Sözcü yazarına neden kimse tepki göstermedi? Salih Tuna yazdı
Nagehan Alçı'nın söylediği sözler için kıyamet koparanların Sözcü yazarına tepki göstermemesini eleştiren Salih Tuna 'Ağzı bozuk' başlıklı yazısında bakın neler yazdı...
Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, Sözcü gazetesi yazarı Bekir Çoşkun'un köşe yazısındaki ifadeye diğer yazarların tepki göstermemesini kaleme aldı. "Nagehan Alçı'ya gelince yeri göğü inletenler neden Sözcü yazarına tepki göstermedi?" diyen Tuna, "Bu çifte standart nedir?" diye sordu.
SALİH TUNA'NIN YAZISI
Sözcü gazetesinin ünlü köşe yazarlarından biri geçen gün
aynen şu ifadeye imza attı: "... ana kuzusu
askerler sınırlarda kaya parçaları için
can verirken..."
Baktım, kimseciklerden "tık" yok.
Halbuki...
Nagehan Alçı bir süre önce benzer bir şey
söyleyince kıyametler kopmuştu.
Ege adalarının tartışıldığı bir televizyon programda,
"18 keçinin otladığı kaya parçası için savaş mı yapalım"
demişti hani.
Dediğine de bin pişman edilmişti.
Mesela...
Fatih Altaylı, "Doğu'da, Güneydoğu'da uğruna binlerce şehit
verdiğimiz dağların bazı bölgelerinde keçi bile otlamıyor. Ama
keçilerin bile çıkamadığı o dağlarda evlatlarımız ölüyor" dedikten
sonra alegorinin dibini şöyle bulmuştu: "Uğrunasavaşılacak vatan
parçasında ille de yalı olması gerekmiyor!.."
Eski bir siyasetçi de "o kaya parçası değil vatan
toprağıdır ulan" diye kükremişti.
Fakire soracak olursanız, "vatanın çakıl taşı da vatana dahildir"
elbette.
Kıymet skalasını manadan soyutlarsanız varacağınız yer bir tür
emlakçılıktır.
O vakit de Boğaz'ı gören semtler, Avcılar'a
nazaran daha çok uğrunda ölmeye değerdir
derseniz diliniz şişmez.
Demem o ki...
Kaya parçası dediğinizi vatan yapan ona yüklenen manadır, emlak
bedeli değil.
Bayrak da bezdir ama ondaki mana, ondaki "hilal" ruh kökümüz,
davamız, namusumuzdur; "yıldız" da bu "hilal" uğruna ölmeyi göze
alanların alayıdır.
Benim dediğim şudur:
Nagehan Alçı'ya gelince yeri göğü inletenler neden Sözcü yazarına
tepki göstermedi?
Bu çifte standart nedir?