Star'a seni neden aldılar be Lütfü'cüğüm?..
Ah be kardeşim ah… Sen o medya köyüne neden gelmiştin ki?.. Muhalif yazıların da yayımlansın diye mi?..
Köyün birinde kayınpederlerin
gelinlerine ensest uygulamaları kural haline gelmiş. Bu durumu
bilmeyen yeni gelinlerden biri çeşme başında diğerlerine
kayınpederinden şikâyet ederken:
“Bir gün oğlu bir gün babası… Canıma yetti artık ama” demiş.
Çeşme başındaki kıdemli gelinler gülmüş...
İçlerinden biri yeni geline sormuş:
“Kızım sen bu köye neden gelin geldin ki?.."
*
“Böylesine muhalif yazılar yazarsan
yayımlamayız” diyerek Oflaz’ın Star Gazetesi’ndeki yazısı
yayımlanmamış…
Lütfü de işi (!) bırakmış…
*
Ah be kardeşim ah…
Sen o medya köyüne neden gelmiştin ki?..
Muhalif yazıların da yayımlansın diye mi?..
NOT:
Lütfü’cüğüm düşün bakalım:
Hükümete destek veren bir yazını gönderseydin, SÖZCÜ yayımlar
mıydı?..
Yayımlamazdı çünkü o da kullandı seni…
TUĞRUL
TÜRKEŞ’E İNANIYORLAR…
MİT TIR’ları konusunda üç kişi ısrarla doğruyu yazıyor.
- Ertuğrul Özkök, Ersoy Dede ve bendeniz...
*
Nasıl mı?..
Başından beri dönemin başbakanının (Halen cumhurbaşkanı ve Ak Parti
Genel Başkanı) “o TIR’larda Bayır Bucak Türkmenlerine gönderilen
insani yardım malzemesi vardı” açıklamasına inanarak…
*
Gelin görün ki iktidara yakın duran yazarlar, müzmin muhalifler ve
Enis Berberoğlu’na 25 yıl hapis cezası verip anında tutuklayan
mahkeme heyeti, dönemin başbakanına inanmıyor…
*
Hepsi ve ısrarla, halen başbakan yardımcılığı görevinde bulunan
Tuğrul Türkeş’in, “Vallahi de billahi de o TIR’lar Bayır Bucak
Türkmenlerine gitmiyordu” deyişine inanıyor…
HER ÜLKEDE
İKTİDAR İLETİŞİM ARAÇLARINI KULLANIR…
Demokrasisi daha çok gelişmiş, hukukun üstünlüğü ilkesine
göstermelik de olsa, daha çok değer veren ülkelerde “özgürlüklerin
alanı”, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere göre daha
“geniş” tutuluyor.
*
Ama…
Buna rağmen hepsinde sistem, egemen güçlerin çıkarlarına göre ve
sistemin devamlılığı için şekillendiriliyor.
*
Bu nedenledir ki…
İktidarlar aldıkları kararların sorgulanmasından haz etmez…
Sadece kendi seçmenlerinin değil, kendilerine oy vermeyenlerin de
icraatlarını ve söylemlerini desteklemesini ister.
Her yaptıkları açıklamanın doğruluğuna inanılması için gerekirse
baskı yapar…
*
Bunun için de iletişim araçlarını kullanır.
Yani:
Gazeteleri kullanır.
Televizyonları kullanır.
Radyoları kullanır.
Sinemaları kullanır.
Tiyatroları kullanır.
Romanları, öyküleri kullanır.
Ve hatta…
Şarkıları, şiirleri kullanır.
İMKÂNI
YOK DEĞİŞEMEZ…
Türkiye’yi neredeyse demokrasi tarihimiz boyunca hep sağ,
muhafazakâr partiler yönetti…
Ama Ak Parti’nin son 8 yılı hariç bütün iletişim araçları her zaman
solun yönetiminde, solun egemenliğinde kaldı…
*
Bir bakıma sol şu kuralı benimsedi:
“Ey sağ iktidarlar bütün kanunları siz yapın ama iletişim
araçlarının hepsini ben yöneteyim.”
*
Erdoğan pek çok konuda olduğu gibi o konuda da devrim yapmak
istedi…
Ama…
Sadece medyanın (Gazete, televizyon, radyo) yönetimini ele
geçirebildi…
Sinema, tiyatro, roman, öykü, şarkı ve şiirler halen solun
elinde…
ZORLA BAŞKAN YAPACAKLAR…
CHP’nin yıllardır iktidar olamamasının
birinci müsebbibi parti yönetimi ve liderler değil…
Ya?..
Solcu medya…
*
CHP’ye değişim şansı tanımadığı gibi…
Her iki seçmenden birinin oyunu alan bir siyaset liderinden
makamıyla değil de küçük adıyla söz ediyor…
Öyle olunca milyonlarca makul DYP’li, ANAP’lı ve DSP’li eski seçmen
CHP iktidarından ürküyor…
Aşağılanmaktan, ötekileştirilmekten korkuyor…
Ve…
Oyunu Erdoğan ve yönettiği partisi için kullanıyor.
*
Son birkaç yıldır CHP iktidarı için şans doğdu…
Çünkü artık Ak Parti’nin de medyada çok etkin bir kibir istasyonu
oluştu…
Kemal Kılıçdaroğlu’nu sürekli aşağılıyor, onunla alay ediyor,
itibarsızlaştırmak için her türlü yalan ve dolana
başvuruyorlar.
*
Hâsılı…
Ak Parti’yi de kendi Çölaşan’ları yıkacak…
Ya da Kemal Kılıçdaroğlu’nu zorla başkan yapacaklar…
TARİH TEKERRÜRDEN İBARET
Ezilen insanları ezilmekten kurtarmaya
çalışanlar, insanlık tarihi boyunca cezalandırıldı…
*
Olmayacak hayaller gören fukaraları “kendinize gelin” diye
uyandırmaya çalışanlarla alay edildi…
*
En fenası:
Kendilerini uyandırmaya çalışanlarla alay edenlerin; ezilmişlikten
ve olmayacak hayallerle uyutulmaktan kurtarılmak istenen insanlar
olmasıydı.
*
Bugün mü?..
Tarih tekerrürden ibaret olduğuna göre…
YARDIMCI
OLMAK İSTEDİM DE…
Gelişmiş bir demokrasiye sahip olabilmek için halkın en azından %
90’ının gerçek ile kurgu; yanlış ile yanlı bilgi arasındaki ayrımı
yapabilecek, sunulan bilgiyi sorgulayabilecek bir deneyime sahip
olması gereklidir.
*
“Türkiye gelişmiş bir demokrasi mi?” sorusuna cevap arayanlara
yardımcı olmak istedim de…