaba göstermek…
*
Yani…
Artık insanların ölmemesi, daha çok refah içinde yaşaması için
düşmanlıkları ortadan kaldırmaya girişmesi…
*
Oysa…
İran’la “kalıcı barış”…
Oysa…
İran’ın bölgede ekonominin aktörlerinden biri olarak kabulü; savaş
ihtimalinin ortadan kaldırılması demek…
*
İran, İsrail ile…
İran, Suudi Arabistan ile sürekli “savaş halinde” tutulmalı ki…
Silâh sektörü para kazansın…
Silah sektörünün kazandığı paradan da siyasetin ve orduların
egemenleri büyük büyük paylar alsın…
*
Tabii ki devletimiz tarafsız kalsın…
Ama arkadaş…
Ben bu acımasız oyunda Katar’dan yanayım…
BİZİ DE
“GÜLDÜRSE” FENA MI OLUR?..
Haberin kaynağı pek güvenilir olmasa
da (Mesut Yar) çok hoşuma gitti…
Hani “anlat anlat heyecanlı oluyor” gibi…
*
Karım bir gün, Gülse’ye (Bitez Dondurmacısında) şöyle dedi:
“Bizim de gülmeye hakkımız yok mu?.. Biz de sululuklara ‘ay çok
komik’ deyip gülmek zorunda mıyız?”..
*
Sadece gülümsemişti Gülse…
*
Evet…
Ekranlarda “komiklik” ya da “mizah” diye yayınlanan dizilerde bir
sürü sululuk…
Tabii ki o dizilere izleyenlere de gülenlere de sonsuz saygım
var…
Ama…
Bu saygım, kanalların patronajının bizi Gülse Birsel komedisinden
mahrum bırakmaya hakları olduğu anlamına gelmez…
*
“Gülse” yeniden bizi de “güldürse” fena mı olur yani?..
HINCAL USTA’DAN MI
KORKTUN?..
Osman Müftüoğlu dünkü Hürriyet’te “Öksürmek kalp krizini önler mi?”
başlığı altında yayımlanan makalesinde, kalp krizi geçirdiğini
anlayan bir kişiye şu tavsiyede bulunuyor:
“Eğer yanınızda varsa bir adet 325-500 mg’lık asetil salisilik asit
tabletini ağzınızda çiğneyip emmeyi deneyiniz. Yutmayınız,
çiğneyiniz.”…
*
İlahi Müftüoğlu…
Şu tabletin “Aspirin” olduğunu yazsaydın işten mi kovulurdun?..
Yoksa Hıncal Uluç seni marka reklâmı yapmakla mı
suçlardı?..
BUNLAR BELLİ Kİ GİDİCİ…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki
dedi ki:
“İmar hırsızlığı için İstanbul ve Ankara’ya bakın”…
*
Tercümesi:
“Ankara ve İstanbul belediye başkanlarına el sallayın”…
“EN
UYANIK” ŞARKICISI…
Neymiş?..
Murat Boz’la Aslı Enver barışmış(mış)..
*
Dargın mıydılar ki barışsınlar?..
*
Ben size bir şey söyleyeyim mi?..
Murat Boz pop müzik tarihimizin” “en uyanık”
şarkıcısıdır…