Sinan Çetin: Cihangir'de Erdoğan nefretiyle dolup taşanlar var
AK Parti'ye oy verdiğini açıklayınca linç edilen ünlü yönetmen Sinan Çetin, yine muhalefeti kızdıracak açıklamalar yaptı.
Sosyalist tripler atan bir kapitalist olduğunu kabul ediyor musun?
Ben bu -ist ile -izm ile biten konuşmalardan çoğu zaman hiçbir
sonuç çıkmayacağına karar verdim. Bugün ne bir sosyalistin ne de
bir kapitalistin söyleyeceği sözün dünyayı değiştirip
dönüştürebileceğini düşünmüyorum. Artık yeni bir şey bulmamız, yeni
sözler söylememiz hatta en önemlisi de dünyayı değiştirip
dönüştürme iddiasından vazgeçmemiz lazım. Dünyanın kendi
değişimine, kendi dönüşümüne saygı duymalı ve onu sadece anlama
çabası içinde olmalıyız. Aslına bakarsan en değerli entelektüel
faaliyetin de bu olduğunu düşünüyorum.
Bu yoğun kutuplaşma ortamında bizi ne birleştirir?
Kutuplaşıyoruz diyenlerin hepsi kutup başı…
Birleşmemiz şart mı? Bence herkes kendi evinde oturup huzur
içinde birleşmeyerek yaşarsa zaten birleşmiş oluruz. Çünkü
insanların fikirlerinin, düşüncelerinin ayrı olması kadar güzel bir
şey yok. İnsanların birbirleriyle aynı fikirde olması kadar da
sıkıcı bir şey yok.O yüzden birleşmenin çok gerekli olduğunu da
düşünmüyorum. Biz birbirimizden farklı fikirler taşıyıp yan yana
yaşayabiliyorsak mesele yok… ki yaşıyoruz zaten… ki yaşadık
zaten.
YANDAŞ DEĞİLİM,
OLMADIM
‘Kutuplaştık.’ ‘Nereye gidiyoruz?’ diyenler var…
Kutuplaştık diyenler düşünsün, ben hiçbir kutuplaşma içinde
olmadım. Hayatım boyunca da herhangi bir kutbun içinde yer almadım.
İnsanların, bir kalabalığın içinde olma refleksine hiç bir zaman
sahip olmadım. Bütün mesele tahammül etmek. Erdoğan'a tahammül
edemeyenler kutuplaşma olarak ele alıyorlar meseleyi. Ama buna
tahammül edecekler, çünkü demokrasi diye bir vakıa var ortada.
Demokrasi nedir? Herkesin birbirinin iğrenç fikirlerine tahammül
etmesidir.
Yandaş mısın?
Değilim. Ben hayatım boyunca bir topluluğun ne yanında oldum
ne yandaşı oldum. Hiçbir grubun içinde kendime yer bulamadım. Zaten
almazlar beni. Yani eğer yandaşsam AK Partililerin arasında yerimin
olmadığını düşünüyorum. Eğer AK Partililerin karşısındaysam onların
arasında da yerimin olmadığını düşünüyorum.
Araftasın yani...
Araftakilerin de beni aralarına alacaklarını sanmıyorum.
Almasınlar da zaten. Ortada bir grup kavramı varsa ben içinde
değilim. Hiçbir kalabalığa dahil olmam. Allah kimseyi bir
kalabalığın içinde yaşamak zorunda bırakmasın.
ERDOĞAN KARŞITI OLMAK
MODA
Hangi partiye oy verdin?
2002'de AK Parti’ye oy verdim. Daha sonra ise hiçbir seçimde
sandığa gitmedim ve demokrasi oyunundan dışarı attım kendimi. Çünkü
Ak Parti’ye oy verdiğim için ve bunu da anons ettiğim için büyük
bir saldırı ile karşı karşıya kaldım. Mesela gecenin ikisinde
sarhoş Cihangirli entellerin ‘Sinan Çetin seni burada istemiyoruz’
gibi abuk sabuk laflarından tut da yandaş etiketine kadar çeşitli
saldırılar yaşadım.
Kendine sanatçıyım diyenlerin HDP için oy propagandası
yapmasına bir çift sözün var mı?
Mesele şu Esra, moda diye bir şey var. Moda sadece elbisede
ya da saç şeklinde olmaz, fikirlerde de olur. Tayyip Erdoğan'dan
nefret etmek onlara ucuz bir kariyer sağlıyor. Bu o kadar kolay
elde edilebilen bir kariyer ki. Bu kafaya göre Tayyip Erdoğan bir
köylü ve biz ondan nefret ettiğimiz için yüksek bilince sahip
entelleriz. Yani Tayyip Erdoğan'dan nefret etmek kolay yoldan aydın
olmak aslında. Bu durumun arkasında ne bir entelektüel çaba, ne bir
sosyolojik analiz ne de hakkaniyet var, burada sadece duygusal bir
aidiyet hissi var. Mesela, Sovyetler yıkılmadan önce
Türkiye'deki bütün sinemacılar ve reklamcılar solcuydu. Yani
kapitalizmin borazanı reklam ajansları solcularla doluydu ve ben
komünizmin insanlığın en büyük cehennemi olduğunu gördüm. Bunu da
açık yüreklilikle söyledim. ‘Komünizm büyük bir diktatörlüktür,
başarı kazanmak yasaktır, mülkiyet edinmek yasaktır, ülkeden dışarı
çıkmak yasaktır ve böyle bir yer de cehennemdir’ dedim. O
andan itibaren bütün sinemacılar bana sırtlarını döndüler çünkü o
dönem solcu olmak, komünist olmak modaydı. Şimdi de Erdoğan karşıtı
olmak moda. Aslında aynı toplumsal bilincin birer tezahürü bu
durum.
‘CEMAAT BENİ
ŞAŞIRTTI’
En son Ülke Tv’de sunduğum Arafta Sorular programımda ‘Türkiye’nin
adı Osmanlı olmalı’ çıkışın niye yanlış anlaşıldı ben
anlamadım.
Bak tane tane anlatıyorum… Osmanlı'da inanç özgürlüğü
serbestti. Cumhuriyet sonrası ise toplum mühendisliği yapılarak
inanç özgürlüğü kısıtlandı. Yine etnik olarak Türkiye Cumhuriyeti
yerine Anadolu Cumhuriyeti denseydi 25 milyon Kürt kendini öteki
hissetmezdi. Sadece Kürtler de değil Ermeniler, Rumlar, Yahudiler
de yine onlarca sıkıntıyı yaşamazdı. Ne olur yani Türkiye
Cumhuriyeti'nin adını koyanlar bir yanlışlık yaptıklarını 10
saniyeliğine düşünse? Hakikaten Anadolu Cumhuriyeti fena olmaz
mıydı?
Cemaat ile ilgili hayal kırıklığı yaşadın mı?
Evet, şaşırdım…
O zamanlarda Türkçe Olimpiyatlarında ne
görüyordun?
Benim gördüğüm şey şuydu; İslam’ın modern halinin, dünyayla
bütünleşmiş pozitif milliyetçiliğin, Türkçe şarkı söyleyen yüzlerce
farklı etnik kültüre mensup insanın olduğu barışçıl bir platform. O
yüzden de kolektivist bir duyguyla onları alkışladım ama sonra bu
ülkenin seçilmiş başbakanının kollarına kelepçe vurmak, hükümeti
ele geçirmek gibi bir durum ortaya çıktı, bunu şiddetle
reddetmelerini bekledim, hala da bekliyorum.
HDP’YE UMUT
BESLİYORUM
Kürt meselesi çözülürse ne olur?
Türkiye eğer Kürt meselesini çözüme kavuşturursa beş sene
içerisinde Avrupa'nın en zengin en demokratik ülkesi
olur.
Kürtler mutlu mu peki?
Değil.
HDP, 7 Haziran’da ne yaptı?
Bir kere her şeyden önce Selahattin Demirtaş gibi -ki benim
de arkadaşım- çok tatlı bir yüze sahip, güzel şeyler söyleyen bir
insan var HDP'nin başında. O gün verilen oylar barışa verilmişti.
Hatta HDP yüzde 13 aldığında ben ve arkadaşlarım toplanıp bu ülkede
artık Kürt sorunu çözülmüştür diye kutlama yaptık.
Terör niye patlak verdi o zaman?
Ben de bunu merak ediyorum, eğer biliyorsan sen cevap
ver.
Yani HDP’nin samimiyetine inanıyorsun?
Tabii ki inanıyorum. Sırrı Süreyya ve Selahattin Demirtaş'ın
içinde olduğu bir HDP'ye hala umut besliyorum ve bu umudun barış
ile taçlanmasını bekliyorum.