Soner Yalçın kazandı
Gazetecilik vicdanıyla yazılmış yazısıyla Soner Yalçın kazandı.
Ey güzel meslektaşlarım...
Birbirimizi sevmek zorunda değiliz.
Birbirimize saygı duymak zorunda da değiliz…
Birbirimizin yazıp söylediklerini beğenmek gibi bir zorunluluğumuz
da yok…
Yanlışlarımıza göz yummamız ise mesleki ayıbımız olur.
*
Ama be arkadaş…
İçimizden biri eğer bizim mahalledeyse kakasında boncuk
buluyor…
Karşı mahalledeyse boncuğunda kaka arıyorsak; işte bu
olmaz…
*
Sözü, Soner Yalçın’ın bugünkü SÖZCÜ’de “İsmail
Küçükkaya” başlığı altında
yayımlanan makalesine getireceğim.
Soner adeta gazetecilik dersi veriyor…
O Soner ki…
17/25 Aralık yargı operasyonu dâhil olmak üzere Sayın
Cumhurbaşkanı’nın FETÖ
ve PKK terörüyle yaptığı mücadelede her zaman yanında durma
prensibinden asla
vazgeçmemiştir.
Hem de bunu, SÖZCÜ’de yapabilmiştir.
*
Bugünkü yazısında da, İsmail’in bir gazeteci heyecanıyla verdiği
(Veya iddia ettiği)
bir haber yüzünden ve hiçbir yargılama olmadan cezalandırılmasını
eleştiriyor
Soner (Cezanın kuruma verilmesiyle İsmail’e verilmesi
arasında hiçbir fark yok).
*
Değerli meslektaşlarım.
Gazetecilikte yanlış yapmanın bedeli okur ve güven kaybıdır.
Bir diğer sonucu da haberin iftira olması durumunda yargılanmak ve
mahkûm
olmaktır...
Ama…
Yargılama yapmadan verilen ceza; hukukun temel ilkelerine de
basın
özgürlüğüne de aykırıdır.
*
Hâsılı…
Gazetecilik vicdanıyla yazılmış yazısıyla Soner Yalçın
kazandı.